TRT 1’de yayınlanan belgeselde Kara Harp Okulu'nda şok mangası adı verilen takımlarda işkencelere uğrayan askeri öğrencilerin ve eski FETÖ mensuplarının tanıklıkları da yer aldı. Belgeselin son bölümünde 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi de canlandırıldı. Belgeselde, FETÖ'nün lise öğrencisiyken alıp TSK'ya sızdırdığı başroldeki Hakan rolünü Birhan Tut oynadı. Tut'un canlandırdığı Hakan, 15 Temmuz gecesi için özel seçilmiş, Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki çatışmalarda Türk askerine ve polisine kurşun sıkmış, girişim başarısızlığa uğrayınca da esir alınmış rolüne saklanmıştı. Ancak daha sonra darbedeki rolü ortaya çıktı. Mahrem'in Hakan'ı Birhan Tut ile belgeseli, vermek istedikleri mesajı ve gelecek kariyer planlarını konuştuk.

Mahrem’i çekerken ekip olarak ne anlatmak istediniz?

Bunu yapımcımız ve yönetmenimiz de her zaman söylemiştir. Bu toplumun bir yarası ve bunun unutulmasını istemiyoruz. Gündemde olmasını istiyoruz. Sonuçta milletimizin yara aldığı bir konu. Onları deşifre ederek onlardan alınan bir intikamdı bu projenin hayata geçirilmesi. Amacımız da buydu. Her şeyi tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarmak gözler önüne sermekti. Sette en küçük emeği geçenden en büyük emeği geçene herkes aynı amaç için oradaydı. Bugün de bu tepkileri almış olmak gurur verici benim için.

Türkiye'yi ele geçirmeye çalışan bir örgütü anlattı Mahrem. Siz de rol olarak o tavrın içerisinde yer aldınız.

Hepimiz demokrasiden yanayız. Bu aslında belli bir partiye belli bir siyasete yapılmış bir girişim değildi. Bu demokrasiye yapılmış bir girişimdi. Ve tabiki süreci hepimiz biliyoruz hepimiz şahit olduk. Bir role hazırlanırken o rolün gerektirdiği bir şeydir onun gerçekliğini aramak ve ona çalışmak. Tabiki araştırdım soruşturdum inceledim. Hakan sonuçta örgütün adamı ve örgütün tavrına bürünmeli. Ama bu örgütün nasıl bir tavrı vardı? Senaryoda birçok birifing var bununla ilgili. Ama bunun üzerine ben de araştırmalar yaptım. Siyasi tavrımı hiçbir zaman göstermedim konuşmadım. Oyuncunun oynadığı rol siyasi görüşünü yansıtır mı? Benim yansıtmıyor.

Biz oyuncuyuz. Bir katili oynuyorum diye ben katilim demek değildir.

Dünyada örnek aldığınız oyuncular var mıdır? Kariyer planlamanızda 10 sene sonraki hedefleriniz neler? Ne tür yapımlarda oynamak istersiniz?

Okumayı, yazmayı, üretmeyi çok severim. Senaryo da yazıyorum Resim, heykel gibi, tasarım gibi şeylerle de ilgileniyorum. Sürekli bir şeyler üretmem lazım. Yapabileceğim en iyi işleri yapmak istiyorum. Hayallerimin ötesine geçmeyi hedefliyorum. Savaşmayı severim ve asla vazgeçmem. Hırslı bir karakterim vardır ve tamamen hırs mekanizmasıyla çalışırım. Bu nedenle kendime ve şansıma inanıyorum. Christoph Waltz ve Heath Ledger dünyada örnek aldığım oyunculardan. Onlarda çok özel bir yeteneğin ve zekanın olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle ikisine özellikle hayranım.

Keşke şu rolde ben oynasam dediğiniz bir rol var mıdır?

“You” dizisindeki “Joe” karakterini oynamak isterdim. Çok dalgalı ve sıradışı bir karakter çünkü. Keşke oynama şansım olsaydı dediğim yegane karakterdir.

Türk oyuncular yurtdışında filmlerde dizilerde oynamak için ne yapılmalı sizce?

Kendimizi geliştirmeyi asla bırakmamalıyız bence. Öncelikle iyi derecede dil öğrenmeliyiz ve birçok farklı özellik edinmeliyiz. Eğer inanır ve çalışırsak bu kesinlikle birilerinin dikkatini çeker. Bu noktada yurtdışında kariyer yapmak zor olmaz diye düşünüyorum.

Sosyal medyada sürekli doğruluğu teyit edilmemiş görüntüler dolaşıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sosyal medyada inanılmaz bir sirkülasyon, çok fazla bilgi kirliliği var. Herkes bir şey söylüyor, ardını arkasını araştırmadan. Ve bu çok hızlı yaylıyor. Çünkü çok önemli bir güç haline geldi günümüzde. Delinin biri bir taş atıyor, 40 tane akıllı çıkarmaya çalışıyor. O arada ondan ona ondan ona yayılıyor. Yalan olan gerçeğe, gerçek olan yalana dönüşüyor. O kadar çok bilgi varki hangisi doğru hangisi yanlış anlamak imkansız.

Aydınlık okurlarına neler söylemek istersiniz?

Aydınlık okurları mutluluğu seçsinler. Keyif aldıkları şeyleri yapsınlar. Türkiye'nin önünde güzel günler var. Umarım çok çok daha güzelleri de olur. Sporda sanatta bilimde çok başarılı olduğumuz kendimizi yükselttiğimiz çok güzel günlere çok güzel bir geleceğe ilerleyelim.

Türk milleti çok özel bir millet. Her şeyi başarabilir. Bunun için en büyük değeri kendimize vermemiz gerekiyor. Sporda, sanatta, bilimde çok ciddi başarılar elde etmiş Türkler var. Koronavirüs aşısını bulanlar Türk. Gerekli istihdam daha da artırılırsa, ülke olarak kendimize değer verirsek çok güzel şeyler başaracağız.