Doç. Dr. Ümit Savaşçı, bazı araştırmalarda koronavirüsün erkeklerde daha fazla ölüme yol açtığının belirlendiğini bildirdi.
"SİGARA, OBEZİTE EKSTRA BİR YÜK GETİRİYOR"
Bu durumda çeşitli genetik mekanizmalar söz konusu olabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Savaşçı, "Burada interferon (vücut hücrelerinin çoğunluğunca sentezlenen ve bakterilere, parazitlere, virüslere ve urlara karşı etki gösteren bir protein) eksiklikleri olabilir.
Burada en önemli nokta, ACE reseptör sayısıyla da ilişkilidir. ACE reseptörü çocuklarda daha az olduğu için çocuklar bu salgından daha az etkilenmiş oldu. Erkeklerde de bu reseptörün sayısı daha fazla sonuç çıkarımı yapılabilir. Ancak erkekler ekstra daha fazla yoğun iş hayatındalar, iş hayatında yoğun temas kurabiliyorlar. Toplu taşıma kullanıyorlar.
Aynı zamanda sigara içimi, obezite bunlar da ekstra bir yük getiriyor. Koronavirüs nedeniyle erkek ölümlerinde oran neredeyse yüzde 66 olarak daha fazladır. Hem genetik yatkınlık hem de erkeklerde reseptör sayısı daha fazla olur. Ayrıca ek hastalıklar erkeklerde daha fazla ve genellikle toplum içerisinde dışarıyla temas kuran kitle özellikle erkek nüfustur. Dolayısıyla koronavirüsten erkekler daha fazla etkileniyor" ifadelerini kullandı.
"YÜZDE YÜZ BAĞIŞIKLIK BEKLENMEYEBİLİR"
Doç. Dr. Savaşçı, salgını bitirecek olanın virüsün mutasyona uğrayıp tamamen zararsız hale gelmesi ya da aşılarla korunabilmek olduğunu ifade etti. Aşıların koruyucu olduğunu, ancak influenzada koruyuculuk oranının yüzde 70'lerde kaldığına işaret eden Doç. Dr. Savaşçı, "Yeni teknolojilerle olan aşıların koruyuculuk oranları yüzde 90'ın üzerine çıktı.
Bu çok umut verici bir gelişme. Dolayısıyla her 100 kişiden 90'ın üzerinde kişi korunacak gözüküyor. Eğer biz toplumun yüzde 70'ini aşılarsak, bu virüsü tamamen toplumdan ekarte etmiş olacağız. Virüs artık bizim gündemimizde olmayacak gibi düşünebiliriz. Ancak herkeste 'aşı koruyucu olacak' diye kesin bir şey yok.
Bu çalışmalar da genellikle 40 bin kişilik kişiler üzerinde yapıldı. 18 yaşın altında ve 60 yaşın üzerinde uygulanmadı. Dolayısıyla 60 yaşın üzerinde özellikle koruyucu hücrelerde antikor oluşumu biraz daha az seviyede kalır.
Kişiler bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanıyordur; bu kişilerde antikor oluşması ve bağışıklık hücreleri az miktarda üretilebilir, koruyuculuk olmayabilir. Eğer kişi obeziteyse, sigara içiyorsa, bağışıklık oranı düşük oranda kalabilir. Bütün toplumda yüzde yüz bağışıklık gibi bir durum beklenmeyecektir" diye konuştu.