PKK'nın Hamburg sorumlusu olduğunu ileri sürdü. İşte gündeme bomba gibi düşecek o yazı:
"(...) Yazar Süleyman Yeşilyurt, Kılıçdaroğlu'nun hayatını 'Çarkçı Kemal' isimli kitabında ifşa etti. Yeşilyurt, "Bakmayın KK'nın fukara edebiyatı yapmasına. O zengin bir ailede büyüdü. Tunceli'de sata sata bitiremediği 40 dükkanı var" dedi.
Kitap KK'nın, gerçek kimliğini hep gizlediğini, sır dolu bir hayatı olduğunu sırlarının bilinmesini istemediğini tek tek anlatıyor. Mesela Bay Kemal'in Akademide okurken ülkücüler tarafından korunduğunu kaç kişi bilir? Ramazan Gül, eski ülkücü ve DYP mebusuydu. KK'nın hem okul, hem de ev arkadaşıydı. Gül ile 3 yıl aynı evi paylaştığını, onun kanatları altında okuduğunu niye hiç anlatmaz Bay Kemal?
KK darbe anayasasının değiştirilmesini de istemez. Çünkü o da darbecidir. 15 Temmuz kanlı darbe gecesi gerçek yüzünü gösterdi. KK'nın başını çektiği 'çete' 28 Şubat'ta açıklama yapacak... Bu tarih bile malum 'zihniyeti' anlatmaya yeter.
Kılıçdaroğlu'nun darbecilerle gönül bağı eskidir. 12 Mart 1971... Yani Demirel'in muhtıra yediği yıl... Bay Kemal, Karaköy Defterdarlığı'nda hesap uzmanıdır. Selimiye Kışlası'ndaki yarbay, onu yanına çağırır ve "Çapa Tıp Fakültesi'nin muhasebesine el koyalım" der. Çapa'daki solcu hocalar da böyle hizaya çekilir.
***
71'in muhtıracı yarbayları, 12 Eylül darbesinin generalleriydi. Bay Kemal'e "Geçmişte bize çok emek verdin. Bizimle çok operasyona katıldın. Bilgini, görgünü artırmak ve dil öğrenmen için seni Avrupa'ya göndereceğiz" derler. MGK Bay Kemal'i, 8 bin frank maaşla 6 aylığına Fransa'ya gönderir. 8 bin Frank az para değildi. Kılıçdaroğlu'nun görev süresi 2 yıl uzatıldı. Adam 108 bin frank parayla Türkiye'ye döner.
Şanslıdır Bay Kemal, öğrenciliğini ülkücü gencin, memuriyetini ise darbecilerin himayesinde geçirmiştir. Bir kasetle de CHP'nin başına gelmiştir.
Bay Kemal, Karabulut olan soyadını Kılıçdaroğlu olarak değiştirir. Bu da pek bilinmez. PKK'nın Hamburg sorumlusu olan İbrahim Karabulut ise KK'nın öz amca oğludur. HDPKK ile yakınlığı yeni değildir yani. Kandil boşuna adama 'elektrik faturası ödeme' dedirtmiyor.
İsyan fitilini yakması da Kandil'in emri...
Halk ona itimat etmiyor ama..."