HDP’li vekil, meclis kürsüsünden “silahlı Kürt muhalefeti” diye bir tabir kullandı. Kast ettiği şey PKK terör örgütüdür. Yani aslında beyefendi bizim tarif ettiğimiz bir olguyu gözümüze sokuyor: HDP kendini, Kürt muhalefeti olarak adlandırdığı bir oluşumun “silahsız” tarafı olarak görmektedir.

ASIL CEZA MİLLETE KESİLMİŞ

Öte yandan, hin oğlu hin bir kelime oyunu bu. Dünyanın heryerinde “terörist” nitelemesini hak edecek olan bir yapı, bize gelince “silahlı muhalefet” oluyor. Nasıl bu kadar kolay olabiliyor derseniz, söyleyene ve söylediği yere bakın derim. Bu sözleri sarf eden kişi, ‘milletvekili’ kimliği taşıyor. Sözlerin söylendiği yer ise siyaset kurumunun en yüce makamı, Türkiye Büyük Millet Meclisi. Dolayısı ile izah basit: Siz teröristlerin en üst yönetim organlarınıza kadar girmesine izin verirseniz onlar da böyle laflar etme cesareti bulurlar.

Türkiye’nin teröre karşı savaşında binlerce şehidimiz, yirmi bin gazimiz var. Meclisimizin unvanı da gazidir. Gazi meclisin kürsüsünde şehitlerin, gazilerin hakları teröristlerinki kadar savunulmuş mudur, merak ediyorum. Şu sözleri eden adama verilen ceza “bir oturuma katılmama cezası”. Şaka gibi gerçekten! Asıl ceza bu teröristlerin maaşı olarak millete kesilmiş ama kimin umurunda!

Siyasetimizin tescilli NATO’cuları, konu Rusya’ya gelince “PKK’nın Moskova’da bürosu var...” demeye bayılıyorlar. İyi de kardeşim sen meclisinde PKK’ya grup kurdurmuşsun, üçüncü büyük parti olmasına göz yummuşsun. Milletin ezici çoğunluğu “bunlar terörist” derken, bir tek dava dosyasını bile işleme koydurmamışsın, şimdi kalkıp Ruslara “neden PKK’ya büro açtırdınız” diye sorarsan seni kim ciddiye alır?

HAİN GÖREVİNİ YAPIYOR, PEKİ YA SİZ?

PKK’yı meclise taşıyanlar gerçekten ne umuyorlardı acaba? Her biri Kandil’in talimatı ile atanmış bu adamlar, TBMM’ye girince Türkiye’nin çıkarlarını mı savunacaklardı? Oysa dervişin fikri ne ise zikri de odur. Hainin vazifesi ihanet etmektir, onlar da vazifelerini yerine getiriyorlar.

Peki diğerlerinin vazifesi nedir? Ülkenin ezici çoğunluğunun oyları ile meclise giren, orada Türkiye’nin birliğini, dirliğini korumak için namus ve şeref yemini eden vekillerin görevi nedir acaba? Meclisin çatısı altında Ak Parti’nin 290, CHP’nin 139, MHP’nin 49, İyi Parti’nin 39 vekili var. Hadi diyelim CHP ve İyi Parti, gizli ortakları HDP’ye dokunmak istemiyorlar, Ak Partili, MHP’li üç yüz küsur vekil o kutsal çatı altında ne iş görüyor?

Anlaşılan o ki yapabildikleri pek bir şey yok. Sadece meclis kürsüsünden açıkça PKK propagandası yapılırsa biraz patırtı koparıyorlar, o kadar. Milletin parası ile maaş alan HDP vekilleri, her ortamda Türkiye’ye düşmanlık ediyor, AB’nin ABD’nin organizasyonlarında ne kadar memleket düşmanı varsa onlarla oturup kalkıyor. Yetmiyor, evlerinde teröristleri saklıyor, araçları ile terörist sevkiyatı yapıyor... Ama bizim vekillerde çıt yok... Ancak içlerinden biri çıkıp affedersiniz, yüzümüze tükürecek de belki o zaman bizim vekiller beş on dakikalık bir delikanlılık gösterisi yapacaklar. Sonra? Sonrası tısss!

MÜHRÜ VEREN MİLLET ALMAYI DA BİLİR

Binlerce insanımızın katili olan, çoluk çocuğumuza tasallut eden bu şebekenin Gazi Meclisin çatısı altında olması milletin onuruna dokunuyor. Mecliste milleti temsil eden vekiller neden bu hassasiyete duyarsız kalıyor? HDP’nin kapatılması için özel bir oturum açtırmak, bir meclis soruşturması talep etmek bu kadar mı zor? Akçeli işleri on dakikada kanuna çeviren vekiller konu şehitlerin kanı, milletin birliği olunca neden bir türlü harekete geçmiyor?

Vekillerimiz belki de parti merkezlerinden, liderlerinden gelen talimatları aşamıyorlar. Belki de bir ses kulaklarına “HDP’ye dokunmayın” diye fısıldıyor. Ancak şunu akıldan çıkarmasınlar, o meclis partilerin, bürokratların, delegelerin falan değil, milletin malıdır. Elinize mühür veren millet, elbet onu geri almasını da bilir.