Bütün dünya koronavirüsle 1 yılı aşkın bir süredir mücadele ediyor. Sağlık çalışanları uzun saatler çalışıyor, aşılar üretiliyor; bir taraftan da devletler tedbir alıyor, gerektiğinde yasaklar koyuyor. Yasaklar, sağlığın güvenliği dolayısıyla insanlığın geleceği için konuluyor. Bu gibi mecburiyetlere uymazsak salgını bitirmede zorluk çekeceğimiz su götürmez bir gerçektir.
Peki durum böyleyken, medya organlarında şöyle bir cümle okusanız ne düşünürsünüz:
“Pandemi bahanesiyle Ramazan ayının ruhunun sönük geçirtilmek istenmesine karşı mücadele eden Alparslan Kuytul Hocaefendi, 30 yıldır talebeleriyle birlikte canladırmaya çalıştığı itikaf sünnetini bu yıl da ihya ediyor.”
Bu cümleler şaka değil. Bütün dünyayı ağır biçimde etkileyen, ölümlere yol açan pandemi için “bahane” diyen insanlar, bu cümleleri söylerken maalesef şaka yapmıyorlardı.
Evet, salgına meydan okurcasına vatandaşları kışkırtan Furkan Vakfı ve Alpaslan Kuytul, dini değerler üzerinden Türkiye’yi yıpratma faaliyetlerine devam ediyor. Son olarak 2 Mayıs Pazar günü Furkancılar, Gaziantep’te 3 farklı camide “itikaf” ibadeti adı altında toplandılar. Açıkça devlete meydan okuyarak toplanan gruplar, salgının bahane olduğunu söyleyerek provokasyon yaptı. Üstelik grubun lideri Alpaslan Kuytul, “İtikafı yapacağız, buyursunlar engel olsunlar” diyerek provokasyonu önceden ilan da etmişti.
İlk değil… Geçen yıl da salgın dolayısıyla uygulanan önlemleri hiçe sayarak Cuma namazı üzerinden provokasyon yapan aynı grup, polisin uyarılarını dikkate almayıp gerginliğe neden oldular. Olayların ardından Kuytul gözaltına alındı, birkaç gün sonra da serbest bırakıldı.
55 yaşındaki Kuytul’un bu faaliyetlerindeki amacı, aslında ibadet vb. değil. Ayrıca ibadete yasak geldiği de yok. Konuşmalarında açıkça Türkiye karşıtı tutum alarak devlete meydan okuyan Kuytul, 2018 yılında da "Suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık" ve "terör örgütlerine destek vermek" suçlarından yargılanmıştı.
Geçmişi detaylı olarak incelenmesi gereken bu isme bir mercek de biz tutmak istedik. Çünkü Kuytul’un yetiştirildiği üniversite, önceki dönemlerde karşımıza Amerikancı terör örgütlerinin liderlerini yetiştiren Mısır’daki El Ezher Üniversitesi…
“ILIMLI İSLAM”IN KADRO OCAĞI
El Ezher Üniversitesi, 970’li yılların başında Fatımiler döneminde Mısır’da kuruldu. İslam alimi yetiştirmek üzere eğitim veren üniversitede aslında medrese eğitim veriliyor. Öyle ki başındaki yöneticiye de rektör değil şeyh deniliyor.
Kendine bağlı okullar ve uluslararası öğrencileriyle birlikte El Ezher’de hali hazırda 2 milyonu aşkın öğrenci okuduğu biliniyor.1 El Ezher, günümüz üniversite yapısına aykırılığının yanı sıra son 100 yıldaki misyonuyla da dikkat çekiyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Amerika’nın gözünü diktiği yer olan El Ezher, adeta emperyalizmin Yeşil Kuşak Projesi’nin merkezlerinden biri haline geldi. ABD Başkanı Carter’ın ilan ettiği Yeşil Kuşak Projesi’nin öncelikli hedefi, Sovyetleri parçalamaktı. Bunun için ilk olarak Sovyetlerin komşusu olan ülkelerde komünizm karşıtı faaliyetler örgütlendi. El Kaide ve Taliban da Afganistan’da bu doğrultuda kurulup faaliyete geçirildi.2 Bu örgütlerin fikri önderleri ise Müslüman Kardeşler (İhvan) örgütünden çıktı.
Her birinin geçmişinde ortak bir nokta vardı: El Ezher Üniversitesi.
El Ezher’in son 100 yılda mezun verdiği şahsiyetler, neredeyse bütün dünyanın şu veya bu sebeple duyduğu isimlerdi. O isimlere kısa bir göz atalım:
Burhaneddin Rabbani, Taliban lideri
Ebu Hanzala (Halis Bayancuk), IŞİD’in sözde Türkiye yöneticisi
Abdullah Yusuf Azzam, İHVAN ve HAMAS üyesi. El Kaide’nin fikir babası ve Küresel Cihadın Babası olarak anılıyor. Afganistan’da Sovyetlere karşı savaştı.
Yusuf el Karadavi, İNTERPOL tarafından aranan terörist. Dünya Müslüman Alimler Birliği eski başkanı. Kaddafi’nin öldürülmesi için fetva verdi. El Nusra’nın finansörlerinden. Beşar Esad’ı destekleyen Aleviler için “Hristiyan ve Yahudilerden bile daha gayrı müslim” açıklaması yaptığı biliniyor. Cemal Abdünnasır döneminde 3 kez hapse atılıyor.
Ahmet Yasin, HAMAS’ın kurucusu.
Umar Süleyman AlAshqar, İhvan alimi.
Ahmet Suphi Mansur, Mısırlı insan hakları savunucusu. Barış ve Hoşgörü için Amerikalılar platformu üyesi. ABD’de yaşıyor ve Harvard Üniversitesi misafir öğretim üyesi.
Alpaslan Kuytul, Furkan Vakfı Başkanı.
Ekmelettin İhsanoğlu.
Sovyetler Birliği’nin parçalanmasının ardından ABD, tek kutuplu dünya hegemonyasını hızla yaymaya başladı. Kurduğu mafya ekonomisi düzeniyle bütün dünyayı tehdit eden ABD, Yeşil Kuşak Projesi’ne ara vermedi, “Ilımlı İslam” adı altında “İslam” terörizmi yarattı.
Sovyetleri parçalamak için Afganistan’da El Kaide ve Taliban’ı destekleyen ABD, şimdi de bu terör örgütlerini temizleme bahanesiyle bu ülkeye müdahale etti.
YEŞİL KUŞAK TÜRKİYE’DE
Benzer proje için Türkiye’de de harekete geçen ABD, 12 Eylül 1980 sonrası FETÖ, Adnan Oktar Cemaati gibi tarikatları güçlendirdi. Gazeteci Mustafa Balbay, 30 Mayıs 2003 tarihinde dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’la yaptığı görüşmede Atasagun’un FETÖ’yle ilgili sözlerini şöyle aktarıyor:
“Onu (Fetullah Gülen) biliyorsunuz, ABD’nin yeşil kuşak projesinin bir ayağıydı. Olay hâlâ odur. Bin Ladin’i de ABD yarattı, Afganistan’da Ruslara karşı besledi, sonucu gördünüz. Bu, terör örgütünü beslerseniz sonunda ne olacağının göstergesi.”3
ABD’nin Ilımlı İslam Projesi 90’lı yıllarda hızlanırken bu TürkiyeMısır ilişkilerinde de gerilime neden oldu. El Ezher’e okumak için gönderilen Türk öğrencilerinin sayısı 1994 yılında 5 bini geçti. Bu öğrencilerin aşırı İslamcılarla işbirliği yaptığını söyleyen Mısır hükümeti, Türkiye’ye rahatsızlığını dile getirdi. (Milliyet, Mısır'la ElEzher sorunu, 08.02.1994)
Mısır’la yaşanan El Ezher gerilimi bununla kalmadı. 1997 yılında da Mısır Hükümeti, resmi rakamların çok üzerinde Türk öğrenci bulunmasından ötürü rahatsızlığını belirtti. (Milliyet, Türk gençlere şeriat eğitimi, 26.08.1997)
Mısır’la bu gerilimler yaşanırken Milli Eğitim Bakanlığı, 1997 yılında Taliban eğitimi alıp Türkiye’ye geldiği tespit ettiği El Ezher mezunu öğretmenleri görevden aldı. (Hürriyet, 01.09.1997)
FETÖIŞİDPKK İLE YAN YANA
Genç yaştaki Alpaslan Kuytul da tam bu dönemde ortaya çıktı. 1988 yılında İhvan’a atfen Kardeşler Kitabevi’ni kuran Kuytul, 1993 yılında da El Ezher Üniversitesi’ne girdi. Buradaki eğitimi sırasında Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nı kuran Kuytul, 1997’de Türkiye’ye dönerek vakfın örgütlenmesini hızlandırdı.4
Özellikle son dönemdeki faaliyetleriyle gündemde yer alan Furkancılar ve Alpaslan Kuytul, Türkiye düşmanı cephede yer alıyor. 2018’deki terör örgütlerine destek vermek suçundan da yargılanan Kuytul’un sicili hayli kabarık.
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi için “Hayırlı olsun” diyen Kuytul, Mehmetçiğin terör örgütü PKK’ya düzenlediği operasyonlara da karşı çıktı. Alpaslan Kuytul ve Furkan Vakfı üyeleri, sosyal medyada “Türk ordusunun Afrin’de katliam yaptığı” propagandasına katılmış, Mehmetçiğe karalama kampanyası başlattı. Kuytul’un da aralarında bulunduğu 20 kişi olayın ardından göz altına alınırken Kuytul, çıktığı mahkemede tutuklandı. Yargılandığı davada beraat etmesine rağmen Kuytul, Türkiye Cumhuriyet Devletini hedef alan açıklamalarını sürdürdü.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tarikat ve cemaatler raporunda FETÖ destekçisi olarak ifade edilen Kuytul, terör örgütü IŞİD’in üst düzey yöneticisi olmakla yargılanan ve El Ezher mezunu olan ‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk’un hapis kararına tepki gösterirken milletvekilliği düşürülen HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’na da sahip çıktı. “Gergerlioğlu’nun dosyasında bir suç unsuru olduğunu sanmıyorum” dedi.5
Furkancıların elebaşı Alparslan Kuytul, 30 Kasım 2020 tarihinde firari FETÖ’cülerden Asım Yıldırım'ın Youtube kanalına konuk oldu. Yıldırım, Kuytul’un kendilerinin duygularına tercüman olduğunu vurguladı, Kuytul’u FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e benzetti. 2 saat süren yayında Türkiye’nin FETÖ’yle mücadelesini hedef alan Kuytul, 15 Temmuz’un FETÖ değil “Derin Devlet” tarafından yapıldığını da söyledi.6
EL EZHER’DEN FETÖ ÖVGÜSÜ
El Ezher mezunu Alpaslan Kuytul’a FETÖ, PKK ve IŞİD’i aklama görevi bir merkezden verilmiş olacak ki aynı aklama görevini El Ezher Üniversitesi de yerine getiriyor.
15 Temmuz sonrası El Ezher’de yapılan birbiri ardına çalışmalarda Fethullah Gülen ve FETÖ’yü aklamaya çalışıldı.
Mısırlı alim Sabır Abdulfettah ElMişrifi, FETÖ’nün yayın organı Zaman Arabic’e yazdığı yazıda El Ezher Üniversitesi’nin Fethullah Gülen’in eserlerini incelediğini, Ehli Sünnet ve cemaat düşüncesine hiçbir aykırılık bulunmadığını tespit edip onay verdiğini kaydetti. 15 Temmuz sonrasında Gülen’in kitaplarının toplatılmasını eleştiren ElMişrifi, El Ezher Üniversitesi’nden Dr. Fethi İcazi’nin Gülen’in “Sonsuz Nur” isimli kitabını ders kitabı olarak okuttuğunu yazdı.
El Ezher’de ayrıca FETÖ’yü aklamak için 15 Temmuz sonrasında 2 tez çalışması da yapıldı. Gülen ve “Hizmet Hareketi”ni konu alan yüksek lisans ve doktora tezlerinde FETÖ’den övgülerle bahsedilmektedir.7
KIŞKIRTICILIĞA İZİN VERİLMEMELİ
90’larda Milli Eğitim Bakanlığı’nın Taliban bağlantılı olduğu gerekçesiyle görevden aldığı öğretmenler bugün “El Ezher Mezunları ve Mağdurları Derneği” adı altında çalışmalarını yürütüyor. Alpaslan Kuytul ve Ebu Hanzala’nın Türkiye’deki provokasyon girişimleri bastırılırken El Ezher artığı tüm faaliyetlere devletimizin gözünü dikmesi ve buradan gelecek hiçbir provokasyona izin vermemesi gerekmektedir.
Türkiye’de Amerika destekli ılımlı İslam projeleri başarıya ulaşamadı, ulaşamayacak.
Onlara en büyük cevabı Mehmetçik ve Türk polisi vermektedir.
KAYNAKÇA
http://www.azhar.edu.eg/ (El Ezher Üniversitesi resmi internet sitesi)
Sezer Karabulut, İkinci Dünya Savaşı sonrası Yeşil Kuşaktan Büyük Ortadoğu Projesine Türkiye'de Siyasal İslam, Doktora Tezi.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedimsener/fetocumahremimaminruskorkusu41803956
https://www.alparslankuytul.com/alparslankuytulhocaefendi
https://aydinlik.com.tr/haber/kuytulebuhanzalavegergerlioglunasahipcikti243467
https://www.youtube.com/watch?v=aFjgtOYnrco
Tr724, Mısırlı Alim El Mişrifi’den Diyanet’e cevap: Ezher Sayın Gülen’in bütün eserlerini inceledi ve onay verdi, 29 Temmuz 2017.