2007 yılında öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayeti araştırmalarım sonrası yazdıklarım üzerinden devlet içindeki Fetullahçı yapılanmaya ve kumpaslarına dikkat çekmeye çalıştığımda, bu iktidar döneminde 2011’de “Ergenekoncu terörist” ilan edilip FETÖ’cülerin kumpasıyla tutuklanmıştım.
Şimdi de muhalefetin açtığı yoldan FETÖ ve PKK’nın devlet içine yerleşme tehlikesine karşı uyarıyorum.
Ne geçmişte ne de bugün şahsi çıkar ya da bir mevki peşinde olmadığım için bir yurttaş ve gazeteci olarak ihanete varan bu sürece sessiz kalmayacağım.
Aksi takdirde PKK ile mücadelede ve 15 Temmuz gecesi şehit olanların fedakârlıklarına ihanet etmiş olurum.
2019’DA BAŞLAYAN TEHLİKELİ ORTAKLIK
Bugün CHP ve Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği; İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti’den oluşan muhalefet bloku iktidar uğruna tehlikeli bir yola giriyor.
PKK’nın siyasi kolu HDP ile işbirliği onları bu dönülmez yola sokuyor.
2019 yılındaki yerel seçimler sürecinde, CHP’nin PKK’nın siyasi kolu HDP ile kurduğu ilişkiye dayalı tehlikeli gidişi konusunda birçok kez uyarıda bulunmuştum.
Sonu malum; PKK/HDP’ye diyet borcunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne PKK terör örgütü üyesi, irtibatlı ve iltisaklı kişilerin doldurulması Ekrem İmamoğlu’nu da kapsayan bir araştırma, inceleme hatta soruşturmaya dönüşme noktasına geldi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinden sonra herkesin kendisine şu soruyu sormasını bekliyorum: “PKK’lılar ve FETÖ’cüler neden bu kadar sevinçli?”
FETÖ’CÜLERİN TWEET’LERİ
Sorum, şahsi ikbali, makam, mevki ve çıkar peşinde koşanlar ile tepeden tırnağa Erdoğan nefreti ile donanmış olan aklı ve iradesi kilitlenmiş kesimlere değil.
Hâlâ kendisini CHP’nin kurucu ilkelerine bağlı hisseden, içinde Atatürk’ün bağımsızlık ve anti emperyalizm mücadelesini azıcık özümsemiş kesimlere soruyorum; Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı PKK’lıları ve FETÖ’cüleri neden bu kadar sevindiriyor?
FETÖ’cü firari Hakan Şükür’ün Kemal Kılıçdaroğlu’nu kutlaması, “Fuat Avni” diye bilinen FETÖ’cü firari Said Sefa’nın, “Ümitsizliğe yer yok, şimdi ayağa kalkma zamanı” tweet’i, firari FETÖ’cü Emre Uslu’nun yazdıkları ve yayınları FETÖ terör örgütünün memnuniyetini yansıtıyor.
Nedeni, yeniden devleti ele geçirme umudu mu?
SEÇMENE POLİTİKA YERİNE PKK/HDP İLE İŞBİRLİĞİ
Kemal Kılıçdaroğlu ve partisinin HDP seçmesinin de oyuna ihtiyacı var. Ama onlar yıllardır yaptıkları gibi HDP, seçmeni için politika üreteceklerine, sahada çalışıp kalbini kazanacağına, PKK’nın siyasi kolu vazifesi gören HDP yönetimi ile iş tutmayı siyaset sanıyor.
PKK da HDP üzerinden onlara istediğini yaptırıyor.
Nitekim, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanır açıklanmaz, PKK terör örgütünün siyasi şubesi HDP’nın eşbaşkanlarından Mithat Sancar, davetiye çıkarmış:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun diyeyim ve ekleyeyim, kendisini bizlerle görüşmeye bekliyoruz. Bunu neden açık söylüyoruz? Zaten daha önce ilke ve yöntemi açıklamıştık. Eğer muhalefet ortak aday belirleyebilirse, o ortak adayla bizimle yapacağı açık, doğrudan görüşmeler sonucu bir ortak noktaya, uzlaşmaya varılırsa biz bu adayı destekleriz demiştik. Aksi takdirde seçenek bellidir, kendi adayımızı çıkarırız.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı hayırlı olsun, kendisiyle genel merkezimizde bunları konuşmak için ziyaretini bekliyoruz.”
Benzer çağrıyı, PKK/HDP’li Demirtaş da yaptı. Artık Kılıçdaroğlu kayıtsız kalamaz.
30 Mayıs 2016’da, “Adalardan, dağlardan talimat alan Demirtaş’ın CHP üzerinden dedikodu siyaseti ile manşet olma çabası ortadadır” diye tweet atan CHP sözcüsü Özgür Özel de “HDP ziyareti olasıdır” diyerek kapıyı araladı.
Farkında olmadıkları şey ise siyaseten o kapıdan girdikleri gibi çıkamayacaklar. Nitekim, seçime kendi adayları ile gitme planından tamamen vazgeçmiş değiller. Sadece Kılıçdaroğlu’nun kendileriyle açık müzakere yapıp yapmayacaklarını görmek istiyorlar. Talepleri kabul görürse aday çıkartmayacaklar. Elbette dayatacakları şartların yaratacağı siyasi sonuçlar da var. Bunları da çok kısa süre içinde yaşayarak göreceğiz.
AKŞENER’İN ÇARESİZLİĞİ
BÜTÜN bu süreçlerin baş sorumlularından birisi Meral Akşener yönetimindeki İYİ Parti. Gidişatın sonunu görmüş olmalı ki, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı aynı partinin iki belediye başkanı, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın isimlerini 6’lı Masa’ya getirdi. Yaratacağı krizi öngörmemesi mümkün değildi. Uzun zamandır tetiklemeye çalıştığı krizi yarattı ve geçen cuma siyasi tarihe geçen açıklamasıyla 6’lı Masa’yı dağıttı.
Parti olarak ölümle sıtma arasında tercihe zorlandıklarını söyleyip “kumar masası” dediği 6’lı Masa’yı yıktı geçti.
CHP MEDYASI LİNÇ MAKİNESİ
Ama cuma akşamından başlayarak öyle büyük bir linç kampanyasıyla karşı karşıya kaldı ki, pazartesi kendi deyimiyle “kumar masasına” geri döndü. İnanılmaz hakaret, iftira ve küfürlerle karşı karşıya kaldı.
Bunun bir kısmı da ittifak ortağı CHP’nin yandaş medyası eliyle yapıldı. Masadaki ortaklarına bile kafa tutan Meral Akşener, linç kampanyasının daha da büyüyeceğini görerek zoraki de olsa masada yerini aldı. Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanması sırasındaki mutsuz ve gergin yüz ifadesi herkesin dikkatini çekti. Çaresizliğinin tek nedeni CHP’nin elinde linç makinesi olarak kullandığı medya gücü. Zamanında 40 yıllık CHP’li olan ve cumhurbaşkanı adayı yaptıkları Muharrem İnce’yi bir gecede “Sarayın adamı, AKP’li” ilan eden de aynı linç makinesiydi.