Sporun ve sanatın uzun vadede “BARIŞ”ın teminatı olduğuna inanıyorum. Bunun için sanat, spor ve eğitimci kimliği ile gençlere rol model olamaya çalışıyorum.
2002 yılından beri aktif fotoğraf gönüllüsü olarak gözümü ve gönlümü aynı nişan çizgisinde tutmaya çalışarak biriktirdiğim ve görsel estetik kaygılarla sunmaya çalıştığım fotoğraf yolculuğumda da. spor kariyerimde de bu meyanda yol almaya çalışıyorum.
Çünkü özellikle sanatçıların ve sporcuların gençler başta olmak üzere tüm insanlığa ilham verdiğine ve daha sağlıklı ve huzurlu toplum oluşturmak adına misyon sahibi insanlar olduğuna inanıyorum.
Bu bağlamda neden devletlerin sporu ve sanatı desteklemesi gerektiğini konusu önem arz ediyor.
Çünkü bu başarılar sadece bireysel başarı değil toplum sağlığı açısından bedenimizi ve ruhumuzu besleyen değerler.
Ben deniz çocuğuyum. Çanakkale’de doğup büyüdüm. Mavi sulara dalmak çocukluğumun oyunlarından biri. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımdan beri bir çok spor branşında lisanlı sporcu olarak sporu yaşam biçimi olarak hayatımın odağına yerleştirdim. Su sporlarına eşimle birlikte uzun yıllar aletli dalış ve sualtı fotoğrafçılığı ile başladım.
Sonrasında serbest dalışa olan yeteneğimi fark ettim ve 2010 yılından sonra yönümü tamamen bu branşa çevirerek o tarihten bu yana milli formayı giydim.
Ülkemi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım. Hala aktif olarak antrenmanlarımı sürdürüyor ve dünyanın en iyileri arsına girmeyi başarıp podyuma çıkmış bir sporcu olarak dünyanın en iyi kadın sporcusu olmayı hedefliyorum.
İşte benim yolum... İnsan mesleğini çok sevse ve mesleğinde çok başarılı olsa bile. bir ömür boyu aynı iş kolunda çalışmaktan sıkılabilir. İkinci kariyer olarak Sporun yükselişi ve zirveye çıkışı benim hikayemin zirvesi.
Önce ruhumu beynimi estetik kaygılarla sanatsal işlerle besleyerek edebiyat öğretmeni olarak görev yaptığım güzel sanatlarla temas etme fırsatı sunan okullarda çalışarak ilk kariyerimi yarattım. İlmek ilmek dokudum.
Bu arada İnaktif olarak devam eden spor tutkum alt akıntı gibi sürüyordu. Bir süre sonra rol çalarak öne geçip kendine alan açmaya başladı.
İyi ki böyle oldu çünkü daha sağlıklı ve güzel olmayı lütfeden biricik yoldu spor. İçten dışa güzellik ve sporun disiplinli, sağlam karakter yaratan sabırlı ve sürekli yaşam biçimi ile gelen mutluluk mavi sulara yelken açtıran bir yolculuğu başlattı.
"Bir renk değildir Mavi huydur bizde..." diyen şair Edip Cansever gibi sualtı ikinci adresim ve milli sporcu kimliğimle de mavi benim günüm, gecem, rüyam, kısaca huyum…
Burada yani "Mavi " de mutluyum… Bu nedenle bugünkü yazımın adı " Mavi Dünyam" oldu. Size her zaman sevdiğim maviden güzel haberler vermek dileğiyle...
Sağlıcakla kalın... MAVİ KALIN...
Masmavi düşlerimiz olsun...
Birgül Erken