FETÖ’nün Ergenekon tertibinin polis operasyonları devam ederken, “300 aydın” imzalı bir bildiri yayınlandığını ve bu bildiride vatanseverlere yönelik bu alçak tertibe destek çıkıldığını daha önce yazmıştık.

Her satırından kan ve nefret damlayan bu metinde, “Ergenekon’da ahtapotun kollarından birisinin yakalandığı, diğer kollara da ulaşılması gerektiği” söyleniyor, “davanın daha da derinleştirilmesi” isteniyordu.

Bu bildiride imzası bulunan 300 sözde aydından 10 kadarının aynı zamanda tıp doktoru olduğunu biliyoruz. İşte bu doktorlardan birisi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olan Prof. Dr. Sermet Koç.

Ancak Sermet Koç’un FETÖ’nün Ergenekon kumpasında oynadığı rol, sadece adının 300 kişilik listede yer alması ile sınırlı değildi. Daha da fazlası, hem de çok fazlası var. Yazımızda bu konuyu ele alacağız.

Biliyorsunuz, Ergenekon kumpasında yargılanan vatanseverlerden birisi de Kaşif Kozinoğlu’ydu. FETÖ’nün Kozinoğlu’ndan çok korktuğu ve bu nedenle onu yok etmek istediği biliniyordu. Bu maksatla FETÖ tarafından tutuklandı ve cezaevinde katledildi.

KOZİNOĞLU’NUN OTOPSİSİNİ YAPMA GÖREVİ VERİLDİ

Kozinoğlu cinayetinde FETÖ’nün rolünün örtbas edilmesi için olaya doğal ölüm süsü verilmesi gerekiyordu. Bunun için de adli tabiplere ihtiyaç vardı. Sermet Koç 2008 yılında FETÖ bildirisine imza atmıştı. Aynı zamanda Adli Kurumu Morg İhtisas Dairesi görevine getirilmişti. Bu iş için adeta biçilmiş kaftandı.

Kozinoğlu, Silivri’de hapsedildiği cezaevinde katledildi. Ancak nedense FETÖ’cü Savcı Kozinoğlu’nun otopsisini Sermet Koç’un yapmasını istedi. Bu sebeple Kozinoğlu’nun naaşı sözde ölüm sebebinin incelenmesi için İstanbul’a, Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

RAPOR: DOĞAL ÖLÜM

Sermet Koç’un düzenlediği otopsi raporuna göre Kozinoğlu’nun ölümü, zehirlenme veya sair bir dış etkenle meydana gelmemişti. Zaten beklenen rapor da buydu. Bu rapora göre dosya kapatıldı. Böylece açık bir FETÖ cinayeti de örtbas edilmiş oldu.

O tarihte otopsi raporunda yer alan Sermet Koç adı çok dikkat çekmemişti. Zaten kendisi çok fazla deşifre olmamış bir isimdi. Her ne kadar 2008’de hazırlanan FETÖ bildirisine imza atmış olsa da Sermet Koç o tarihten sonra çok fazla sivri hareketler yapmadı. Bu işler daha çok Sermet Koç’un yakın arkadaşı Şebnem Korur Fincancı tarafından yapılıyordu. Nitekim Fincancı, Ergenekon tertibi kapsamında imal edilen davaya müdahil olacak kadar ileri gitmişti.

DOSYANIN YENİDEN AÇILMASI ŞART

Sermet Koç’un hazırladığı otopsi raporunun bir de hukuki boyutu var. Zira, bu yazımızdan sonra Kozinoğlu cinayeti dosyasının yeniden açılması gerekmektedir. Bu sebeple konuyu ceza muhakemesi hukuku çerçevesinde de irdelemek istiyoruz.

Sermet Koç, Kozinoğlu’nun ölümüne ilişkin soruşturmada, otopsiyi yapan hekim olması sebebiyle,bilirkişi sıfatı ile yer almıştır. Bilirkişilerin tarafsızlığı, yasaklılığı ve reddi konuları ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiştir. Nitekim, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 69. maddesinde hakimin reddini gerektiren sebeplerin bilirkişi hakkında da geçerli olacağı belirtilmektedir. Yine aynı Kanunun 24. maddesinde, hakimin, (ve elbette bilirkişinin), tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı da reddinin istenebileceği hükme bağlanmıştır.

TARAFSIZ DEĞİL, OTOPSİ YAPAMAZ

Sermet Koç, 13/8/2008 tarihinde yayınlanan FETÖ bildirisine koyduğu imza ile Kaşif Kozinoğlu’nun da yargılandığı davadaki “sanıkları” ahtapot olarak adlandırmış ve savcılardan ahtapotun bütün kollarını yakalamasını talep etmiştir. Sermet Koç’un imzaladığı bildirideki yer alan ifadeler bu davada yargılanan kişiler karşısında tarafsız olmayacağının en kuvvetli delilidir. Bu sebeple Sermet Koç’un, ahtapot demek suretiyle hakaret edecek kadar hasım gördüğü bir kişinin ölümüne dair soruşturmada bilirkişilik yapmasına hukuk izin vermemektedir. Bu bakımdan Sermet Koç’un Kaşif Kozinoğlu’nun otopsisini yapması mümkün değildi. Tam da bu nedenle Kozinoğlu soruşturmasının yeniden açılması zorunluluğu bulunmaktadır.

Son olarak, Sermet Koç’un, Ergenekon kumpasında yargılanan vatanseverlerin diğer davalarında da bilirkişi olarak “mütalaa” verip vermediğinin araştırılması gerekmektedir. Bu konuda yetki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndadır.

Ayrıca FETÖ’nün tek eylemi Kaşif Kozinoğlu cinayeti de değildir. Bu kanlı örgütün mensuplarının faili olduğu başka cinayetler de bulunmaktadır. Bu örgütün mensuplarının ve şirketlerinin menfaatleri doğrultusunda sonuçlanan başka davalar da bulunmaktadır.

Bu sebeple Sermet Koç’un FETÖ tarafından imal edilen veya FETÖ’nün doğrudan ya da dolaylı olarak tarafı olduğu bütün davalardaki raporları mutlaka yeniden ele alınmalıdır.


Erkin Göçmen

Aydınlık