Son iki yazıdır adamın cehaletini teşhir etmeye çalışıyorum ama nafile. Emre Kongar bana müsaade etmiyor ki kendi cehaletini kendisi ifşa etmeye devam ediyor.
Efendim, ne demiştik, beyfendi, koyun kırpar gibi her döneme uygun koyunlar için, Evren dönemi ayrı Atatürkçülük, Özal dönemi ayrı, liberallere göre ayrı, Tayyip dönemine ayrı, Açılım dönemine ayrı, İmamoğlu'na ayrı, vs Atatürkçülük dizayn ediyor, bugün de?
Kalkmış, Ecevit döneminde 'Altı Ok'a yaptığı ilaveleri anlatıyor. Bir şeye niye ilave yaparsın, eksik bulduğun için ya da 'modaya' uydurmak için, mesela, 'eşitlik' ilave etmiş, yetmemiş, 'özgürlük' maddesi eklemiş, sıkı durun, 'gelişmenin bütünlüğü ve etkinliği' maddesi de ilave etmiş.
Aklımı zorluyor, pes ettim, eksikliğimi ve kalın kafamı itiraf edip sahneden çekiliyorum, ne oluyor bu 'gelişmenin bütünlüğü ve etkinliği', ne anlama geliyor.
Bu cehalete karşı bir iki yazı yazdığımda da Aydın Doğan'ın kucağında yıllarca oturmuş kankileri, yani Aydın Doğan'ın özgürlükçü solcuları da Emre Kongar'ı sahipleneceğiz diye onlar da kendilerini bize hatırlatıyor, malumunuz Aydın Doğan Türk Ordusu tasfiye edilirken bu özgürlükçü solcuları(?) 'açılımcılıklarının' hatırına bağrına basmış maaşlamıştı.
Şimdi efendim, Masterchefimiz Emre Kongar'a dönelim, Atatürkçülüğü salamura edip iki gün dolapta bekleteceksin. Altı Ok'ları bir güzel kızgın yağda 'mühürleyeceksin' ki suyunu salmasın.
Altı Ok kafayı, yanlarını sıfır kesecek önden iki perçem bırakacaksın. Atatürkçülüğün paçaları İspanyol tarzı geniş kesim olmalı, bol olmalı ki Kaftancıoğlu da Abdullah Gül de giyebilmeli.
Altı Ok'u düdüklüde iyice haşlayacaksın, iki diş sarımsak rendeleyip üstüne hindiba ilave edeceksin ve düdük sesini duyunca kapağı açacaksın, ki cumhuriyetçiler iyice düdüklensin.
Şeftaliyi sıkıp haşlanmış patlıcanın üstüne Cumhuriyet Gazetesi'nde 'tabaklayıp' servis edeceksiniz, yerseniz!
İnanın bu 'tarif'leri bir yiyen bir daha iflah olmaz!
Bağırsak bozukluğu, ishal, kusma, titreme, vs. iyileşmek mümkün değildir.
İshal olunca bir bardak süte ilaveten 'özgürlük' içiverin, olmadı, günde üç bardak 'eşitlik' ilave edin. Krize girip bir ömür yataktan çıkamayaşının sebebi budur.
Siz yine de Masterchef'in tavsiyesinden çıkmayın, Atatürkçülük ve Altı Ok'u rendeleyin kalınlaşmış derinize bir güzel sürün, işte o zaman 'Her şey güzel olacak'. Abdullah Gül dahi gözünüze Rihanda gibi görünecek.
Bu yemeği yapmanız için size 45 dakika bir saat zaman değil, elli uzun yıl veriyoruz, bakın, Masterchef'imiz elli uzun yıldır mutfakta hala Atatürkçülük ve Altı Ok'a tadını kıvamını veremedi.
Yanına balık, rakı, salata, menüye yemeğin adını da yazıverin: 'Gelişmenin Bütünlüğü ve Etkinliği!' Afiyet Olsun.
Masterchef'imiz artık yemekten sonra neşeli bir fıkra da anlatıveririr, eh efendim, bir gün Erdal İnönü'yle yolda giderken... Bir gün Ecevit'le oturmuş kara kara düşünüyoruz! Eeee, birden aklımıza Altı Ok'a ilave yapmak geldi, Ecevit'e 'gelişmenin bütünlüğü ve etkinliği' maddesini anlattım, boynuma sarıldı, gözleri anlatılmaz bir ışıkla açıldı, bir peskimet gibi kuruyup zayıflayan Ecevit'in sağlığı, 'gelişmenin bütünlüğü ve etkinliğini' görünce sıhhati yerine geliverdi. Dedim ki Ecevit'e işte bu gelişmenin bütünlüğüyle 'tarım toplumundan' çıkabiliriz, boynuma sarılınca fularıma dolandı, nefessiz kaldı, dedim ki, işte bütünleşmenin etkinleşmesi, tam da budur, gülüştük efendim.
O ilave madde 'makus talihimizi değiştirecek', artık zafer marşlarına İzmir Marşı'na başlayabiliriz, hep bir ağızdan:
'Geliştiiiiik bütünleeeeştikkk etkiiinleştik'
Arkadaşlar bu ağır yükü bu nakaratı tek bir kişi taşıyamaz, hepimiz, başlarımızı dikip göğsümüzü kabartıp gözlerimizi ufka dikip, tabağın ortasına Halk TV, Tele 1 yorumcuları Eren Erdemler, Şirin Payzınlar, Enver Ayseverler, Levent Gültekinler, vs. bu ne iştir anlayamadım demeden hepsini tabaklayıp oturtun ve tabağın etrafına toplanıp hep birlikte 'koroya' katılalım:
'Geliiiştiiiik büüütünleştikkk'
Etkinleşşştikkk'.
İşte yeni CHP'yi iktidara taşıyacak 'marş'!
Bizi çelikleştirip bütünleştiren.
Herkes evindeki perdeleri koltukları halı kilimleri hemen 'geliştirip bütünleştirsin' ve koltuk ve perdelerini kucaklarına alıp meydanlara koşsun!
Açılımcıları etnik milliyetçileri bölücüleri FETÖ'cü liberalleri Aydın Doğan artıklarını vs. hepsini 'tabaklayalım' beyler!
Yetmedi, 'gelişmiştiik bütünleştiiiik'i ıslıkla da söyleyebilmeliyiz.
Dehamız filozof Marterchef'imiz bu yemeği sabırla tutkuyla coşkuyla kırk uzun yıl verdiği uğraşlarla hazırladı.
Geçmişten bugüne dökdüğü tere bakın insanüstü çabalarına bakın, Atatürkçülük ve Altı Ok'u kaynattı olmadı, ıslattı olmadı, gübreledi olmadı, budadı olmadı, Kaftancıoğlu, Demirtaş, Ekmeleddin, Abdullah Gül, kim varsa yemine yalağına boca etti, olmadı.
Ama sonunda güncelleşip gelişip bütünleşip etkinleşip kıvamını buldu!
Peki Masterchef'imiz kendisine sorulanlara neden sessiz kalıyor, hayır, büyük dahi filozoflardaki o muazzam 'suskunluğu' görüyor hayran oluyorum?'
Ve hakkını verelim elli yılın uzun uğraşları sonucu nihayet kıvamı ve lezzeti tutturdu, eksik olan şey: 'gelişmenin bütünleşmesi ve etkinliğiymiş'.
Hay aksi keşkem bu büyük icadı ben yapabilseydim.
Böyle muazzam şeyleri ancak büyük filozoflar yapabilir ve çağdaşları onları hiç bir zaman anlayamaz.
Duygunun felsefenin yoğunluğuna ışıltısına bakın: 'Gelişmenin bütünleşmesi ve etkinliği!'
Bu ne yaratıcı coşkunluk? 'Gelişmenin bütünleşmesi' derken gözlerimden yaşlar geliyor.
Elmas parlaklığında yüzyılın mottosu: Gelişmenin, eşitlemenin özgür etkinleşmesi?
Cübbeli Hoca duymasın, yanmaz kefen yanında şifa niyetine o da gelişmenin eşitleme etkinleşmesini dua üfürük muska hastaları için kullanabilir.
Etkinleşen bütünleşmenin gelişimleşmesi, affedin cümlelerin ışığı fazla geldi beceremiyorum dilim dolandı.
İşte ben Atatürkçü aydın buna derim!
Serin sonbaharın sokaklarına çıkın temiz havayı içinize çekin ve cumhuriyetçiler, hep birlikte özerkleşin açılımcılaşın kaftancıoğlulaşın imamoğlulaşın Abdullah Gülleşin Davutoğlulaşın: 'gelişip etkinleşip bütünleşin'.
Veryansıntv