Tarihe not: CHP seçmeni dolandırıldı

BU yazıyı, hem bugünü anlamak hem de seçim nedeniyle hızla değişen gündem içinde kaybolmasın, ileride siyasi tarihi yazanlara faydası olsun diye yazıyorum.

Konumuz, “sazan sarmalı” yöntemiyle dolandırılan CHP’liler...

Önce “sazan sarmalı” nedir, ona bakalım: Alıcı ve satıcı rolü yapan iki sahtekârın, tuzağa düşürdüğü kişileri dolandırdığı yönteme “sazan sarmalı” deniyor. Yani bir kişinin herkesi kandırdığı klasik dolandırıcılık yönteminden farklıdır. Sazan sarmalında; satıcı ve alıcı rolü yapan veya yapanlar, sıradan insanları yüksek kazanç umuduyla sürecin içine çekerler ve sonunda tuzağa düşen mağdur eli boş kaldığında dolandırıldığını anlar. Kısa sürede yüksek kazanç umuduyla kurulan “saadet zinciri” de buna örnektir. Mağdurlar bazen saflığının, iyi niyetinin, bazen de açgözlülüğünün kurbanı olurlar.

37 VEKİLLİĞİ HEDİYE ETTİ

14 Mayıs seçiminde CHP’lilerin başına gelen tam da buna benziyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için kurulmuş masaya oturmak ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in itirazına karşın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı için el kaldırmaktan başka hiçbir şey yapmayan dört partinin yanında, CHP yönetimi, cumhurbaşkanı yardımcısı olmayı bekleyen 7 kişi ve anketçiler elbirliği ile CHP seçmenini “sazan sarmalına” aldılar.

Kamuoyuna açıklanan anketlerde yüzde 1 bile oyu çıkmayan DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti, CHP’lilerin oylarıyla tam 37 milletvekilliği kazandı.

Son gelen bilgilere göre DEVA Partisi’nden 14, Gelecek Partisi’nden 10, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’den 3 milletvekili CHP’den istifa ederek kendi isimleriyle TBMM’de yer alacaklar.

İMAMOĞLU: KAZANAMAYACAĞIMIZI BİLİYORDUK

Başta Kılıçdaroğlu ve 6’lı Masa, bile bile seçmene yalan söylemişler. Daha bir hafta geçmeden, önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ardından da DEVA Partili İdris Şahin, ellerinde Kılıçdaroğlu’nun birinci turda seçimi kazanacağına dair bir anket bulunmadığını açıkladılar.

Ekrem İmamoğlu bunu şöyle anlattı: “Ben üzgünüm, birinci turda daha iyisini bekliyordum. Bu şu değil, ‘Biz ilk turda alırız’, tabii ki bir iddiamız vardı, rakibimizin de vardı, bizim de vardı. Kesin alırız noktasında değildik ama alma ihtimalimizi görüyorduk. Ama şunu unutmuyorduk. Artı iki rakibin olduğu yerde matematiksel olarak da ilk turda çoğunluğu sağlamak gerçekten güç. Biz iki puan daha yukarıda olma ihtimalini görüyorduk. Yani 48’e 47, 47’ye 47 olgunlaşabilir ihtimali, zihnimizin kenarındaydı.”

6’LI MASA KAZANAMAYACAĞINI BİLİYORDU

DEVA Partili İdris Şahin de bu konuda çok konuşulacak şu açıklamayı yaptı: “Yaptırmış olduğumuz anketlerde ilk turda Kemal Kılıçdaroğlu ipi göğüslüyor diye bir sonuç yoktu. Bunu CHP’li dostlarımız da biliyor. Millet İttifakı’nın tüm bileşenlerinin önünde mevcut anketler vardı. Son 1 haftada özellikle mitinglerden kaynaklanan hava ve çarşıya pazara gittiğiniz zaman muazzam bir şekilde değişim iradesi yansıtılıyordu. Bu olumlu havadan etkilenerek sanki iş ilk turda bitecek gibi bir algı satın alındı. Son derece yanlıştı. Oysa herkesin elinde somut verilerle ikinci tura kalan bir seçimdi. Bunu da hemen seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz, ben de CHP Genel Merkezi’ndeydim, saat 20:00 itibarıyla 3 aşağı 5 yukarı sonuçlar belliydi.”

14 Mayıs seçimleriyle ilgili en çok akılda kalacak olan bu açıklamalar, 6’lı Masa seçmenlerinin kandırıldığının ama CHP’li seçmenlerin siyaseten dolandırıldığının itirafıdır.

GAZETECİLER DE YALAN SÖYLEDİ

6’lı Masa seçmenleri, “Birinci turda Kılıçdaroğlu kesin kazanıyor” diyen, oy verdikleri parti yönetimleri, anketçiler ve onlara yalan söyleyen gazeteci ve televizyoncular tarafından aldatıldı. İmamoğlu ve Şahin’in açıklamaları bunu gösteriyor.

Ama CHP’li seçmenler, Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi ile DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti yönetimlerinin işbirliğiyle, tam anlamıyla “sazan sarmalı” yöntemi kullanılarak dolandırıldı.

Çünkü, Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ile masaya oturduğu dört partiden yüzde 10’a yakın oy geleceğini söyleyerek oy istedi. Hatta bu partiler kendi isim ve adaylarıyla seçime girecekti.

İddiasını güçlendirmek için onlara cumhurbaşkanı yardımcılığı yanında birer bakanlık, çıkardıkları milletvekili sayısına göre başka bakanlıklar da verileceğini söyledi.

4 partiden beklenen, yüzde 7 barajına da takılmayacakları Millet İttifakı üyesi olarak kendi isim ve adaylarıyla seçime girmeleriydi.

Ancak anketlerde hepsini toplasan yüzde 12 etmeyen dört parti bir milletvekili bile çıkaramayacağını gördü ve bundan vazgeçti. Artık dönülmez yola giren Kılıçdaroğlu, masanın dağıldığı görüntüsü çıkmasın diye bu partilere listelerinde 77 kişilik yer açtı.

İNCE’YE KUMPASA ORTAK OLDULAR

Kılıçdaroğlu’nun CHP, İYİ Parti ve PKK/HDP seçmenlerinin desteğiyle aldığı yüzde 44.8 oy, bu dört partinin hemen hemen hiçbir katkısının olmadığını gösterdi. Üstüne üstlük, CHP’lilerin yüzde 25 dolayındaki oyları sayesinde kazandığı 160 milletvekilliğinden 37’si dört partiye gitti.

Daha da korkuncu, ikinci tura kalacaklarını bildikleri halde diğer aday Muharrem İnce’ye yapılan baskı, atılan iftira, edilen hakaretlere ortak oldular. Muharrem İnce’nin çekilmesinin birinci tur sonuçlarını etkilemeyeceğini bildikleri halde, FETÖ’nün kurduğu montaj kumpasına ortak olan Kılıçdaroğlu ve 6’lı Masa siyasi tarihe de geçtiler.

Kısacası, anketlerin tersine “Kılıçdaroğlu birinci turda cumhurbaşkanı seçilecek” yalanı ile seçmen aldatılırken, CHP’lilerin oylarıyla yüzde 1 oyu olmayan 4 partiye 37 milletvekilliği kaptırıldı. “Erdoğan’dan kurtuluruz” diyen seçmen de bile bile bu oyuna geldi, duruma uyanıp itiraz edenler de kısa sürede susturuldu.

Anlayacağınız, Kılıçdaroğlu’nun 6’lı Masa ortaklarıyla miting meydanlarında ellerini birleştirerek yaptığı kalp işareti, meğer sazan sarmalıymış.

Hürriyet