Şaşırdık mı peki?
Hayır!..
Zilletin sonu yoktur...
Bu profesyonel AKP'lilerin ortak özelliği daha önce AK Parti'de makam mevki sahibi olmalarıdır.
İçlerinde malumunuz milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık ve hatta cumhurbaşkanlığı yapanlar var.
AK Parti döneminde bilmem hangi kurumda başkanlık, üst düzey yöneticilik, genel müdürlük, birkaç yerde birden yönetim kurulu üyeliği, sözcülük, genel yayın yönetmenliği yapanlar da gırla!..
Bir ortak özellikleri de şu:
Eleştiriyi çok seviyorlar ama kendilerine yöneltilen eleştiriye hiç mi hiç tahammülleri yok. (Bunların önde gidenlerinden biri de fakire sansür istemişti.)
Takdir edersiniz ki en temel ortak özellikleri de iktidardan alabildiğine "pay kapmış" olmaları.
Gelgelelim...
Yine bunlar şekvacı, yine bunlar huzursuz, yine bunlar tepiniyor, yine bunların karın guruldamasından geçilmiyor!
İsimsiz veya sade AK Partililer her dönemde olduğu gibi vakarlı bir sabır içinde.
Profesyonellerin "ihanetini" ibretle izliyorlar.
Bu demek değildir ki bu "isimsizler" her daim sahnenin dışında tutulsun.
Fakire soracak olursanız, mental yorgunluğun yegâne çaresi şudur: Bu isimsizlerden liyakatli olanlar çeperlerden merkeze çekilmeli, merkezdeki "taze muhaliflerin" ruh ikizi mesabesinde olanlar da çeperlerde görevlendirmeli.
Başkan Erdoğan'ın en büyük başarılarından biri de siyasetin "bürokrasinin" elinde oyuncak olmasına izin vermemesidir.
Lakin su uyur "bürokratlar" uyumaz.
Her daim agah olmalı.
Bu "uyanıklarla" mücadele etmekten şeytan taşlamaya mecalimiz kalmıyor. Neyse, konumuza dönelim.
Hatırlarsanız, bu "liyakatli gevşeklerden" AK Parti'de 3 dönem milletvekilliği yapmış bir muhterem birkaç ay önce partisinden istifa etmişti. Nedenini de "AK Parti'den çocuklarımın yüzüne bakabilmek için ayrıldım" şeklinde izah etmişti.
Hayır, onca yıl çocuklarının yüzüne nasıl baktın diye sormayacağım.
Şunu soracağım sadece: Milletvekili maaşını çocuklarının kursağından nasıl geçiriyorsun? Seçmen seni Erdoğan ve AK Parti'ye hakaret etmen için seçmedi. Madem çok duyarlısın milletvekilliğinden de istifa etsene!
Sorsanız hepsi minnetsiz, sanki dersiniz modern çağ dervişleri. O kadar ki Kemal Tahir üstadımızın Devlet Ana'sındaki "Cavlaklar" öyle değil.
Hepsi bir tuhaf!
Bir faninin terk edemeyeceği düşünülen her makamı elimizin tersiyle iteriz diyorlardı.
Bugün hangi ittifaklara yatırım yapmak uğruna nelere sessiz kalıyorlar görüyorsunuz!
MHP'nin "milliyetçiliğini" yeterli bulmayıp HDP'yle gizli ve ezik ittifak kuranlar gibi bunlar da AK Parti'nin "muhafazakarlığını" veya "demokratlığını" veya "Türkiye'ye yaptığı hizmetleri" yetersiz bulup CHP'ye yaranmaya çalışıyorlar.
Gül'ün dediği gibi "insan gerçekten hayret ediyor!"