Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan ve dönemin "mücahitleri" olarak görev yapan, Ahmet Tolgay, Ahmet Sanver ve Akay Cemal, şahit olduklarını anlattı.

Ahmet Tolgay, o dönemde gazetecilik yaptığını belirterek, 1974'teki iki harekata da katıldığını ifade etti. Tolgay, o döneme dair hiç aklından çıkmayan bir olaya değinerek, şunları söyledi:

Ahmet%20Tolgay
Ahmet Tolgay

'ÖLMEYE GELMİŞLERDİ'

"Şu anda bizim Lefkoşa surları içinde kalmış bir hastanemiz vardır. O hastane adeta bir sahra hastanesi haline gelmişti o günlerde. Doktorlarımız bütün sivil hastaları çıkarmışlardı ve oraya sadece yaralı Mehmetçikler getiriliyordu. Mehmetçikler tedaviye adeta zorla getiriliyordu. Yarası sarılır sarılmaz, tekrar cepheye arkadaşlarının yanına koşmak için çırpınıyorlardı. 'Bizim görevimiz burada şehit olmak' diyorlardı. Ben Kıbrıslı olarak çok asker gördüm burada. Hiçbir askerde Türk askerinin bu yiğitliğini, vatana bağlılığını ve verilen emre itaatini görmedim."

'GARANTÖRLÜK OLMAZSA BİZ YOKUZ'

Ahmet Sanver de harekata daha önceden terhis olduğu için seferi asker olarak katıldığını söyledi. Kıbrıs Türk halkının Türkiye ile birlikte ve beraberlik içerisinde olduğu sürece başına böyle belalar musallat olmayacağını söyleyen Sanver, "Bugünlerde görüşmeler ve anlaşmalar devrede. Biz biliyoruz ki, Türkiye'nin garantörlüğü olmazsa, Avrupalılar ve Rumlar biz Kıbrıs Türklerini sıfır olarak görürler, görüşmeye bile oturmazlar. Biz, Türkiye'nin bizimle beraber olmasını istiyoruz, biz de onunla beraberiz. Bazı çatlak sesler varsa, onlar da azınlık ve cahildir" diye konuştu.

Ahmet%20Sanver
Ahmet Sanver

'BU RÖPORTAJI YAPAMAZDIK'

Akay Cemal da harekata hem mücahit hem de savaş muhabiri olarak katıldığını vurgulayarak, "20 Temmuz 1974'te Türkiye anlaşmalardan doğan hakkını kullanmayıp Kıbrıs'a çıkarma yapmamış olsaydı, biz sizinle burada bu röportajı yapamayacaktık. Çünkü Kıbrıs'ta canlı Türk kalmayacaktı. Aynen Girit'te olduğu gibi... Bu bakımdan 20 Temmuz Kıbrıs Türk halkının en büyük bayramıdır, bir kurtuluş günüdür ve geçmişte yapılan mücadelenin bir nevi armağanıdır” dedi.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Akay%20Cemal%20
Akay Cemal

'BİZ ADAYA BARIŞI GETİRDİK'

66 yaşındaki Kıbrıs gazisi Dilaver Boduroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 45 yıl önce 20 Temmuz'da gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı'nda yaşadıklarını anlattı. Ankara'da çavuş rütbesinde askerken Kıbrıs Harekatı'nın başladığını belirten Boduroğlu, Kıbrıs'a Girne'den girip Gazimağusa'ya doğru ilerlediklerini kaydetti. Boduroğlu, "Kıbrıs'a gemiyle gittik. Bizim önümüzde mücahitler vardı, Rumların mevzilerine yakın bir şekildeydi onlar. Adaya sabahın erken saatlerinde vardık. Belki hiç mermi atılmayacaktı, sessiz sedasız barış getirecektik. Ancak karşı taraftan mermi patlayınca işler değişti. Kıbrıs bizim için namus meselesiydi. Sabahın ilk saatlerinde savaş başladı" ifadelerini kullandı.

Kıbrıs'ta Türklere karşı yapılan zulümleri anlatan Boduroğlu, şunları kaydetti: "Girne'de Rumlar ve Türkler iç içe yaşıyordu. Rumların ne derece katliam yaptıklarını, harekat öncesi bilmiyorduk. Biz daha sonra öğrendik yaptıkları katliamların boyutlarını. Önceden bilmiş olsaydık, belki de Kıbrıs'ın tümü bizimdi. Biz katliam yapmadık onlara barışı getirdik."

Dilaver%20Boduro%C4%9Flu
Dilaver Boduroğlu

'SADECE KADDAFİ YARDIM ETTİ'

Birinci harekat bittikten sonra ikinci harekata da katıldığını söyleyen Boduroğlu, ikinci harekatı şöyle anlattı: "Kıbrıs'ta ikinci harekat başladığında halk bizi sevgiyle karşılıyordu. Artık bekliyorlardı gelmemizi ama biraz da geç kalmıştık. İkinci harekatta, bizim jetlerimiz Beşparmak Dağları'nın üzerine geldi. Önce bizim üzerimizden geçip sevgi gösterisi yaptılar. Çok farklı bir duyguydu. Uçakların gelmesiyle ikinci harp başladı. Kara harekatına devam ediyorduk. Rumlar bize ateş ediyor, biz de onlara karşılık veriyorduk. NATO'ya bağlı hiçbir ülkeden yardım gelmedi Türkiye'ye. Sadece Kaddafi yardım etti, uçak ve silah gönderdi.

'ANAHTAR KONUMDA'

Kıbrıs'ın stratejik önemine değinen Boduroğlu, "Birçok ülkenin gözü Kıbrıs'ta. Orada bir hava üssü olmasını her devlet ister. Kıbrıs anahtar konumda ve o anahtar şu an Türkiye’nin elinde. Kıbrıs üzerinde oynanan birçok oyun var. Bizim sahamızda, kendi denizimizde, doğal olan haklarımız var. Oradan çıkacak olan doğalgaz, petrol Kıbrıs halkına da faydalı olacaktır" dedi.