Korkuteli, gizli kalmış, bilinmeyen meyve cenneti… Yaylalar Diyarı diye anılır ve o yaylalarında meyvenin hası yetiştirilir. Bereketli toprağı, üreten çalışkan insanları ile Türkiye'nin en önemli meyve ihracat merkezlerinden birine dönüştü. Oksijen Denizi olarak bilinen ilçenin yayla ikliminin de bunda payı çok.
Bir de dillere destan Karyağdı armudu var ki… Meyvenin hası derler buralarda ona. Kışın üzerine kar yağsa bile dalında kalabildiği için yurdumuzun bilgeleri bu ismi yakıştırmış. Ancak şimdilerde ağaçları bir bir kökleniyor. Aslında yakın zamanda Coğrafi İşaret Tescili almıştı. Bu, daha fazla üretim desteği, daha geniş pazar şartları anlamına gelmeliydi. Ancak öyle olmadı. Karyağdı üreticisi, ata meyvesinin maliyetlerine yenik düştü. 20 yıldır bölge üreticisine kazanç kapısı olan bahçeler bozuluyor, ağaçlar sökülüyor.
AĞAÇLAR KÖKLENİYOR
“Karyağdı armudu bu mikro klimayı, bu bölgeyi çok sevdi. Üretenin yüzünü güldürdü. Herkes dikti. Son yıllarda hiç para etmemeye başladı. 2 liraya mal ettiğimiz armudu 2 liraya satamaz olduk. Bu yıl artık sona geldik. Tüm üreticiler, armut ağaçlarımızı köklüyoruz.” Korkuteli Meyveciler Birliği Başkanı Ali Kartop böyle aktarıyor Karyağdı Armudu ile ilgili son durumu.
Bu sırada armut bahçelerine uzanıyoruz. İçimizi acıtan bir görüntü çıkıyor karşımıza. Gövdesi topraktan ayrılmış upuzun yatan yüzlerce Karyağdı ağacı. Adeta bir ağaç mezarlığı.
“Biz bunları sobalarda fırınlarda yakacağız. Yetiştirmesi çok zor bir ürün. Zararına üretmeye gücümüz yetmiyor artık" diye anlatıyor Ali Kartop. “Önce küçük çiftçiler çöktü. Bahçelerini ilk sökenler onlar. Şimdi bizlere geldi. 70 dekar bahçemi köklemeye başladım. Bu yıl 50 dönüm, gelecek yıl 50 dönümü sökerim. Yemeklik bile kalmayacak gibi görünüyor.”
‘ÜRÜNÜMÜZ PARA ETMİYOR’
Karto, şöyle devam ediyor: "İlaçlar yüzde 300, gübre yüzde 500, Mazot yüzde 100, elektrik yüzde 150 fırladı. İşçilik ücretleri de arttı. Bir tek bizim ürünümüz para etmiyor. Plastik kasayı 4 liraya alıyorduk, 12 lira oldu. Bir kilo armudu masrafsız da yetiştirsem, dalından soğuk hava deposuna kadar, işçilikle birlikte, 2 bin lira masrafı var. Karyağdı Armudu bizim için bitti. Dalında hemen satılan sert çekirdekli meyvelerde deneyeceğiz şansımızı. Mücadele etmeye devam edeceğiz."
Korkuteli Meyveciler Birliği Başkanı, "Karyağdı Armudu için yapacak bir şey kalmadı mı?" sorusunu "Üreticiden yana fedakârlık edilecek yeri kalmadı. Biz onu yetiştirirsek, kendimiz öleceğiz" diye yanıtlıyor ve görünmeyen yüksek bedelleri sıralıyor.
"Eskiden tarımsal elektrikten yarım bedel alınıyordu. Bugün sanayi elektriğinden pahalıya geliyor. DSİ'nin sezonda 3 kez verdiği su yetmiyor. Bahçelerimiz gün aşırı sulandığı için yer altından yüksek maliyetlerle su çıkarıyoruz. Eskiden 6070 metreden çekiyorduk. Bugün pompalar 200 metreye iniyor. Bu da maliyet demek. Şu anda bir çiftçinin bahçesine derin kuyu yaptırması 150 bin liraya mal olur. İşçinin bir günlük yevmiyesi 150 lira. 2 2.5 liraya satılan ürünler, bu maliyetlerle kurtulmaz. Büyük şehirlerde o ürünleri 10 liradan aşağı satmıyorlar." Ali Kartop, tüm meyve üreticileri adına, bu maliyetlerin göz önünde bulundurularak bölge çiftçisine planlı destek sunulmasını talep ediyor.
KARA DAYANDI İMKÂNSIZLIKLARA DAYANAMADI
Ali Kartop, Karyağdı Armuduna coğrafi işaret alabilmek için çok emek verildiğini ancak üretimi için hiçbir ayrıcalık sunulmadığını anlatıyor ve ekliyor: "Olgun bir Karyağdı armudunun tadını başka hiçbir meyvede bulamazsınız. Bol sulu, hoş kokulu eşsiz, yerli, milli bir ürünümüz. O bile bu imkânsızlıklara dayanamadı."
HER KARIŞI ALIN TERİYLE SULANAN MEYVE CENNETİ
Antalya'nın en geniş yüz ölçümüne sahip ilçesi Korkuteli, Türkiye'nin önemli meyve ihracat merkezlerinden biri haline geldi. Göz alabildiğine uzanan bahçeler arasından meyveciliğin gözde olduğu Bayat Mahallesi’ne uzanıyoruz. Istanaz Soğuk Hava Deposu önünden yaz kış yurt dışına yükleme yapılıyor. İhracatçı ve Üretici Erdal Çetin, meyvecilik ve ihracat alanında Korkuteli'nin sesinin yeterince duyulmadığından yakınıyor. Oysa Korkuteli'nin bereketli toprağının her karışı ekili, her karışı alın teri ile sulanıyor.
MALİYETLER ÜRETİMİN ÖNÜNDE ENGEL
Korkuteli'nde 980 bin hektar tapulu arazi var. Bunun 140 bin hektarı meyve bahçesi. 280 bin hektarı sulanabilir arazi. Kalan arazilerde hububat ve bakliyat ekili. 350 bin küçükbaş, 50 bin büyükbaş hayvan üretimi ile bölgenin en geniş üretim ve hayvancılık alanlarına sahip. Aynı zamanda Türkiye'nin en önemli mantar üretim merkezi. Ama burada olan bitenden kimsenin haberi yok. İlgilenen de yok.
Yazın ilk ihraç ürünü kiraz. Ve sırasıyla kayısı, şeftali ve erik. İhracat kışın da devam ediyor. Soğuk hava deposundan çıkarılan Margareta Armutları bu mevsimde Balkan ülkelerine gönderiliyor.
"Palet maliyeti 85 lira, kasa maliyeti 4.5 lira, yol maliyeti 450 lira, köşebent 250 lira, beğenmediğimiz kasaya dolanan şerit geçen yıl 110 liraydı, şimdi 550 lira. Geçen yıla göre çok büyük artış oldu. Hem üreteceğiz hem de bu zamlara rağmen firesiz satacağız diye uğraşıyoruz." Aynı zamanda Dereköy Sulama Kooperatif başkanlığı yapan Erdal Çetin, artan maliyet fiyatlarını böyle sıralıyor.
PLANLI ÜRETİM ÇAĞRISI
Sık sık bürokratik engellere maruz kaldıklarını anlatan Çetin, "Kime ne diyeceğimizi şaşırdık. Dört gözle devletin tarıma ve ihracat ürünlerine destek olmasını bekliyoruz. Biz kendimiz için değil, ihraç ettiğimiz ürünümüz için destek bekliyoruz. Korkuetli olarak tanınmak ve sesimizi duyurmak istiyoruz” diyor. Tarım Bakanlığının planlı üretimi desteklemesinin gereğini vurgulayan Çetin, sulama, üretim ve pazar alanlarında devlet denetiminin ve planlamasının yaşanan birçok sorunun önüne geçeceğini vurguluyor.