Suriye'den Türkiye'ye gelen milyonlarca sığınmacı bir süredir Türkiye gündeminin sıcak gündemi. Konu, İran üzerinden ülkemize yasa dışı yollarla girmeye çalışan Afganlarla yeniden ağırlık kazansa da yıllardır süren huzursuzluğun her geçen gün arttığı gerçeği ortada duruyor. Altındağ'da 18 yaşındaki gencimiz Emirhan'ın bıçaklanarak öldürülmesi ve ardından ortaya çıkan tepki, konunun aynı zamanda bir milli güvenlik sorunu olduğunu da gösteriyor. Sığınmacı sorunu, Türkiye'yi zor durumda bırakmak amacıyla çıkartılabilecek olaylar için çok hassas bir kışkırtma zemini oluşturuyor. Olası bir iç karışıklığı artık söylem ve çağrılarla önlemek zor gözüküyor, bu nedenle hükümetten acil olarak adım atması isteniyor.

Vatan Partisi Ankara İl Başkanı Deniz Tokgöz, dün beraberindeki heyetle olayların yaşandığı Battalgazi Mahallesindeydi. Burada temaslarda bulunan Tokgöz, görüşlerini ve partisinin çözümünü Aydınlık’a anlattı:

'OYUNA GELMEYELİM'

“Altındağ ilçe teşkilatımız ve il teşkilatımızla birlikte Altındağ Önder ve Battalgazi Mahallesinde temaslarda bulunuyoruz. Burada Emniyet mensuplarımızla ve vatandaşlarla konuşuyoruz. Tüm vatandaşlarımız müsterih olsun, burası şu an sakin, sıradan bir gün yaşanıyor, gerginlik ortamı yok. Yüce gönüllü Türk milletine sesleniyorum: Türkiye Amerikan planlarına gebe bırakılmaya çalışılıyor. Türk milleti kışkırtmalarla kaos döneminin içine çekilmek isteniyor. Bu oyuna gelmeyelim. Bu vakalar dönüm noktası olsun. Bundan sonra duyarlı bir şekilde hareket edelim.

'BU SORUN BİR SONUÇTUR'

“Türkiye’deki sığınmacı sorunu bir sonuçtur: ABD’nin Suriye ve Türkiye’yi bölme, terör koridoru açma planı girişiminin bir sonucudur. Bugün Mehmetçik nasıl terör örgütlerine karşı savaşıyorsa Suriye de ABD’ye karşı savaşıyor. Suriyeli kardeşlerimiz bu savaşın sonucu olarak bizim misafirimiz durumunda. Milletimiz, dünyanın belki de en yüce milletidir, en misafirperver insanıdır. Biden kışkırtmalarına hedef oluyor, CHP, İyi Parti ve bazı diğer taraflarca kışkırtılmaya çalışılıyor. Vatandaşlarımız buna gelmeyecek, birlik beraberlik duygularını gösterecektir.

“Türkiye bugün Atlantik’te nefes alamaz. Türk köylüsü, işçisi, çiftçisi Atlantik’te nefes alamaz. Vatan Partisi olarak biz şunu anlatıyoruz: Bir taraftan Asya’da yerimizi alırken Çin, Rusya, İran gibi ülkelerle dostluklar kuruyoruz, diğer taraftan da Suriye’nin birliği ve bütünlüğü için Suriyeli kardeşlerimizin vatanlarına dönmesini sağlamalıyız.

'BU MESELE İLERİDE KAŞINABİLİR'

Çözüm basit, Güneydoğu’da, Doğu Akdeniz’de, Ege’de ABD’ye karşı savaşıyoruz. Esad da aynı savaşı veriyor. O yüzden Esad’la görüşmek mecburiyetindeyiz. PKK’yı Suriye’yle birlikte bitireceğiz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için onları el sallayarak vatanlarına yolcu edeceğiz. Kan dökmeyle bir çözüm olmaz, burada kaos olur. Bu mesele de provoke edilmeye çalışılıyor. Biz önceki gün yaşanan olaylarla bir kez daha gördük ki bu mesele kaşınacak, milletimiz provoke edilmeye devam edecek, kardeşlik duyguları sarsılarak Türk vatandaşlarla Suriyeli sığınmacılar arasında bir ayrı gayrı çıkarmaya bir provokasyon ateşleme çıkarmaya çalışılacak. Önümüzdeki süreçte bu görünüyor. Fakat çözüm açık: Biz hemen Suriye Devleti ile Türk devleti olarak iletişim kuracağız." “Bu sorunlarla, krizlerle mücadele için de halkımız Vatan Partisi’ni çözüm olarak görüyor. Mevcut hükümet bu krizlerle boğuşma gücünü sergileyemiyor ancak Vatan Partisi’nin merkezinde olduğu bir milli hükümet bu krizleri çözebilir.”

‘ÇÖZÜMÜMÜZ HALKIN ÇÖZÜMÜDÜR’

Olayın meydana geldiği Altındağ ilçesinde yaşayan Vatan Partisi Ankara İl Saymanı Anıl Eren Yıldız: “Önceki gün ortaya çıkan vahim olaylarda son dönemde muhalefetin mültecilere yönelik nefret söylemlerinin medyada sıklıkla yer almasının payı olduğu aşikar. Biden muhalefeti Türkiye'nin ekonomi ve Suriye politikasındaki sorunları perdelemek adına sorumsuzca davranmaktadır. Bu sorumsuzluk, on yılı aşkın süredir birlikte yaşadığımız Suriyeli kardeşlerimizi Türkiye'nin ekonomik sorunlarının tek sorumlusuymuş gibi gösteriyor. Aynı zamanda Biden muhalefeti Suriye politikasında hiçbir çözüm önerisi sunmamakla beraber milletimize yakışmayan uygulamaları öneriyor. “Olayların yaşandığı mahalleye yakın bir mahallede yaşıyorum. Suriyeli mülteciler sorununa dair çözümümüz, mahallelinin halkın talebidir. Sosyal medyada yer alan kışkırtmalardan ve olaylara karışan insanlara bakıldığında tek amacın provokasyon çıkarmak olduğunu görülüyor. Mahalle halkı buradaki düzensizlik ve güvenlik sorunlarından şikayetçi. Hükümet yetkilileri bir an önce bu sorunun çözümü için somut adım atmalıdır.”

‘ALTINDAĞ SORUMLU DAVRANACAK’

Vatan Partisi Altındağ İlçe Başkanı Deniz Başpınar: “Önceki gün Altındağ'da yaşanan olayları parti olarak yakından takip ediyoruz. Öncelikle hayatını kaybeden Emirhan Yalçın kardeşime Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Bu acı hepimizin acısıdır. Elbette Suriyeli kardeşlerimizin vatanlarına dönmeleri ve bu sürecin bir an önce rahatlaması hepimizin ortak isteği. Bunun için hızlı bir şekilde Suriye Devleti'yle anlaşmamız ve Suriyelilerin sağlıklı bir şekilde ülkelerine dönmesini sağlamamız gerekiyor. Bu anlaşma sürecini hızla başlatmak için baş sorumlu Cumhurbaşkanımızdır. Önümüzdeki süreçte Altındağlı yurttaşlarımızın üzerine düşen sorumlu duruşu sergileyeceklerinden eminiz.”

‘HALK TEPKİLİ’

Olayın meydana geldiği Battalgazi mahallesinde yaşayan bir yurttaş da Aydınlık’a şunları anlattı: “İki gün önce saat 09.3010.00 arası parkta Suriyeli gençler, parkın lambalarını kırmış. Bizim iki genç çocuğumuz da, ‘Yapmayın, biz burada oturuyoruz, niye bunu yapıyorsunuz?’ diyerek tartışmışlar. Ama Suriyeliler de bıçak çekmiş. Demek ki bıçaklı geziyor bunlar, o kadar rahatlar. Bıçak çekince yandakini elinden hafif yaralamış. Rahmetli olan çocuğumuzu da göğsünden vurmuş. Acil ambulans geliyor, hastaneye götürüyorlar ama çocuğu ertesi gün kaybettik. Bunun üzerine olaylar iyice alevlendi. Şu an ortam sakin, akşamları sıkıntı oluyor. Burada Suriyeliler istenmiyor. Suriyelilerin burada azaltılmasını veya tamamının gitmesini istiyoruz. Rahat etmek istiyor halkımız, halk tepkili. Onlar buranın yerlisi biz yabancısı olduk.”

SORUMSUZ AÇIKLAMALARA DİKKAT!

Türk halkında sığınmacılar konusunda rahatsızlığın fazla olmasına, durumun kışkırtmalara açık olmasına rağmen, siyasilerden son günlerde durumun ciddiyetinden uzak sorumsuz açıklamalar yapıldı.

Suriyeli sığınmacılarla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 16 Temmuz'da sosyal medya hesaplarından yayınladığı video konuyu gündeme taşıdı. Kılıçdaroğlu “İktidarımızda Suriyeli misafirlerimizle helalleşip iki yılda memleketlerine uğurlayacağız. Bu iktidarımızın en önemli beş önceliğinden biridir. Plan ve programlarımız hazır. Bu video da bunun taahhüdü olarak burada dursun istedim” dedi. Kılıçdaroğlu sık sık benzer açıklamalar yaptı. Afgan mültecilerle birlikte konu alevlendi.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın 26 Temmuz’da yaptığı açıklama da kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. “Yardımı kesiyorsun gitmiyorlar. 'İş yeri ruhsatı vermiyorum' diyorsun gitmiyorlar” diyen Özcan açıklamasında sığınmacılara karşı önlem alacaklarını bildirerek yabancı uyruklular için su ücreti ve atık vergisine 10 kat zam yapacağını söylemişti.

ÖZDAĞ: SURİYELİ KATİL TÜRK ŞEHİT

Özellikle Altındağ'da yaşananların ardından bağımsız İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın sosyal medya paylaşımları hızlandı. Sığınmacı sorununa ilişkin sert ifadeler kullandığı açıklamalarıyla bilinen Özdağ bir paylaşımında “Suriyeli katil ve Türk şehit. Şehit çünkü aydınlatma direklerini küfrederek tekmeleyen bu hayvanı, ‘aileler var yüksek sesle küfretme ve devlet malını tekmeleme, polise haber veririm’ dediği için katledildi. Kamu huzurunu ve devlet malını savunduğu için bıçaklandı. Şehit oldu.” dedi.

Ümit Özdağ, dün bağımsız Adana Milletvekili İsmail Koncuk ile Meclis'te düzenlediği basın toplantısında da kendisine yönelik suçlamalara yanıt verdi. Gece yaşanan olaylardan kendisinin sorumlu gösterenlere “salak” diye Özdağ açıklamasında “Türk milleti kendi ülkesinde sığınmacılardan korkar oldu. İstanbul'da önümüzdeki günlerde büyük bir provokasyon hazırlığı yapıldığına dair nokta istihbarat bilgi aldım” ifadelerini kullandı.

AK PARTİLİ ÇELİK: HEDEF ÜLKEMİZE VE İNSANIMIZA ZARAR VERMEK

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter hesabından Altındağ'daki olaylara ilişkin açıklama yaptı. Saldırıda yaşamını yitiren Emirhan Yalçın'a Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı dileyen Çelik, “Bu çok üzücü hadise üzerinden bazı provokasyonlar tertip edilmeye çalışılıyor. Suç bireyseldir. Suçlular adalet önünde hesap verecek ve hak ettikleri cezayı alacaklardır” dedi.

Çelik şöyle devam etti: “Sığınmacı düşmanlığı yapan provokatörler ile sığınmacı kılığındaki provokatörler aynı şeyi hedefliyorlar. Hepsi aynı madalyonun iki yüzüdür. Ülkemize ve insanımıza zarar vermek istiyorlar. Failleri etnik kimliği üzerinden tanımlayan ve toplulukları hedef gösterenler ülkemize zarar vermeye çalışan bir atmosfer oluşturmaya çalışıyorlar. Adaleti tesis etme yükümlülüğüne sahip yargı kurumları görevlerini yapacaktır. İnsan canına kastedenler gereken cezayı alacaktır. Kendilerini emniyet ve yargının yerine koymaya çalışarak insanları hedef gösterenler, bu ülkeye kötülük yapmak isteyenlerdir."

Sağduyu çağrısı yapan Çelik, sosyal medya üzerinden yapılan yalan haber ve dezenformasyonlara dikkat edilmesini istedi. Çelik, siyasette rekabetin gerekli olduğuna ancak ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı nefret dilinin asla muhalefet olarak değerlendirilemeyeceğine dikkat çekerek şunları kaydetti: "Bazı siyasilerin sığınmacılara yönelik uzun süredir kullandığı nefret dilinin yol açabileceği tehlikelerin ne kadar büyük olduğu ortadadır. Ne ülkemizde birilerinin sığınmacı kılığında provokasyon yapmasına müsaade ederiz ne de sığınmacılara karşı nefret üretmeye çalışanlara müsaade ederiz. Tarihi tecrübemiz mazlumları korumaya ve her türlü kaos planını bertaraf etmeye yeter.”

‘PROVOKASYONLARA KARŞI UYANIK OLUNMALI’

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu son günlerde artan Suriyeliyerli halk kavgalarını değerlendirdi. İdarecilerin Suriyeli geçici göçmenlerin Türkiye’de kalıcı olmadığını halka anlatmaları gerektiğini belirten Feyzioğlu, herkesi sağduyulu davranmaya çağırdı. Feyzioğlu, provokasyonlara karşı uyanık olunmasını; 10 bin km uzakta, Suriyelilerle Türk vatandaşları arasında çıkacak bir çatışmanın pususuna yatanlar olduğunu vurguladı. Feyzioğlu, Suriyeli geçici göçmen sorununun çözümü için Suriye yönetimi ile anlaşılması ve geri dönüşlerinin yolunun açılması gerektiğini söyledi.

‘FIRSAT VERİLMEMELİ’

TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Suriyelilerle yaşanan gerilimi ve yapılması gerekenleri Aydınlık’a değerlendirdi. Son dönemde Türkiye’ye yoğun miktarda geçici ve düzensiz göç olduğunu kaydeden Feyzioğlu, “Ülkemize bir anda yaklaşık 4,5 milyon yabancı aldık. Hiçbir ülke bu kadar yabancıyı kısa sürede toplumuna entegre edemez. Bu nedenle de çatışmalar kaçınılmaz hale gelir. Türkiye gibi ülkelerde bu çatışmalardan çıkar sağlamaya çalışanlar olur. Aralara provokatörler sokabilirler. Toplumsal karışıklıktan menfaat elde etmeye çalışanlar var. 10 bin km uzakta Suriyelilerle çatışmanın pususuna yatanlar var. Ülkemizde iç istikrarsızlık isteniyor. Bunlara fırsat verilmemelidir. Türkiye üzerine senaryolar vardır, belli güçler provokasyon peşindedirler. Bunu bilmemiz ve ona göre hareket etmemiz, ortam yaratmamamız lazım” dedi.

‘ZAMANI GELDİ’

Suriye’den geçici olarak ülkemize gelenlerin ülkelerine dönme zamanlarının geldiğini vurgulayan Feyzioğlu şunları söyledi:

“Suriye’den gelen insanlar topluma karıştırılmadan belli yerlerde tutulmalıydı. Ama neredeyse bütün şehirlerimize yayıldılar. Bunlar can güvenlikleri nedeniyle geldiklerini söylüyorlardı. Suriye’de bu durumun önemli ölçüde ortadan kalktığı görülüyor. Nitekim bayramlarda ülkelerine rahatça gidip gelebiliyorlar. Bayramda rahatça gidip gelebiliyorlarsa artık ülkelerine gitmelerinin zamanı da gelmiş demektir. Her ülkenin bir bütçesi vardır. Eğer kendi dışındaki ülkelerin vatandaşlarına önemli miktarlarda para harcanıyorsa, kendi vatandaşlarına harcayacağın para da o ölçüde azalır. Toplumda da şikayetler artar. Şikayetler arttıkça gerilim yükselir.”

‘İLKEL DAYANIŞMA KABA KUVVET’

Türkiye’ye gelen yabancı düzensiz göçün sorunları da beraberinde getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Metin Feyzioğlu şu görüşleri dile getirdi: “Toplumda çeşitli dayanışmalar vardır. Doktorların, hukukçuların, işçilerin, çiftçilerin dayanışmaları… Son yıllarda yaşadığımız göç dalgasında farklı bir dayanışma türü ortaya çıkmaktadır. Olaya, Suriyeliler açısından bakarsak Suriyeli dayanışması öne çıkar. Bu tür bir dayanışma ilkel bir dayanışmadır. Bir süre sonra kaba kuvvete dönüşür. Benzer durum Amerika, Avrupa ülkelerinde de ortaya çıkmıştır. Bu tür dayanışmalar çağdaş toplumun hukuk düzenini yok sayar. Büyük problemleri de beraberinde getirir.”

Feyzioğlu sosyal medya kışkırtmaları konusunda da şu uyarıları yaptı: “Kaostan, huzursuzluktan beslenenlerin sokağa ve sosyal medya mecralarına saldığı tahrikçilere karşı her zaman uyanık olmalıyız. Her adım, her tepki, bilgi, tecrübe ve sağduyu süzgecinden geçirilmeli. Hem de birkaç kere.”

‘ÇÖZÜM SURİYE İLE ANLAŞMAK’

TBB Başkanı Feyzioğlu meydana gelen olayların son bulması için de şu önerilerde bulundu:

“Suriyeli geçici göçmenler sorununun çözümü Suriye devleti ile anlaşmaktan geçer. Düzensiz göçmenlerin ülkelerine dönmeleri için başta diplomatik olmak üzere her türlü girişimin yapıldığı açıklanmalı. Bu olaylar, sorunlar, ABD’nin, Avrupa ülkelerinin değil, bizim derdimizdir. Biz bu coğrafyada kalıcıyız. 10 bin km uzaktan dendiği gibi davranamayız. Zaten yaşadığımız sorunların önemli bir bölümü bunların dediklerini yapmamamızdan, onların bundan rahatsız olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak kararlı durmamız, tehditlere boyun eğmememiz lazım. Herkes sağduyulu davranmalıdır. Provokasyonlara karşı tetikte olunmalıdır. İdarecilere düşen görevler de var. İdareciler, düzensiz göçmenlerin ülke ekonomisi için vazgeçilmez olduğu gibi beyanatlardan kaçınmalı. Bu, o kadar sayıda işsiz Türk vatandaşı demek. Halkta haklı bir öfke yaratıyor. Suriyelilerin kalıcı olacağı türden açıklamalar yapmamalıdır. Bunun yerine, geri dönmeleri gerektiği, kendi ülkelerine Suriye’ye dönmeleri konusunda kararlı olduğumuzu anlatan söylemler içinde olmalıdırlar. Türkiye’deki bütün kesimlerin çok dikkatli olması gereken bir dönemdeyiz.”

Aydınlık