DAHA birkaç gün önce, kendi parti logoları ve 81 ilde milletvekili adaylarıyla seçime gireceklerini söyleyen DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi yanında DP’nin 40’a yakın milletvekili adayı seçilebilecek yerlerden CHP listelerindeler.
Dördü bir araya gelse; değil 30 milletvekili çıkarmak, yüzde 7 barajını aşamayan partilere bu kadar milletvekilliği verilmesi, önce listeye giremeyenleri sonra da seçmeni isyan ettiriyor. Seçmenin isyanında isimler etkili oluyor.
FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpasları sırasında Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin, CHP Çankaya dördüncü sıra milletvekili adayı oldu.
Emniyet içinde FETÖ’cülere kol kanat gerdiği bilinen, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ellerinde kasedi” var dediği ve AKP ile FETÖ’nün ilk mücadelesine başladığı 2014’te FETÖ’cü Hakan Şükür ile istifa eden eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin İYİ Parti’nin Ordu birinci sıra milletvekili adayı olarak listeye girdi.
PKK BİLDİRİSİ İMZACISI ADAY
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlığını yapan; PKK ağzıyla yazılmış bildiride imzası olduğu için KHK ile ihraç edilmiş bir akademisyen, FETÖ’cülerin tetikçi yazarı Ahmet Altan’ın yönetmenliğinde çıkan Taraf isimli gazete görünümlü paçavranın yazarı Yüksel Taşkın da CHP İzmir birinci sıra milletvekili adayı.
Kemal Kılıçdoaroğlu’nun Atatürk’ün kurduğu partiyi getirdiği noktaya bakın; dışarıdan PKK/HDP ile işbirliği yapıyor, içeride de FETÖ yardakçılarını listelerinden TBMM’ye sokuyor. Elbette başka isimler de var ama bu üç sembolleşmiş isim çok şeyi anlatıyor.
Benim yıllardır anlatmaya çalıştığım işte bu tabloydu. Bu son kaçınılmazdı. Burada ittifak yok, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen ancak toplumda karşılığı bile olmayan partilere verilmiş siyasi rüşvet var. Dahası bu kişiler Kılıçdaroğlu’nun kafasındaki projesi için TBMM’ye sokacağı yol arkadaşları.
Şimdi CHP yandaşları isyan ediyor. Artık çok geç; PKK/HDP ile iş tutulmasına ses çıkarmayanlar, bu isimler üzerinden kıyameti koparıyor.
Ama bu henüz “Küçük Kıyamet”, büyüğünü daha sonra yaşayacaklar.
‘MERMİ ŞOV’UN SEBEBİ OYLARIN YÜZDE 6.4 DÜŞMESİ
İYİ Parti’de ise başka bir kıyamet koptu: İP Milletvekili Aytun Çıray, milletvekilli adaylığından feragat edip parti oylarının barajın yani yüzde 7’nin altına düştüğünü açıkladı. Sadece İP çevresine değil, 6’lı Masa’ya da adeta bomba düştü.
Böylece İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in geçen hafta TBMM’deki grup toplantısında, son derece gergin biçimde yaptığı konuşması sırasında tabanca mermilerini dizmesinin, sonra da berbat bir oyunculukla onları yere saçmasının sebebi anlaşıldı.
Karşısındaki inşaattaki güvenlik görevlisinin, “bulundurma ruhsatlı” tabancayla hırsızlara ateş açması sonucu iki mermi İYİ Parti İl Başkanlığı’na isabet etmişti. Meral Akşener, güvenlik görevlisinin itiraflarına ve özür dilemesine rağmen, agresif biçimde olayın arkasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğunu söyleyip algı operasyonuna girişmişti.
Bu da yetmedi, 14 Mayıs seçimleri öncesi geçen hafta TBMM’de yapılan son grup toplantısında, partililerin ve kameraların karşısına elinde tabanca mermisiyle çıktı.
İP’YE SALDIRI AMACI YOKTU
Önce mermileri tek tek kürsüye dizen Akşener, Bilge Kaan’dan girdi, Yasin Börü’den çıktı; Uğur Mumcu’dan girdi, Gaffar Okkan’dan çıktı; Ömer Halisdemir’den girdi, Fatih ve Atatürk’ten çıktı.
“El ele, omuz omuza, tarih yazmaya geliyoruz. Soruyorum sizlere, bunca engeli aştıktan sonra şimdi bize, bu kurşun mu dur diyecek?” dedikten sonra kürsüde bulunan mermileri avuç avuç yere fırlattı.
Oysa gerçek ortadaydı, İP hedef alınarak bir saldırı yapılmamıştı. Olay yeri inceleme ve kriminal inceleme sonuçlarında da teyit edildiği gibi, güvenlik görevlisinin ruhsatlı silahından çıkan mermiler isabet etmiş, görevli de itiraf ederek özür dilemişti.
İP’İN YÜZDE 40’I KILIÇDAROĞLU’NA OY VERMİYOR
PEKİ Akşener neden böyle davrandı?
Son dönemde iki olay Akşener’in sinirlerini çok yıprattı:
Birincisi, 3 Mart günü Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıktıktan sonra, özellikle CHP’ye yakın isimlerin ettiği hakaret, küfür ve iftiralar.
İkincisi ise Yavuz Ağıralioğlu’nun İP milletvekilliğinden istifa sürecinde yaptığı açıklamalar.
Elbette bunun parti örgütlerinde ve seçmeninde yarattığı olumsuz etki ve oylarda da düşüş kaçınılmazdı.
Nitekim İP Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu, seçmenin yüzde 40’ının Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı konusunda çekincelerinin bulunduğunu açıkladı.
ŞEHİT YAKININA KÜFÜR EDEN TÜRKKAN ÖDÜLLENDİRİLDİ
Bir başka çarpıcı açıklama İP’nin önemli isimlerinden Milletvekili Aytun Çıray’dan geldi. Cumartesi akşamı, milletvekilliği adaylığından feragat ettiğini açıklarken, “...Kriz sonrası baraj altına düşen oylarımızı yükseltmek için çok çalışacağım...” diyerek mesajını verdi. Milletvekilli adaylığındaki sırasını beğenmediği için bu açıklamayı yaptığı söylendi ama o ertesi gün oy oranları vererek bir adım daha attı: “Amacım milletvekilliği değil, 4 dönem yaptım. Ben tweet attığım için oylarımız İzmir’de yüzde 6.8, Türkiye’de yüzde 6.4’e düşmedi. Düşüren de ben değilim. Her tweet’in altına benim yüzümden, ‘Şehidin bacısına küfrettin’ yazılmıyor.”
Gerçekten de şehit yakınının bacısına küfür eden İP’li Lütfü Türkkan, ödül olarak yine milletvekili adayı yapıldı.
Bu olay da İP’nin oy kaybetmesinde önemli oldu.
Ama oyların yüzde 10, hatta 15 gibi gösterildiği dönemlerden başlayarak bugün yüzde 6.4’e gerilemesine sebep olan olaylar sırasında susan Aytun Çıray’ın bugün bunları söylüyor olması çok önemli değil.
MERMİYİ KENDİ AYAĞINA SIKTI
Önemli olan, sokakta karşılaştığımız tablonun artık siyasetin zirvelerinde de etkili oluşu.
Sadece 6 parti genel başkanının, ne ilke ne siyaset olmadan, bir proje için masa başına oturup seçmenin oylarını babasının malı gibi görmesinin getirdiği sonuç bu.
Elbette, Ankara İl Başkanı’nın bildiğini Akşener de biliyordu. Elbette Aytun Çıray’ın elindeki rakamlar Akşener’in de elinde vardı. İşte o yüzden Akşener’in partilileri tekrar toplamak için bir gösteriye ihtiyacı vardı. Kim akıl ettiyse, mermileri verip onu TBMM kürsüsüne yolladı.
Ama Akşener yine kendi ayağına sıktı.
Hürriyet