Türkiye'nin ithalata bağımlı olduğu sektörlerden biri de madeni yağlar. Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, 'Grup II ve Grup III sınıfı yağları da üretebilecek bir rafineri tesisi dışa bağımlılığı ciddi oranda azaltır' dedi

RECEP ERÇİN

Türkiye son dönemde birçok alanda yerlileşmeye ağırlık verdi. Hükümet bu yönde gerek Varlık Fonu gerekse İVME Kredisi ile yatırımları teşvik ediyor. Cari dengeyi kalıcı olarak düzeltmek ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle'nin vurguladığı üzere, dış ticaret fazlası veren bir Türkiye için, çalışmalar yapılıyor. Yatırım alanlarının başında ise yüksek dış açık verdiğimiz petrokimya sektörü geliyor. Pandemi sürecine ilişkin gelişmeleri aktarmak üzere otomotiv basını ile video konferans yoluyla bir araya gelen Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak'ın sunumundaki şu ifadeler dikkatimi çekti:

"Türkiye’de üretilmekte olan Grup I sınıfı bazyağları ile üretebildiğimiz ürünlerde, maliyet artışı yine katık paketine bağlı olarak çok daha az oldu; keşke her ürünü Grup I bazyağları ile üretebilsek veya Grup II ve III gibi bazyağları ve hatta maliyetlerimizde çok önemli bir etken olan katıklar da ülkemizde üretilebilse de bizim de sektör olarak ithal girdiye bağımlılığımız azalsa. Petrol fiyatlarıyla bazyağ fiyatlarının dolayısıyla bizim maliyetlerimizin birbirine paralel gitmemesini biz de sahada anlatmakta zorlanıyoruz.”

HAMMADDE ÜRETİMİ DÜŞÜNÜLMELİ

Işıldak'ın bu sözleri üzerine kendisine, "Sektörün dışa bağımlılığını azaltmak için ne öneriniz olur? Bu alanda bir yatırım düşünülemez mi?" diye sorduk. Türkiye’de bazyağ üreten tek rafineri bulunduğunu hatırlatan Işıldak, burada da sadece Grup I sınıfı bazyağ üretildiğini, Grup II ve Grup III sınıfı yağları da üretebilecek bir rafineri tesisinin dışa bağımlılığı ciddi oranda azaltacağını ifade etti. Ancak bunun çok yüksek bir yatırım gerektirdiğini belirten Işıldak, şöyle dedi: "Madeni yağ üretiminde diğer bir ana girdi ise katıklar. Bu katıkları da dünyada katık üretimi alanında uzmanlaşmış birkaç şirket gerçekleştirebiliyor. Çok ciddi miktarda sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör. Petronas olarak 27 senedir Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz. Geldiğimiz günden itibaren, kısmen burada üretim yaptırıyoruz, kısmen yurtdışından getirtiyoruz. Sektör olarak bahsettiğim nedenlerden ötürü ithalata bağımlıyız. Hammadedin tamamını yurtdışından ithal edip, burada harmanlamak bazen bitmiş ürün getirmekle karşılaştırıldığında büyük bir avantaj yaratmıyor."

YATIRIM ARAYIŞINDA 

Avrupa genelinde İtalya’da iki, İspanya’da, Belçika’da birer fabrikaları bulunan, Malezya'nın ulusal petrol şirketi Petronas’ın küresel madeni yağ üretim ve pazarlama işkolunun Türkiye Genel Müdürü Işıldak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazı ürün gruplarımızı da burada, Türkiye’de harmanlıyoruz. Zaman içerisinde Türkiye’deki üretimimiz giderek arttı. Toplam iş hacmimizin yüzde 65’ine ulaştı. Yerlileştirmek için özel olarak uğraşıyoruz. Bunun için de bir yatırım arayışımız var. Türkiye ekibi olarak aynı zamanda 10 ülkeden de sorumluyuz. Beş sene önce başladığımız ihracat rakamlarımız çok yüksek seviyelere kadar çıktı. Türkiye’deki bir yatırımın stratejik olarak önemli olacağına inanıyoruz."

Işıldak'ın bu sözleri üzerine, bir petrokimya tesisi için kolları sıvamış olan Türkiye Varlık Fonu, Malezyalı dev ile bu alanda neden ortak bir yatırıma girmesin diye düşündüm!

ÇİFTÇİ SEKTÖRE İLAÇ GİBİ GELDİ

Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, pandemi sürecinde otomotiv ve endüstriyel yağ pazarında yaşanan daralmaya karşılık, tarım sektöründe yüksek bir taleple karşılaştıklarını belirtti Işıldak, “Evlere kapandık ve doğal olarak gıda ihtiyacımız arttı. Çiftçi de, pandemi sürecinde traktörüne daha fazla önem verdi. Daha çok çalıştı. Bunun sonucunda, otomotiv ve endüstriyel tarafta yaşanan boşluğu tarımla kapattık. Tarım alanındaki madeni yağ markamız Petronas Ambra’nın satışları OcakNisan 2020 döneminde yüzde 16 arttı” dedi.

ETİL ALKOL FİYATI ALTI KAT ARTTI

Kovid19 salgını nedeniyle bazı ürünlerin tedariğinde sıkınıtılar yaşadıklarını dile getiren Petronas Türkiye Genel Müdürü Işıldak, şunları söyledi: “Bu dönemde cam suyu tedariğinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Bizim cam suyu formülasyonumuz AB ile uyumlu olarak etil alkol içeriyor. Pandemi nedeniyle etil alkolün kullanıldığı dezenfektan ve kolonya gibi ürünlere olan talep patlaması etil alkole olan talepte de çok ciddi bir artış yarattı. Etil alkol, ton başına bin 100 dolardan 6 bin dolara kadar sıçradı. Hatta 6 bin dolarlık fiyatı kabul etseniz dahi, etil alkolü bulamadığımız zamanlar oldu.”

PETROL DÜŞTÜ BAZ YAĞ NİYE DÜŞMEDİ?

Petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak sektörde yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Petronas Türkiye Genel Müdürü Işıldak, şu bilgileri verdi: “Dünyada petrol fiyatları bir anda çakıldı. Bu durum, haliyle madeni yağlarda da fiyatların azalmasına yönelik bir beklentiye yol açtı. Ancak durum pek de beklenildiği gibi olmadı. Çünkü, petrol fiyatları düşüyor fakat bazyağların fiyatları, bazyağın cinsine bağlı olarak ya düşmüyor ya da petrolle aynı oranda düşmüyor. Avro veya dolar bazında sabit kalan veya çok az düşen ithal bazyağ fiyatları, dövizde yaşanan artış nedeniyle TL olarak artmış oldu. Maliyetlerimiz, yılın ilk beş ayında katık paketine bağlı olarak; yüzde 12 ila 20 arasında arttı."


Aydınlık