Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), yayımladığı son raporunda, dünyanın ortalama 1 derece ısındığını ve kritik eşik olan 1 buçuk dereceye doğru hızla ilerlediğini bildirdi.

Eğer önlem alınmazsa 2030 itibarıyla tam bir felaketler çağına giriyoruz.

Ve eğer böyle ısınmaya devam eder de 5 derecelik bir ısınma söz konusu olursa 2100’de insanlığın külliyen yok olması da ihtimal dahilinde.

IPCC, dünya toplumlarının daha düşük bir küresel ısınma hedefini karşılamak için enerji tüketimi, inşaat ve seyahat alanlarında 'eşi benzeri görülmemiş' adımları atması gerektiğini, aksi takdirde küresel ısınma kaynaklı sıcak hava dalgaları, seller, kasırgalar, kuraklık ve kıtlık ile türlerin neslinin tükenmesi gibi risklerle daha fazla karşı karşıya kalacağı uyarısı yapıldı.

IPCC, küresel ısınmanın en kötü etkilerini önlemek için dünyanın 'eşi benzeri görülmemiş' adımlar atması gerektiği uyarısında bulundu.

Alınması gereken önlemler küresel çapta yıllık bir trilyon dolardan fazla yatırım ve harcamayı gerektiriyor.

Siyasetçiler ise küresel ısınmaya hâlâ “ideolojik” gözlüğüyle bakmaya devam ediyor.

Oysa iş çok ciddi.

Uzmanlara göre küresel ısınma ile ilgili sebeplerden her yıl 400 bin kişi ölüyor.

2030’a kadar önlem alınmazsa bu rakamın 600 bine çıkması bekleniyor.

KÜRESEL ISINMANIN JEOPOLİTİĞİ

Küresel ısınmanın bir de jeopolitik sonucu var.

IPCC raporuna göre, 1.5 santigrat derecelik bir küresel ısınmada, Arktik Okyanusu'nun yaz aylarında buzsuz olma ihtimali 100 yılda birken, 2 santigrat derecelik bir küresel ısınmada bu durum 10 yılda en az bir kere gerçekleşecek.

Aslına bakarsanız bu gerçekleşti bile.

Amiral Soner Polat ile birlikte Türkiye’nin en iyi jeostrateji yazarı olarak nitelenebilecek Amiral Cem Gürdeniz’e kulak verelim isterseniz:

“Küresel jeopolitik oyun alanında en önemli yeni ağırlık merkezinin Arktik Okyanusu olduğunu bu köşede pek çok kez yazdım. Bu alanı öne çıkaran iki neden hidrokarbon kaynakları ve buzulların erimesi sonucu deniz ticaret rotalarında devrim yapacak kısa rota seçeneklerini ortaya çıkarması. Tarihsel ilkleri yaşıyoruz. 28 Eylül 2018 tarihinde dünya konteyner devi Maersk firmasına ait Venta Maersk isimli 45 bin tonluk konteyner gemisi bir ay önce Vladivostok’tan yüklediği konteynerleri Arktik Okyanusu üzerinden bir ayda Saint Petersburg’a getirdi. Bu süre kuzey rotası kullanılmasaydı Süveyş Kanalı veya Ümit Burnu üzerinden 2 hafta gecikme ile gerçekleşecekti.”

Amiral Gürdeniz, Aydınlık gazetesindeki 7 Ekim tarihli “Rubicon Geçildi” başlıklı yazısında, bu önemli gelişmenin Arktik hattında yeni bir cepheleşmeye yol açtığını vurguluyor.

Bu cephenin bir tarafında Rusya ve Çin, diğer tarafında ise Amerika ve İngiltere var.

28 Eylül’deki gemi seferinin 2 gün sonrasında, İngiliz Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, soğuk savaştan kalma bir konuşma yaparak Rusya’yı tehdit etti.

Hunt ve İngiliz Savunma Bakanı Gavin Williamson, AB’yi de Rusya düşmanlığı içine sokmaya çalıştı ama pek başarılı olamadı.

Arktik’te hak iddia edebilecek 8 ülke var.

Kanada, Danimarka, İsveç, Rusya, İzlanda, Finlandiya, ABD ve Norveç.

İngiltere bunların arasında bile değil.

Ama Haziran ayında The Sun gazetesi Williamson’a dayandırdığı haberinde, İngiltere’nin İzlanda’ya RAF Tayfun savaş uçakları göndereceğini yazmıştı.

Geçen hafta İngiliz Hükümeti Norveç’te Amerikalı ve Hollandalı askerlerin yanı sıra Rusya’ya karşı olarak 800 İngiliz komandosunun sürekli konuşlandırılacağını açıkladı.

İngiliz Parlamentosu Savunma Komitesi, Ağustos ayında: “İnce Buz üzerinde: Arktik’te İngiliz Savunması” başlıklı bir rapor hazırladı.

Bu raporda Rusya’nın Arktik’te çok ciddi bir savaş tehlikesi oluşturduğu ve NATO’nun devreye sokulması gerektiği özetleniyor.

Ancak yine aynı raporda Arktik ülkesi Avrupalılardan farklı görüşler var.

Mesela Danimarka Hükümeti: “Şu aşamada NATO’nun Arktik’te işi yoktur” dedi.

İsveç Büyükelçisi ise benzer bir görüş bildirdi ve bölgenin Rusya için önemine dikkat çekerek Arktik’te bir askeri gerilim istemediklerini vurguladı.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Çünkü Rusya ve Çin, aslında burada barışçı bir işbirliği içinde.

Çin’in öncülüğünde başlayan Kuşak ve Yol projesi içinde, “Kutup İpek Yolu”nu oluşturuyorlar.

Amiral Gürdeniz’in yazısında belirttiği gibi, Çin’den çıkan ticaret gemileri, artık çok daha kısa bir sürede Avrupa’ya ulaşacak.

Kremlin ve Pekin yönetimleri her defasında bu işbirliğinin barışçı ve ticarete yönelik bir işbirliği olduğunu vurgulamak ihtiyacı duyuyor.

Arktik bölgesindeki zengin enerji kaynakları konusunda Rusya ve diğer 7 ülke (ABD de bunun içinde) barışçı bir anlaşmaya da hazır.

SOĞUK SAVAŞ’TAN BU YANA EN BÜYÜK NATO TATBİKATI

Ancak ABD ve İngiltere, denizlerdeki küresel hegemonyaları açısından bir tehdit görüyor olacak ki, Norveç kıyılarında yeni bir provokasyon peşinde.

NATO’nun Norveç kıyılarında ve Kuzey Denizi'nde icra edeceği Trident Juncture 2018 tatbikatı, 25 Ekim 7 Kasım 2018 tarihleri arasında icra edilecek.

Bu tatbikat Soğuk Savaş’tan bu yana NATO’nun en büyük tatbikatı olacak.

Tatbikata 30 ülkeden 50 bin asker, 70 savaş gemisi ve 150 savaş uçağı katılacak.

Tatbikat senaryosuna göre Norveç “hayali bir düşman” tarafından işgal ediliyor.

Bu düşmanın Rusya olduğu çok belli.

Suriye ve Ukrayna’dan sonra ABD, İngiltere ve NATO, Rusya’ya Arktik’ten de bir cephe açmanın peşinde.

ABD de bir Arktik ordusu kurmaya hazırlanıyor.

Ancak Rusya ve Çin de stratejik işbirliğini gün geçtikçe güçlendiriyor.

Rusya’nın düzenlediği ve Çin’in de katıldığı dev Vostok 2018 tatbikatı da Arktik hattının savunmasına yönelikti.

Ayrıca Libya’ya yeni bir Rus üssü kurulduğu haberleri gelirken, Çin de donanmasını daha agresif bir tarzda devreye sokuyor.

Daha geçen haftaki son olayda, Güney Çin Denizi'nde mutat taciz girişiminde bulunan Amerikan savaş gemisine bir Çin savaş gemisi sürtünürcesine yaklaştı ve gerekirse savaşa girebileceği mesajını verdi.

Ülkesi sürekli artan şiddetteki kasırgalarla boğuşan Trump, Çin ve Rusya’yı en büyük tehdit olarak görüyor ama küresel ısınmayı kabul etmiyor, iklim anlaşmalarından çekiliyor.

O küresel ısınma sonucu açılan Arktik yoluyla da, küresel liderliğini daha hızlı kaybediyor.

Oysa karbon salımında en büyük payı olan Çin, Yeşil İpek Yolu projeleriyle gerekli önlemleri almayı çoktan kabul etmişti.

Küresel ısınma, jeopolitikte de ısınmaya yol açtı.

Avrasya’yı da peşine takan Rusya ve Çin işbirliği sıcak soğuk bütün denizlerde kendini gösteriyor.

Sadece Arktik, Kuzey denizi veya Barents denizi değil.

Karadeniz (NATO) ve Akdeniz’de (Kıbrıs) de pek yakında ciddi bir gerilim yaşayacak gibi görünüyor.

KAYNAKLAR:

https://tr.sputniknews.com/cevre/201810081035569805biliminsanlarindansonuyari15santigratderecekurselisinmalimiti2030daasilabilir/

https://www.globalresearch.ca/theipccsfinalwarningsofextremeglobalwarming/5656563

https://www.aydinlik.com.tr/rubicongecildicemgurdenizkoseyazilariekim2018

https://www.globalresearch.ca/britainandnatoprepareforwaronrussiainthearctic/5656629