Avukat Zeynep Küçük: Terör özelinde getirilen yeni düzenlemeler yerel yönetimleri PKK'nın denetiminden çıkartmak üzere kurgulanmış ve 'seçim' yapılmasına ilişkin hükümleri ortadan kaldırmıştır. Aksi şekilde uygulanması beklenen yararın sağlanmasının da önüne geçecektir.

HDP'li Diyarbakır, Mardin ve Van Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerine kayyım atanması tartışılmaya devam ederken, 30 baro tarafından görevden almaların hukuksuz olduğuna dair ortak açıklama yapıldı. Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Avukat Zeynep Küçük, görevlendirmenin hukuki boyutunu Aydınlık'a anlattı. "Devletin teröre karşı kendini ve vatandaşını koruması esastır" diyen Küçük, şunları kaydetti:

"674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen yeni ek düzenlemeler 'terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık' suçlarıyla sınırlandırılmıştır. Bu açıdan bakıldığında, diğer durumlarda (yapılan ek düzenlemeden önceki haliyle) seçilmiş yerel temsilcilerin görevlerine devam etmelerine engel oluşturan (zimmet, rüşvet gibi) bir durum ortaya çıktığında (kanun koyucu terör iltisakı halini öngörmemiş), genel kural seçimlerin yenilenmesidir. Oysa, KHK ile yapılan yeni düzenleme, terör suçlarında bu genel durumu uygulamak yerine, ayrıksı olan atama yoluna gidileceğini kurala bağlanmıştır. Dolayısıyla, atama yapma yetkisinin 'terör' konusu ile sınırlı özel bir düzenleme olduğu kanaatindeyim.

Bunu nerden mi anlıyorum?

45. Ek Madde'de, 'Görevden uzaklaştırılan veya tutuklanan belediye meclisi üyesinin istifa etmesi halinde de bu fıkra hükümleri uygulanır' diyerek istifa halinde de eski hükümlerin uygulanmayacağını, yani seçim yapılmayacağını söylüyor. Yani, terör konulu durumlarda, yalnızca belediye başkanlarının değil, tüm seçilmiş yerel yöneticilerin yerlerine atama yapılacağı açıkça ifade ediliyor.

Ayrıca, 'Bu belediyelerde belediye meclisi, başkanın çağrısı olmadıkça toplanamaz' diyerek, belediye meclisinin yeniden seçim yapmak için kendiliğinden toplanabilmesine ilişkin düzenlemeyi de uygulanamaz hale getiriyor.

Öbür taraftan, aynı (ek) 45. Madde'de, 'Bu fıkra gereğince belediye başkanı veya başkan vekili görevlendirilen belediyelerde bütçe ve muhasebe iş ve işlemleri valilik onayı ile defterdarlığa veya mal müdürlüğüne gördürülebilir' denmektedir.

Hatta, 57. Madde ile terör ile ilişkili olduğu belirlenen belediyelerin taşınırlarına el konulması da düzenlenmiş.

Kanun koyucu işini sağlama almış: Geçici Madde 9'da, 'Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları kapsamında haklarında yürütülen soruşturma veya kovuşturma nedeniyle görevden uzaklaştırılan belediye başkanı, başkan vekili ve meclis üyelerinin yerine 45'inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre işlem yapılmış olsa bile onbeş gün içerisinde 46'ncı maddedeki yetkili makamlarca 45'inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen usule göre görevlendirme yapılır' denilerek KHK’nın yürürlüğe girmesinden önce seçim yapılmış olsa bile, bu seçim yok sayılarak yerlerine on beş gün içinde vesayet makamı tarafından atama yapılacağı belirtilmiş.

Tüm bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, atama yapılan belediyelerde, belediye faaliyetlerinin seçilmişlere bırakmamak için belediyenin tüm organlarının görev ve yetkilerinin yürütülmesinin devlet erkine aktarıldığı görülüyor. Yani belediye meclisindeki üyelere de bir nevi işten el çektiriliyor ve akçeli işler devlet memurlarınca yürütülüyor, gerekli durumlarda mallarına el koyuluyor.

Yani, kanun koyucunun 'terör' suçları özelinde ayrıksı bir tasarrufta bulunduğu sonucu çıkıyor.

Bu kapsamda, Belediye Kanunu'ndaki 45. Madde 'terör' suçuyla sınırlı olarak 46. ve 47. Maddelerdeki 'Yeniden seçilinceye kadar atama yapılır' şeklindeki düzenlemeleri uygulanamaz kılıyor.

Bu düzenlemeler, hukuki sakıncaları, Anayasa'ya aykırılığı, demokrasiyi sekteye uğratması gibi nedenlerle pek çok açıdan eleştirilebilir ancak, devletin teröre karşı kendini ve vatandaşını koruması esastır. Terör özelinde getirilen yeni düzenlemeler ise yerel yönetimleri PKK'nın denetiminden çıkartmak üzere kurgulanmış ve 'seçim' yapılmasına ilişkin hükümleri ortadan kaldırılmıştır. Aksi şekilde uygulanması beklenen yararın sağlanmasının da önüne geçecektir."


Aydınlık