Koronavirüs Bilim Kurulu, 'Kontrollü Sosyal Hayat' sloganı ile başlayan ikinci dönemi masaya yatırmak üzere toplandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, toplantı ardından açıklamalarda bulundu.
Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları:
Köylerinde doğanın sükunetinde kendi hayatını yaşayanlar, sokağa çıkınca insanlar arasında mesafenin ilk adımda kaybolduğu küçük büyük kentlerde yaşayanlar. En küçük köyden en büyük kente yurt çapında mücadele veren sağlık personelimiz. 8 haftasını geride bıraktığın koronavirüsle savaşında dünyanın sana hayranlık duyduğunu bilmelisin. Tedavideki yenilikçi ve tedbirleriyle Türkiye dünya toplumun gündeminde. Dünyada bilim insanlarının ilgi konusu. Uluslararası televizyonlar başarılarımızı ekrana taşıyor.
"BU BAŞARININ SAHİBİ TEDBİRLERE UYDUĞUNUZ ÖLÇÜLERDE SİZLERSİNİZ"
Salgının yarınlarını tehdit ettiği toplumların gözü Türkiye'de. Başarıların kahramanlarını görmek için gözünüzü başka yere çevirmeyin. Bu başarının sahibi tedbirlere uyduğunuz ölçülerde sizlersiniz . Sorumluluğu tek tek yerine getiren 83 milyondur.
Esnek davransaydınız sonuç alamazdınız. Teklif eyleme dönüştü. Bazı kısıtlamalar hayat korudu. Hayatımızda unutulmayacak bir tarih olan 10 Mart'ın üzerinden 8 hafta geçti. 198 ülkede hayatı tehdit eden 294 bin insanın ölümüne neden olan ekonomisi çok güçlü hayat standardı yüksek ülkelerde böylesi bir hastalıkla mücadelede 8 hafta kısa bir zamandır.
Bu salgının 21. yüzyılın tarihine geçecek büyük bir olay olduğundan artık çok eminiz. 8 haftalık bir mücadele uzun ve yorucu değildir. Her günü kritik, yarını bugünden önemli bir mücadeledir. Ortada büyük tehdit varken 8 hafta insan hayatında çok kısadır.
Tedbirlere uyarak geçirdiğimiz 8 haftadan sonra riskli bir gün bile tabloyu değiştirebilir. Risk alınmış bir an bile hayata, hayatlara mal olabilir. Salgın tekrar uç verebilir. Tedbir, temkin aklın mecburiyetidir. Bu salgında tek tek sizlerin sağlığından sorumluyum. Bulaşmanın önlenmesi, hastalığın tedavisi ve işin ciddiyetini söylemekle de yükümlüyüm.
Koronavirüs salgını 2. Dünya Savaşı'ndan sonra aynı anda tüm dünyanın konusu olan olaydır. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra en çok insanın öldüğü ilk küresel ölçekli olaydır, tüm kıtaları tutan olaydır. Koronavirüs küresel dünyanın küresel salgınıdır. Salgın bizi hareketi sınırlamaya, izole olmaya, daha az temasa, insanlarla aramıza fiziki mesafe koymaya, kontrollü yaşamaya zorluyor.
DSÖ'ye göre 82 bin 591 yeni vaka dün tespit edilmiştir. ABD'de dün 1630, İtalya'da ise 172 yeni ölüm oldu. Türkiye ise dün eski günlere göre çok daha iyi tabloydu. İyileşen hasta sayımız 141 475 hastamızdan 988 bin 889'u sağlığına kavuştu. Günlük test kapasitemiz 50 bine ulaştı. Bu düzeyde test ihtiyacı doğmuyor. Yapılan testlerde pozitiflik oranı düzenli olarak düşüyor.
Pozitif vakalara teması olanlara, şüphelilere test yapılması bulaşma hızını düşürmüştür. Hastalığın toplum içinde bulaşma yollarının kesilmesinde uyguladığımız strateji büyük rol oynadı. Bugün sayıları 6 bin 239'a ulaşan filyasyon ekiplerimiz riskli, bir hasta ile teması olmuş 722 bin kişiye ulaştılar. Böylece virüs kapmış, kapmış olması muhtemel kişiler izole edildiler, hastalığın yayılımını kaynağından hareketle kontrol altına aldılar.
Bunu yapmamış olsaydık hastalık vahim bir hızla yayılırdı. 10 Mart'tan itibaren filyasyonla tedbir ve tedavi birbirini tamamladı. İzolasyon sayesinde risk yönetildi. Maske kullanımı ile solunum yoluyla bulaşan virüse karşı ciddi önlem alındı.
Geçen hafta vaka bazında salgının Türkiye'deki seyrini kısaca özetlemiştim. 29 Nisan'da 43 bin 498'e çıkmıştır günlük test sayımız. Salgının beşinci haftasından itibaren istikrarlı bir iyileşme içerisindeyiz. Şu anki şartlarda salgın kontrol altında...
Geçen hafta olumlu net bilgiler ışığında Türkiye koronavirüsle mücadelesinde birinci döneme başlamıştır, şimdi mücadelemizin ikinci döneminin ilk günlerindeyiz dedim. Tedbir zorunludur dedim, çünkü tehdit devam etmektedir.
Virüsü taşıyan insanların tamamının hastanelerde veya evlerde izolasyon altında olduğunu düşünmek tehlikelidir. Virüs bu toplumda aramızda varlığını sürdürecektir, dünyada hareket halinde olacaktır. Son verilerin açıkça ortaya koyduğu gibi şu anda 1 hafta öncekinden çok daha iyi durumdayız. Buna rağmen tekrar ediyorum sağlık hastalıklar fırsat tutkunudur. Virüse bu fırsatı tanırsak 1 ay öncesine dönmek ihtimal dahilindedir. Örnek olduğumuz dünyaya bu kez ders olabiliriz. Güç bizdeyken buna izin vermeyelim. Hastalıktan, ölümden korku doğaldır. Korku tehlikeyi riskli yönetecek bir strateji değildir. Uyarılarımız toplum olarak sağduyu örgütlenmesine işaret ediyor. Uyarı, rica, önerilerimiz salgın karşısında davranışın akla uygunluğu üzerinde duruyor.
Bir pandemi sürecindeyiz. Virüsten korunmamızı sağlayacak kuralları askıya alarak alışveriş kuyruğuna girmek, pazar yeri kalabalığına tedbirsiz karışmak lükstür. Riske hangi anda, hangi ortamda, kim vasıtasıyla karşılaşacağımızı bilemeyiz. Dışarıya maskesiz çıkmak, maskeyi yarı açık şekilde kullanmak sorumlulukla bağdaşmaz. Mesafe kuralını çiğnemek ise virüsle aramıza hiç sınır koymamak demektir.
Bir kısmı endişe bir kısmı somut tedbirlerle geçen 8 hafta bizi geleceğe bağlayan sağlam köprünün ayakları olmalıdır. 8 hafta eğer istersek ne güçlükleri yeneceğimizin, korkuya kapılmadan riski yöneteceğimizin kanıtıdır. Mücadelemizin ikinci dönemindeyiz. Geldiğimiz nokta o kadar umut verici ki, sanayi bölgelerinde test laboratuvarlarını açıyoruz. İşyerlerine pandemi risk tedbiri için kurallar geliştiriyoruz. Hepimiz biliyoruz ki süreç bir tipik normalleşme değil. Eski günler tam olarak geri dönmüyor. Sağlık yeni bir hayat biçimi getirdi ve nelerin mümkün olabileceğini gösterdi.
Bugün müzik grupları kendi bilgisayarından ayrı ayrı katılımıyla internet üzerinden veriyor. İlköğretimde bile uzaktan erişimin alternatif olabileceği ortaya çıkıyor. Hükümetler aynı şekilde toplanıp kararlar alıyor. Yeni normaller yepyeni imkanlar keşfediyoruz. Gençlerin desteğine, fikirlerine çok ihtiyacımız var. Salgını tarihteki tüm salgınlar gibi yeneceğiz. Ama virüsle savaşırken ondan yeni şeyler öğreneceğiz.
Yeni hayatımızı hızla kurmalıyız. Kalabalık kuyruklar, AVM, stadyum, pazar yeri kalabalıkları, üç kişinin yanyana oturduğu koltuklar, tam kapasite çalışan asansörler olmamalıdır. Bu yeni hayat tarzına kontrollü sosyal hayat diyoruz. Bu üç kelime söylediklerimizin yalın ifadesidir. Hepimizin ortak katkılarıyla gelişecektir. Bir süreliğine geçerli bir yaşam tarzıdır.
Bizler kontrollü sosyal hayatı ikinci dönem mücadelesi olarak görmekteyiz. Çalışmalar maskeli tek başına koruyucu olmadığını ortaya çıkarmıştır. Bilimsel gözlemler maske ve mesafenin tek ve birleşik tedbir gibi görülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Virüsün bulaşma kabiliyetinin yüksek olduğu kesildir. Bizim için kontrollü sosyal hayat maske artı sosyal mesafe demektir. Aynı zamanda riskli ortamlardan uzak durmak, riski minimalize edecek şekilde günlük hayatı düzenlemek demektir.
BAYRAMDA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI OLACAK MI?
Bayramdan sonra kontrollü olmak kaydıyla yurt dışından gelişleri olabildiğince test yaparak, bu dönemi daha sağlıklı götürme eğilimindeyiz.
Ramazan Bayramı'nda kısıtlama konusu şu an gündeme gelmedi, salgının seyri bunda etkili olacak.
Camilerin açılması salgının seyrine göre önümüzdeki günlerde gündeme gelebilir.