CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet'ten Abdulkadir Selvi'nin sorularını yanıtladı.
Selvi'nin "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili eleştirileriniz var. Siz ne öneriyorsunuz, ne düşünüyorsunuz? Tam olarak bu anlaşılamadı" ifadesi üzerine, "23 Nisan konuşmasında altı madde saymıştım. O altı maddenin bir şekliyle gerçekleşmesi gerekiyor. Örneğin Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı gibi, örneğin yargının bağımsız olması gibi temel altı madde. O altı madde aynı zamanda vakit geçirmeksizin neler yapılması gerektiğini de ifade eden maddelerdi" dedi.
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Örneğin, ilk maddede 'TBMM’nin yetkileri kısıtlanmış, denge denetleme mekanizmaları yok edilmiş, denetimsiz bir yürütme organı yani iktidar yaratılmıştır' demiştim.
Bu aynı zamanda 'TBMM’nin yetkileri, denge denetleme mekanizmaları tartışmaya yer bırakmayacak şekilde yaşama geçirerek yeniden güçlendirilmeli, yürütmenin denetimsizlik hali ortadan kaldırılmalıdır' demektir. İlk maddesi üzerinden örneklediğim bu altı madde sadece CHP olarak benim talebim değil aslında bütün demokratların ortak talebi. Yani bu ülkede can ve mal güvenliği isteyen, hak arayan, adalet arayan, herhangi bir haksızlığa uğradığı zaman adaletin sağlanacağına inanan bütün insanların ortak talebi."
Selvi'nin sohbetin devamında yönelttiği sorular ve Kılıçdaroğlu'nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
'ESKİ SİSTEMİ ELEŞTİRDİK'
Eski sistemi de istemiyoruz dediniz. Siz ne yapacaksınız?
Öncelikle şunu söyleyeyim, biz parti olarak demokratik parlamenter sistemden yanayız. “Bu rejimi istemiyoruz demokratik parlamenter sisteme dönelim” dediğimiz zaman bize deniyor ki “Siz eski sistemi mi istiyorsunuz.” Hayır! Biz eski sistemi değil, demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Biz eski sistemi zaten hep eleştirdik. Bizim istediğimiz, darbe hukukundan arındırılmış bir anayasa, darbe hukukundan arındırılmış bir hukuk sistemidir.
Siz demokratik parlamenter sisteme geçilmesini mi istiyorsunuz yoksa mevcut sistemin revize edilmesini mi?
Bizim istediğimiz demokrasidir. Herkesin can ve mal güvenliğini sağlamaktır, dolayısıyla parlamentoda oturulur, ikisinin de artıları eksileri konuşulur. Yani biz illa şu illa bu diye bir dayatma içinde değiliz. Ama istediğimiz tek şey var: Demokrasi. İstediğimiz tek şey var: Düşünce özgürlüğü. İstediğimiz tek şey var: Yargı bağımsızlığı. İstediğimiz tek şey var: Siyasetin saydam olması. Şimdi siyaset şeffaf değil. Lider sultası parlamentoya gölge düşürüyor.
Partinin genel başkanı bütün milletvekillerini yazıyor, vatandaş da gidip milletvekili seçtiğini düşünüyor. Hayır efendim, liderin dayattığı listeye oy vermek zorunda kalıyor. Niye önseçim zorunlu hale gelmiyor? Bu doğru mu? Doğru değil. Bunları değiştirmemiz lazım.
Mevcut sistemin revize edilmesine karşı değilsiniz.
Bizim istediğimiz demokrasi. Amerika’da başkanlık sistemi var değil mi? En güzel başkanlık sistemi Amerika’da var. Oturalım konuşalım... Oradaki başkan büyükelçi bile tayin edemiyor. Onu da tartışalım. Devasa kurumlar var orada. O kurumların benzeri Türkiye’de de olmalı. Merkez Bankası’na müdahale etmeyecekseniz, Gelir İdaresi Başkanı’na “Şu benim rakibim bunun hesaplarını denetleyin, vergi açısından öbür rakibi değil onu koruyun” derseniz bu olmaz.
'PARLAMENTER SİSTEMDEN YANAYIZ AMA...'
Siz ABD’deki sistemi tartışılır buluyorsunuz o zaman...
Biz parti olarak demokratik parlamenter sistemden yanayız ama diyorlar ki bu sistemi tartışalım, elbette tartışılabilir. Biz tartışmadan çekinmeyiz. Artısına eksisine bakarız, otururuz konuşuruz. Bir rejim kolay oluşmaz. Amerika’nın kendi yapısı vardır. Bizde ise neredeyse Tanzimat’tan bu yana süregelen bir sistemimiz var. Dolayısıyla bu sistemin aksaklıklarını düzeltmemiz gerekirken tersine dünyada hiç örneği olmayan ucube bir sistem geldi. Ve o sistem Türkiye’yi perişan etti.
Siz demokratik parlamenter sistemi esas alan bir Anayasa değişikliğini Meclis’e getirecek misiniz?
Anayasa değişikliklerinin bir partinin mutfağında hazırlanmasını doğru bulmadığımızı söyledik. Elbette ki görüşümüzde var. Biz demokratik parlamenter sistemi savunuyoruz. Ama Anayasa değişikliklerinin Meclis’te Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda ele alınmasını doğru buluyoruz.
'BİZİM TARAFSIZLIK ANLAYIŞIMIZLA BAHÇELİ’NİN ANLAYIŞI ÇOK FARKLI'
Sayın Devlet Bahçeli, tarafsız Cumhurbaşkanı çıkışınıza çok sert bir yanıt verdi, ne dersiniz?
Cumhurbaşkanı’nın elbette ki bir siyasi görüşü vardır, bunu reddeden kimse yok ki zaten. Ne yapar cumhurbaşkanı, gider oyunu sandıkta kullanır. Tarafsızlıktan kastımız şu: Bir cumhurbaşkanı bir partinin milletvekillerini belirlemez, bir cumhurbaşkanı aracına binip, uçağına binip, otobüsüne binip bir partinin propagandasını yapmaz. Bana göstersinler, çok partili hayatta böyle yapan bir cumhurbaşkanı var mı? Bizim tarafsızlık anlayışımızla sayın Bahçeli’nin tarafsızlık anlayışı çok farklı.
Erken seçim tartışmalarına ne diyorsunuz, sizin böyle bir talebiniz var mı?
Yo, hayır. Bizim öyle bir talebimiz yok, seçimlerin zamanında yapılmasını isteriz. Türkiye’nin dünya kadar sorunu var zaten, özellikle ekonomi ve dış politikada kötü durumda. Erdoğan söz verdi ben bunları düzelteceğim diye, şimdi verdiği sözü tutması lazım. Biz de bekliyoruz, gelsin düzeltsin.
KILIÇDAROĞLU’NUN BAHSETTİĞİ 6 MADDE
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkileri kısıtlanmış, denge ve denetleme mekanizmaları yok edilmiş, denetimsiz bir yürütme organı yani iktidar yaratılmıştır.
Cumhurbaşkanı, kararnameler yoluyla Meclis’in yasama yetkisine fiilen ortak olmuştur.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı fiilen sona ermiştir.
Partili cumhurbaşkanı, devleti ve milleti temsil etmek yerine, belli bir siyasi görüşün temsilcisi haline gelmiştir. Bu da denge unsuru olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamının denge unsuru olmaktan çıkmasına yol açmıştır.
Tek kişiye parlamentoyu fesih yetkisi verilmiş, milletin Meclis’inin geleceği bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak sözcüğe bırakılmıştır.
Meclis’in bütçe hakkı ve yetkisi fiilen alınmıştır.