Türkiye'de AKP iktidarını erken seçime mecbur etmek için her türlü propaganda baskısı, çeşitli siyasi ve sosyal tezgâhlar, özel planla hazırlanmış algı çalışmaları yapılırken, bunlara karşı önleyici bir duruş hassasiyeti gösterilmesi gerekirken, AKP bünyesinde görünen bazıları karşı tarafın elini güçlendirmek için her türlü malzemeyi vermektedir.

          Hele ki AKP bünyesinde görünerek Atatürk’e zamanlı zamansız yapılan sözlü saldırılar sinsi muhalefetin eline güçlü propaganda malzemesi olarak verilmektedir. Aslında muhalefetin Atatürk konusunda hiçbir hassasiyeti yokken, Atatürk’ü her olayda maske olarak kullanırken, bunların vermiş olduğu malzemeler Türkiye’deki muhalefetin hareket alanını güçlendirmektedir.

          AKP iktidarı bünyesinde görünenlerin Atatürk’e yapmış olduğu saldırıların iktidara hükümete sağladığı hiçbir katkı yokken, eğer Atatürk’e saldırılarda ısrarlı bir hâl varsa elbette burada bir oyun oynandığını da sorgulamamız gerekiyor.

          Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve yönetim kadrosu, Atatürk konusunda gayet saygılı, ölçülü ve Atatürk’ün tarihsel hakkını teslim eden açıklamalar, konuşmalar yaparken birilerinin bu atmosferi bozmak için Atatürk’e yapmış olduğu hakaretler ve düşmanlıklar elbette bizler tarafından dikkatlice takip edilmektedir.

Bir insanın amacı ne ola ki Atatürk’e saldırma ihtiyacı hissetsin?

          Elbet bir amaç ve hedef taşıması lazımdır. Bu amaç, Atatürk’e sevgisi saygısı olan kitleleri AKP iktidarından tamamen seçmen olarak uzaklaştırma amaç ve hedefini mi taşımaktadır? Türkiye’de Atatürk’e karşı sevgisisaygısı olan milyonlarca insan varken, bu hedefin ve amacın gerçekten derinlemesine sorgulanması gerekmektedir.

          İşte bu yüzden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin salı günü gerçekleşen MHP Grup Toplantısı’nda bu konuyla ilgili yapmış olduğu “Her güzel ve memnuniyet verici gelişmelerin yaşandığı bir dönemde, suyu bulandıran, ortamı kızıştıran, bunu da Müslüman kisvesi altında yapan kişilerin Türkiye’nin huzuruyla oynamaları provokasyondur. Bunlar iyi araştırılmalıdır, maksatları derinlemesine tahlil edilmelidir. Gizli FETÖ’cü olup olmadıkları mutlaka incelenmelidir.” şeklindeki açıklaması gerçekten çok önemlidir. Bazıları hâlâ bu cümlelerin niçin kurulduğunu anlamamış gibi yapmaktadır.

          Çünkü akıl sağlığı yerinde olan hiçbir insan, hangi sıfatı taşırsa taşısın Atatürk’e yapmış olduğu düşmanlığının nelere mal olacağını, hangi tartışmalara malzeme vereceğini bilir. Atatürk’e saldıranların ya akli dengesi bozuktur ya da kendisine verilen görevi yerine getirmektedir. Bu gibi tezgâh kurma hadiselerinde FETÖ’nün hangi kabiliyetleri, sinsilikleri taşıdığını çok iyi analiz eden ve bilen MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu konuya özel bir vurgu yapmıştır.

          Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve AK Parti hükümetini, Türk milleti huzurunda Atatürk konusunda zor duruma düşürmenin ne gibi bir getirisi olabilir?

          Atatürk’e düşmanlık eden ruh hastaları ancak kendi gibi ruh hastalarından “aferin” alabilir. Onun dışında sağduyulu, Türkiye Cumhuriyeti’nin değer yargılarına bağlı, vatansever ve Atatürk’e gerçekten özünden saygı ve sevgi duyan insanların tamamen tepkisini ve nefretini kazanır.

Atatürk sevgisinin bir siyasi partisi yoktur. Atatürk, Türk milletinin ortak değeridir.

          Eğer bu ortak değer hedef alınıyorsa bu aynı zamanda Türk milletine yönelik duyulan düşmanlığın da bir tezahürüdür.

          Türkiye’deki muhalefet her konunun, her olayın suyunu çıkartacak kadar istismarını yaparken, erken seçim üzerinden toplumu baskılamaya çalışırken bu sözde imam kimin elini güçlendirmiştir?

          Tartışmalara baktığımızda kimin elini güçlendirdiği çok net anlaşılmaktadır. CHP ve yancı muhalefetin, bu konu üzerinden Türkiye’de yarattığı atmosfere bakarsak burada kaybeden, tartışılan, sorgulanan AK Parti hükümeti olmuştur.

          Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ve düşmanlık edilerek AK Parti hükümetine kazandırılacak hiçbir şey yoktur. Hangi cepheden bakarsanız bakın, hangi açıdan değerlendirirseniz değerlendirin sonuç böyledir.

          AK Parti’ye yakın bazı yazar ve yorumcular hâlâ olayın ciddiyetini anlamadıklarını göstererek imama güzellemeler yapmaya devam etmektedirler. Yok imam “çok değerli biriymiş”, yok “imamın bir art niyeti” yokmuş”....

Atatürk’e hakaret ederek imam nasıl değer kazanabilir?

          İmamın art niyeti yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı’na nasıl böyle cümlelerle düşmanlık yapabilir?

          O hâlde sözde imam hem değersiz, hem art niyetli, hem de birileri tarafından kullanılan bir tiptir.

          Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Milletimizin Gazi’ye hürmeti sonsuzdur. Milletimizin Mustafa’ya saygısında en küçük bir tereddüt yoktur. Milletimizin Kemal’le de en küçük bir sorunu bulunmuyordur. Milletimizin soyadı olarak kendisine verdiği Atatürk konusunda da hiçbir sıkıntısı olmadığını gayet iyi biliyoruz.” şeklinde çok güzel bir konuşması olmasına rağmen onun yanında Atatürk’e düşmanlık besleyen sözler kurmak ancak böyle kullanışlı tiplerin yapabileceği bir şeydir.

          AK Parti iktidarı Türk milleti ile arasına mesafe koydurmamak istiyorsa, bu tip kullanışlı Atatürk düşmanlarını bünyesinden oldukça uzak tutmalı ve bunlara gereken tavrı göstermelidir. Atatürk’ün tüm mirasına, emanet bıraktığı ülkeye ihanet eden CHP gibi partiye “Atatürk maskesini” daha çok kullanması için böyle bir malzeme ve böyle bir fırsat veren bu imamlar olsa olsa FETÖ gibi unsurların Truva atıdır. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin sözlerini çok iyi idrak etmek gerekmektedir. Çünkü bu konularda tarihi haklılıkları arşivlerde durmaktadır.


Türkgün