Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın arasında Cumhurbaşkanlığı tartışması olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu ' Bu tartışmanın bu kadar erken saatte başlaması kadar yanlış bir şey yok. Herkes görevini yapmalı' dedi

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir tv kanalında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu çok tartışılan konular hakkında yorum yaparken bazı sorulara ise verdiği kaçamak yanıtlarla dikkat çekti. Bundan sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayacağını açıklayan Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş arasında bir gerilim olup olmadığı sorusuna da yanıt verdi.

'BELEDİYE BAŞKANLIĞI AĞLAMA DUVARI DEĞİL'

Sizce Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasında bir gerilim var mı?” sorusuna Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Açıkça söylemek gerekirse bir Cumhurbaşkanlığı tartışması var. Bu tartışmanın bu saatte, bu kadar erken saatte başlaması kadar yanlış bir şey yok. Daha uzun süre var. Herkes görevini yapmalı. İyi bir şekilde görevini yapmalı. Başarıda ve iyilikte yarışmalı ki yarışıyorlar da. Mansur bey mesela 'Okulları temizleyeceğim' dedi. 'Ya niye temizliyorsun?' diye tepki aldı. Mahallenin çocuğu okula gidiyor. Kirlilik içinde, belediye temizlemek istiyor. Sanki başka bir ülke bunu yapıyormuş gibi, 'Hayır sen temizleyemezsin' yasağını getiriyorlar. Pekçok yerde belediye başkanlarımızın önü kesiliyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar bizim belediye başkanlarımız halka ulaşacaktır. Halkın sorunlarını çözecektir. Bütün engelleri aşmasını da bilecektir.Açık ve net söyleyeyim; belediye başkanlığı ağlama duvarı değildir. Belediye başkanlığı sorunu aşıp çözüm üretme makamıdır. Halka hizmet etme makamıdır.”

'BUGÜNDEN ADAYLIK TARTIŞILMASI DOĞRU DEĞİL'

Sunucunun “İki belediye başkanının adı Cumhurbaşkanlığı için geçiyor. Hatta sizin adaylığınız zamanında da isimler geçmişti. Sizce bir üçüncü isim tartışılmalı mı?” sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: “Bugünden böyle bir tartışmanın yapılmasını doğru bulmuyorum. Bu aynı zamanda potansiyel adayların yıpranmasına da yol açar. Gerek yok buna. Zamanımız var. Partinin yetkili organları var. Günü geldiğinde başvurulacak yer partinin yetkili organlarıdır. Günü geldiğinde başvurulacak yer partinin yetkili organlarıdır. Günü geldiğinde parti adayını belirleyecek. Onun arkasında hep beraber duracağız. Seçilmesi için de çaba harcayacağız. Yetkili organları devre dışı bırakarak 'Bizim Cumhurbaşkanı adayımız bugünden budur' demek doğru olmaz, adayı yıpratırlar. Bu tartışma yıpratır, doğru değil.”

'ADAY DEĞİLİM'

Kılıçdaroğlu 2028'de yapılması öngörülen bir sonraki seçimlerde cumhurbaşkanlığı için aday olmayacağını belirtirken “Seçimler için bir adayı işaret edecek misiniz?” sorusuua da kaçamak bir yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Partinin yetikili organları varsa, doğrusu o yetikili organların alacağı karara bakmak gerekiyor. Hep öyle yaptık” sözleriyle yanıtladı.

'Erdoğan benden kurtulamaz, onu uyutmayacağım'

Kılıçdaroğlu, önceki hafta Erdoğan'la sosyal medya üzerinden yaşadığı polemiğin hatırlatılması üzerine “Benden kurtulamıyor, kurtulamaz” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın “Türkevi'nden neden rahatsız olduğunu anlamıyoruz” sözlerini “New York'taki Türkevi'nin yolsuzlukla anıldığını biliyor mu? Yolsuzluk, Erdoğan açısından doğal bir olay. Ne var yani, biz orada yaptık, yangın merdiveni de olmayabilir. Ne yapalım? Gittik New York belediye başkanına rüşvetler verdik; paramızı verdik. Biz bunu yaptık Rüşvetle yapılan bir yerin başına Türkevi der misiniz? Siz rüşvetle gidip neyi yapabilirsiniz? Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir itibarı var. Türkiye Cumhuriyeti devletinin rüşvetle anılmasını hangi aklı başında kişi kabul eder? İtirazım buna. Ama beyfendi hiç rahatsız değil. Erdoğan'ı gece uyutmayacağım. Haksızlıkların karşısında susuyorsanız niye siyaset yapıyorsunuz?” diye yanıtladı.

'HEDEFİNİZ NE?'

Kılıçdaroğlu “Siz neden siyaset yapıyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayı olmayacağınızı söylüyorsunuz. Tam olarak hedefiniz ne?” sorusuna ise “Yolsuzluklarla mücadele etmek, Türkiye'ye demokrasinin gelmesini sağlamak, haksızlığa uğramış bir kişinin hakkını savunmak, gerekirse duruşma salonuna gidip onun hakkını savunmak... Yani siyaset bizim günlük hayatımızın bir parçası. Ben bazen gençlerle toplantı yaparım. Bazı gençler der ki; biz siyasetle çok fazla ilgilenmiyoruz. Ben de derim ki; siz siyasetle ilgilenmeseniz de siyaset sizinle ilgileniyor. Çünkü bindiğiniz arabanın fiyatını, aldığınız ekmeğin fiyatını siyaset belirliyor” karşılığını verdi.