CHP Genel Başkanı, Kemal Kılıçdaroğlu, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeydi. Bozkurt Belediye Başkanı Muammer Yanık ile görüşen Kılıçdaroğlu, “Sizden bir isteğim lütfen bu dere yataklarına; sizin döneminizde değil daha önceki dönemlerde izin verilmiş, bunlara izin vermezseniz, sizin dikkatli olacağınıza inanıyorum” dedi. Selde 19 yakınını kaybettiğini söyleyen bir vatandaş ise, “Cenazelerimizi bulsak sevineceğiz. Ne ölüsü ne dirisi torunlarımın kızlarımın yok” diyerek gözyaşlarını tutamadı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, afet bölgesi Bozkurt ilçesinde incelemelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, bölgede afetzedelerle konuştu, ilçede karşılaştığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Bozkurt Belediye Başkanı AK Parti’li Muammer Yanık’tan da bilgi aldı.

"BENİM ÇOCUKLUĞUMDA BURALAR BAHÇEYDİ"

CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı da Kılıçdaroğlu’na bölgeye dair bilgi aktardı. Baltacı, selin geldiği dere yatağına inşa edildiği için yıkılan binaları işaret ederek, “Bunların hepsinin temelini sel parça parça alıp götürdü” dedi. Sele kapılan ve köprüyü tıkayarak biriken tomrukların da baraj oluşturduğunu söyleyen Baltacı, “Baraj oluşturduğu için su geri geliyor, arkadan bütün şehre yayılıyor. Burası hem taşkın koruma sahası hem de taşkın ovası. Benim çocukluğumda buralar bahçeydi. Bura imara kazanıla kazanıla bu hale geldi. Yeni yapılaşmanın olduğu yerlerde binaların mesafeleri birbirine yakın” diye konuştu.

Baltacı selden çöken bir binada ise iki çocuğun enkaz altında kalmış olabileceğini söyledi. Baltacı, “Selin ilk görüntülerinde arabalarını çekmeye çalışan insanlar var. Uyarılar yapılıyor, ‘Arabanızı çekin’ diye. Geriye doğru taşıp şehri hapsedeceğini hiç kimse akıl edemiyor. İş yeri sahibi olanların birçoğu kaçamıyor” dedi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi personelinden de bölgedeki çalışmalar hakkında da bilgi aldı.

"TORUNLARIM, KIZLARIM YOK"

Evlerinin temelinin sağlam yapılmadığı nedeniyle selden çöktüğünü belirten bir vatandaş Kılıçdaroğlu’na dert yanarak 19 yakınını kaybettiğini söyledi. Gözyaşlarını tutamayan vatandaş, “Solucan gibi demir kullanmışlar, böyle olur mu. Kulübede bile kullanılmaz o demir. Cenazelerimizi bulsak sevineceğiz. Ne ölüsü ne dirisi torunlarımın kızlarımın yok” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Bozkurt Belediye Başkanı Muammer Yanık’tan da bilgi aldı. Kılıçdaroğlu ve Yanık arasında şu diyaloglar yaşandı:

Yanık, baraj patladı iddialarına ilişkin konuştu. Spekülasyonların olduğunu söyledi

Burada 400 metreküp bir debiyle geldi. Bir baraj patlaması iddiası var. Halı sahası büyüklüğünde bir suyun ağzını boruya vermek için tuttuğu 3 metre 4 metre bir duvar var. O da göçmemiş bunun çok daha üstünden geliyor bu. 45 kilometrelik mesafeden bütün derelerin birleşmesiyle gelen bir debi. Şehrin ortasındaki köprüyü en son terk eden insan benim. Köprünün üstünden, boynumun üstünden geldi. Müthiş bir sel felaketiydi. Baraj patlaması diye kamuoyuna yerleşmiş. Bir halı sahası büyüklüğünde su tutma yeri sadece o. HES’in de duvarı duruyor.

“BİN KİŞİ BİR CAN KAYBI VAR GİBİ BÖYLE SPEKÜLASYONLAR OLUYOR”

Bizi güçlü kılan da kültür zaten. Dayanışma kültürü. Makinelerin hareket edecek O kadar kalabalık bir çalışma şeyi var ki. Bin kişi bir can kaybı var gibi böyle spekülasyonlar oluyor. Bizim ilçemizin büyük bir bölümü gurbette. İnsanlar orada endişeleniyorlar.

“BİZ HİÇBİR ZAMAN AYRIM YAPMADIK. BÖYLE BİR KÜLTÜRÜMÜZ YOK”

Kılıçdaroğlu, ''Gün dayanışma günüdür.'' dedi:

Bizim üstümüze düşen bir görev varsa, ben arkadaşlarım hep beraber emrinize amadeyiz. Gün dayanışma günüdür. Bu çerçevede hareket diyoruz. Tabi teknik raporların çıkması lazım. Olayın aydınlatılması lazım. Var mı yok mu? Bunu benim söylemem zaten mümkün değil. Ben sadece burada hayatını kaybeden insanlara baş sağlığı dilemek size de geçmiş olsun demek için buradayım. Siz bu beldeyi temsil ediyorsunuz. Burada A partisi B partisi olması hiç önemli değil. Önemli olan insandır. Sizin büyük çaba harcadığınızı biliyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız da şu anda burada. Eğer onun da yapabileceği bir şey varsa, o da elinden gelen bütün çabaları gösteriyor. Diğer belediye başkanları da burada. AK Parti’den de belediye başkanları burada. Muğla’daki yangınlarda da bu böyleydi. Biz hiçbir zaman ayrım yapmadık. Böyle bir kültürümüz yok.

“DERE YATAKLARINA İZİN VERMEZSENİZ, SİZİN DİKKATLİ OLACAĞINIZA İNANIYORUM”

Raporlar çıkmadan böyle bir şey telaffuz etmek pek doğru değil. Raporlar çıkar vefat edenler ailelerine teslim edilir belli olur. Bu tür spekülasyonlar bu tür afetlerde hemen hemen her yerde olur. Canı yanan insan vardır. Sizden bir isteğim lütfen bu dere yataklarına; sizin döneminizde değil daha önceki dönemlerde izin verilmiş, bunlara izin vermezseniz, sizin dikkatli olacağınıza inanıyorum."