Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı Pınar Gözü köyünde Demir Export Madencilik altın madeni sondaj çalışmalarına başladı. Daha önce bir çok kez durdurulan sondaj çalışmaları, şirketin ÇED raporlarında yapılan küçük değişikliklerle mahkeme kararının etrafından dolaşmasıyla köyün 150 metre yakınına kadar geldi.
Koç Holding’e bağlı Demir Export şirketinin maden arama faaliyetleri hakkında Bakırtepe Çevre Platformu’ndan Hüsnü Koçyıldız, Sendika.Org’a konuştu. Yedi ay önce şirketin yine sondaj için geldiğini ancak köylülerin eylemleri neticesinde durdurulduğunu dile getiren Koçyıldız, villa yapılacağı vaadiyle köylülerin kandırılmaya çalışıldığını söyledi.
“1 yıl arsenikli su içirdiler”
Geçtiğimiz günlerde şirketin köylülerle toplantı yapmak istediklerini söyleyen Koçyıldız, “Geldiler toplantı yaptılar. ‘Bizim yaşam alanımıza müdahale ediyorsunuz. 1956’dan köyümüze 22,5 km uzaklıkta demir maden işletiyorsunuz. Bizi sürekli mağdur ettiniz. 1 yıl boyunca bize arsenikli su içirdiniz’ dedik” açıklamasında bulundu.
Dağı delik deşik ettiler
Koçyıldız maden şirketinin bölgedeki faaliyetlerini şu cümlelerle aktardı:
Bakırtepe’de altın madeni açtılar. Orada rezerv bitti. Kayseri’den ve Nevşehir’den çıkardıkları madenleri burada ayrıştırıp eritiyorlardı. Orada ÇED raporu alamamışlar. Biz de dava açtık bunu engelledik. Bakırtepe maden sahasında da cevher bitti. Bakırtepe’nin karşısında da sondaj çalışması yaptılar. Oralarda da kendilerini tatmin edecek cevher bulamadılar. En son köyümüzün onların ölçümüne göre 172 metre bizim ölçümüze göre ise 7090 metre yakınına kadar geldiler.
“Köyün altını oyup sondaj yapacaklar”
Kendisinin de Maden Tetkik Arama (MTA)’dan emekli olduğunu ve sondaj konusunda bilgi sahibi olduğunu belirten Koçyıldız, maden şirketinin yatay sondaj yaptığını ve bu durumun vadi üzerinde kurulu köyün altını oyarak, köyün ortasına kadar sondaj yapılacağı anlamına geldiğini söyledi.
Köylülere villa vaadi
Maden faaliyetine karşı çıktıklarında şirketin “Size villa yapacağız” dediğini aktaran Koçyıldız, “Biz kabul etmediğimizi söyledik. Daha önce örneklerini de gördük Erzincan’da, köylülere ev verdiler, Kanadalı şirket olduğu için Kanada vatandaşlığı verdiler. Gittim oraları da gördüm. Oradaki yurttaşlar pişmanlar. Yerlerinden yurtlarından oldular. 85 yaşında bir amca ‘Taş yeseydim de o imzayı atmasaydım köyümde kalsaydım’ diye pişmanlık duyuyor” dedi.
Askerden “Köyünüze sokmayız” tehdidi
Dün (11 Kasım) muhtar ve köylülerle sondaj alanına gittiklerini aktaran Koçyıldız, “Albay, teğmen, jandarma tüm askerler orada. 3 kişi için 5060 jandarma getirmişler. Biber gazıyla coplarla gelmişler. Burası benim yaşam alanım. Yollarımızı kestiler, her gün kullandığımız yollar kapatıldı, tarlama giden yolu kapattılar.” dedi.
Sondaj alanında görevli komutana, valiyle görüştüklerini, valinin köye bu kadar yakın sondaj çalışmasının yapılamayacağını söylediğini ileten Koçyıldız, komutan tarafından gözaltı ile tehdit edildiğini belirtti:
Bize diyorlar ki sizi 1 kilometre bu alana sokmam. Benim köyüm evim sondaj alanına 100 metre bile yok. Nasıl sokmayacaksın beni köyüme. Kaymakamla görüştük. “Yarın köylülerimiz şehir dışından gelecekler bizler askerle karşı karşıya gelmek istemiyoruz. Engel olun dedik” geldik. Bugün hala çalışıyorlar. Bütün yollarımızı da kapattılar.
“Doğduğum yerde ölmek istiyorum”
Bölgenin Alevi köyü olduğunu ve CHP seçmeni olduklarını dile getiren Koçyıldız, “CHP de bize sahip çıkmıyor. Biz CHP’nin oy deposuyuz. Sanki oy vermek zorundaymışız gibi “Aleviler mecbur bize oy verecekler” diyorlar, hiç birşey yapmıyorlar. Ben bundan sonra mecbur değilim CHP’ye oy vermeye” dedi.
Ben 72 yaşındayım. Yaşam alanımın ortasında sondaj yapıyorlar. Derdimizi kime anlatacağız bilmiyoruz. Annem beni burada doğurdu. Doğduğum yerde ölmek istiyorum.Ailemin mezarları burada. Bizi kaldırdınız, mezarlarımızı da mı kaldıracaksınız? Bu köy Alevi diye hep bize baskı yapıyorlar.