KKTC de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Ersin Tatar’ın kazanması Mavi Vatan cephesindeki mücadelemiz ve 21. yüzyıl deniz jeopolitiğimiz için son derece önemli bir kazanımdır.

Bu sonuçla adadaki çoğunluk iradesinin Akıncı ve yandaşlarının hayalini kurduğu Türkiye’den uzaklaşmış, AB ve Güney Kıbrıs Rumlarının siyasi, ekonomik, sosyolojik ve psikolojik hakimiyeti altına girdiği mandacı geleceği reddetmiştir.

Adada TMT, Bereketçiler, Fazıl Küçük, Rauf Denktaş ve vatansever Türk ruhunun diri olduğunun ve korunduğunun mesajı tüm dünyaya verilmiştir.

Seçim bir nevi referanduma dönüşmüş, iki devletli çözümü savunanlar, federasyonculara karşı sandıkta zafer kazanmıştır. Ancak her iki kesim de artık ileriye bakmalı, kutuplaşmaktan kaçınmalıdır. Zira kutuplaşma bölünmelere ve emperyalizme hizmet eder.

Bu sonuç ile BM Genel Sekreteri yeni bir durumla karşı karşıyadır. Bugüne kadar iki toplumlu, iki bölgeli federasyon öngören BM parametreleri terk edilmeli fiilen zaten ölmüş olan 1960 sistemi artık hukuken de terk edilmelidir. Bu gelişme ile birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adı da artık Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak değiştirilmelidir. Böylece BM süreci sona erdirilerek, iki egemen devlet arasında, 1974’den bu yana devam eden ateşkes anlaşmasının, bir barış anlaşmasına dönüştürülmesine odaklanmalıdır. BM, Türk halkının iradesine saygı duymalıdır. Türk halkı federal çözüme hayır demiştir.

Anavatan bu aşamadan sonra KKTC’nin tanınması ve Türkiye ile ekonomik entegrasyonu için her türlü gayreti önceliklendirmelidir.

Yeni dönemde KKTC kendi devletini ve egemen geleceğini koruyucu kanunları mutlaka çıkarmalı, her türlü yıkıcı, bölücü faaliyet ile demokratik ve yasal koşullar altında mücadele etmelidir.

Diğer yandan Ankara, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin uluslararası tanınması için geçmişte yapılan hataları asla tekrar etmemelidir. Annan Planında ve 2017 Crans Montana görüşmelerinde Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı hayati hataları kamuoyumuz artık kabul edemez. Türkiye bu seçimde iki devletli çözüme destek vermiştir. Bu çözüm zaten olması gerekendir. Jeopolitik bir zorunluktur. Bu rotadan AB ve ABD baskısı ne olursa olsun geri adım atılmamalıdır.

Türk iş adamları ve girişimcileri KKTC’de yatırım yapmak için teşvik edilmeli, mevcut durumda adada hâkim olan turizm ve eğitim/öğretim yatırım alanlarının dışındaki alanlarda mutlaka yeni pencereler açılmalıdır.

Diğer yandan federasyon yanlılarının kaybetmesi Türkiye ve KKTC’nin Mavi Vatan cephesinde stratejik avantaj sağlamıştır.

Unutulmamalıdır ki Anavatan, Mavi Vatan ve Yavru Vatan bir bütündür. Ayrılamazlar.

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı ve tarihinin bu yeni dönemi hayırlı olsun.