Sahtekârsın, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC). Bir taraftan kadın ve erkek sporcuların Olimpiyata eşit sayıda katılacağını söylüyorsun, ama öte yandan kadına spor yaptırmıyorsun. Ringde, sahada, podyumda akan o sporcu kadınların gözyaşlarının sorumlususun; ringde kadına yumruk sallayan o XY kromozomluların o yüksek testosteronluların kadına uyguladığı şiddetin sorumlususun. Nasıl vicdanına kabul ettiriyorsun diye soracağım ama sormuyorum; Rus, Belarus ve Kıbrıs Türkü sporculara spor yaptırmazken Olimpiyat süresince bile cinayetlerine devam ettiren İsrail’e spor yaptırırken sende vicdan olmadığını kanıtladın bize. Tek yumrukta burnu kırılan Angela Carini’nin gözyaşlarından zevk bile alıyorsunuz, erkek müsveddeleri…

7 Mayıs 2019’da “Kendimizi Kandırmak” isimli yazımda bahsetmiştim Caster Semenya’dan. Aslında kadın olmadığını anlamak için, hiçbir teste gerek yoktu. 800 metrede kadınlar kategorilerinde tüm yarışları kazandı. 2012 ve 2016’da Olimpiyat Şampiyonluğu, 3 kez Dünya Şampiyonluğu, 5 kez Afrika Şampiyonluğu, 2 kez Commonwealth Oyunları Şampiyonluğu ve daha nice madalyayı almıştı, Güney Afrikalı!

Uluslararası Atletizm Federasyonu’nun yaptığı test sonucu basına sızdı. XY kromozomlu olduğu ortaya çıktı. Hatta erkek cinsel organının bile olduğu yazıldı. Rus atlet Ekaterina Poistogova’nın hakkı defalarca yenmişti. Dünya Atletizm Federasyonu, doping yalanı nedeniyle Ruslara atletizmi yasaklayınca, bu sefer Amerikalılar mağdur olmaya başladı. 400, 800 ve 1.500 metrede çift cinsiyetlilerin yarışı engellendi. Ta ki, Amerikalı Nikki Hiltz, ortaya çıkana dek. Hiltz, bu yıl Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nda 1.500 metrede gümüş madalya kazandı.

KÜRSÜDE KADIN YOK

2016 Olimpiyatlarında XY kromozomlu Semenya altını kazanırken, gümüşü XY kromozomlu Burundili atlet Francine Niyonsaba, bronzu yine XY kromozomlu Kenyalı atlet Margaret Nyairera Wambui kazandı. Madalyayı 0,13 saniye ile kaçıran görüntüsüyle ruhuyla kromozomuyla östrojeniyle kadın Kanadalı atlet Melissa BishopNriagu ise kürsünün dışında ağlıyordu: “10 yıl boyunca durmadan buna çalıştım” diyerek. Kadının emeğinin karşısına, IOC, Y kromozomunu ve testosteronu çıkarıyordu.

2020 Olimpiyatları trans sporcuların teşvik edildiği bir yıl oldu. 200 metrede Namibyalı Christine Mboma ikinci olurken, halterde 2020 Dünya Kupası Şampiyonu Yeni Zelandalı Laurel Hubbard yarıştı. Futbolda çift cinsiyetli Quinn’i kadrosunda bulunduran Kanada Şampiyon oldu. Quinn, Paris’te de forma giydi.

Ne yazık ki, paralimpik sporlarda da kadınlar yarışlarında bu adaletsizlik korunuyor. 2019’da cinsiyet değiştirme sürecine başlayan İtalyan görme engelli (T12) trans atlet Valentina Petrillo Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nda ülkesine madalyalar kazandırdı. Ülkemizi Paraatletizm Dünya Şampiyonası’nda T20 kategorisinde başarı ile temsil eden engelleri aşan kızımız Aysel Önder gümüş madalya kazanmıştı. Aşamadığı tek engel LGBTi dayatması idi. 400 metrede sözde rekortmen Hint Deepthi Jeevanji ile aynı pistte yarışması adil değildi.

FAİR PLAY; SPORTMENLİK DEĞİL ADİL OYUNDUR

Gavurcasını bilincimize yerleştirip Türkçesini anlamamamızı sağladıkları bir kavram var: Fair Play… Fair play, bir oyuncu sakatlandığında topu dışarı atmak değildir. Türkçesi “Adil Oyun”dur. Amacı oyunun adil oynanmasıdır. Adil oyunu sporcular sağlamaz, sporu yönetenler sağlar. Adil Oyun; piste çıkan iki sporcunun eşit koşullarda koşması, ringdeki iki boksörün aynı haklara sahip olmasıdır. IOC, çift cinsiyetli sporcularla ilgili standartları alması konusunda ilgili spor federasyonlarına yetki verdi.

Ama “Ayrımcılık yapmayacaksınız!” talimatı vererek, “Avantaj varsayımı yapmayacaksınız” uyarısında bulunurken. Kısaca, “testosteron hormonu veya Y kromozomu bir sporcuya avantaj sağlayabilirse bunu görmezden gelin” dedi. Tıpkı WADA’nın bazı batılı sporculardaki dopingleri görmezden gelmesi gibi. Sporcunun hormon alması, dopingden sayılıyor. Ama sporcunun doğuştan o hormona sahip olması normal; sahtekâr mı arıyorsun, bak IOC’ye!

IOC, Rus Başkan’ı olduğu ve Rusya’ya ambargo uygulamadığı için Olimpiyata Uluslararası Boks Federasyonu’nu (IBA) almıyor. Kendisi bir boks birimi kurmuş, onunla kurallarını uyguluyor. Dolayısıyla, cinsiyet ile ilgili kararı federasyonlara bıraksa da, boksta IBA ile inatlaşma içerisinde. IBA, Dünya Boks Şampiyonası’nda geçtiğimiz sene aşırı testosterona ve XY kromozoma sahip olduğu için iki boksörü diskalifiye etti. Taipeili Lin Yuting ve Cezayirli İmane Khelif.

IBA’nın beyaz dediğine siyah demeyi marifet sayan IOC, bu yüksek testosteronluları ringe çıkardı. Lin Yuting, yarı finalde Nevşehirli kızımız Esra Yıldız ile karşılaşacak. Olimpiyat Şampiyonumuz Busenaz Sürmeneli, Taylandlı boksöre elendi. Ne yazık ki, Taylandlı boksör ile ilgili de benzer iddialar atıldı. Turu geçse, Cezayirli Imane ile karşılaşacaktı. Cezayir’de cinsiyet değiştirmek yasak. Bu nedenle, İmane için trans iddiaları yersiz olur.

Sorgulanması gereken, ringdeki oyunun adil olup olmadığıdır. Bir kadında litrede 0,52,4 nanomol arası testosteron bulunması normal, bir erkekte ise 10.434.7 nanomol arası bulunuyor. Vücutları yüksek testosteron üreten kadınımsı sporcularda bu oran 37’ye çıkıyor. IOC’nin görevi adil oyunu korumaktır. Testosteronu arttıran ilaçlar doping olarak kabul ediliyor. Bu da testosteronun adaleti bozduğudur.

Testosteron azaltıcı ilaçlarla bu oran azaltılır. Doğal olsun ya da olmasın yüksek testosteron doping olarak kabul edilmelidir. Kemik ve kas yoğunluğunu arttıran ve kardiyovasküler direnci arttıran bu hormona sahip olmak ringde bir avantaj sağlıyorsa, bu oyun adil değildir.

Sporcuyu aldığı ödem azaltıcı ilaç ya da kulak damlası nedeniyle bile yarıştırmayan WADA ve IOC; spor alanlarında adaleti sağlamak zorundadır. IOC, batı emperyalizminin LGBTi dayatmasının spor sahalarındaki tetikçiliğini yapıyor. Trans sporcuların kadın sporcularla beraber yarışması, bir erkek şiddetidir. Yüksek testosteronlu kadın sporcular da bu oranı düşürerek sahalarda yer almalılar.

Azınlığa spor yapma hakkı vermek iddiası ile kadınları spor sahalarından uzaklaştıramazsınız. Spor, sanat, bilim, iş hayatında erkekler kadar kadınların da yer alması teşvik edilmelidir. Trans ve yüksek testosteronlu sporcuları kadınların karşısına çıkarmak, kadını spordan dışlamaktır. Trans sporcular, erkek branşlarında spor yapsınlar!

IOC’nın IBA’nın kararına rağmen Imane’ı ringe çıkarması; batının LGBTi propagandalarına Cezayir gibi müslüman ve muhafazakâr bir ülkeyi alet etme çabasıdır. Kadınlar kategorilerinin çift cinsiyetli sporcularla doldurulması için kendi sporcularından çok üçüncü dünya ülke sporcularının kullanılması, LGBTi propagandasına üçüncü ülkelerden gelebilecek direncin azaltmak amacıyla yapılan bir stratejidir.

Yüksek testosteronlu sporcusunu koruyan Cezayir; gelecekte trans sporcuların yarışmasın karşı çıkarsa “Biz İmane’ı yarıştırdık ama” denecektir. Bu destek, gelecekte eşcinselliğin yasak olduğu bir ülkenin eşcinselliğe sempati ile bakması için verilen rüşvettir.

2022’de Antalya’da on yedincisi yapılan Avrupa Spor Bakanları Konferansı’nda alınan kararda 14 kez “cinsel tercih ve cinsiyet yönelimi” kelimesi geçiyor. Bu kararda cinsiyet değiştiren sporcular korunmaktadır. Spor Bakanımız, bu kongrede altına imza atılan kararları gözden geçirmelidir.

28 Şubat 2023 tarihli, “Depremden mal kaçırmak” isimli yazımda TFF’nin “Çocuk Koruma Yönetmeliği”nde UEFA’nın yönetmeliğindeki gibi çocukların cinsel yöneliminin koruma altına alındığını yazmıştım. Şimdi TFF Yönetimi değişti. TFF’nin yeni yönetimi; çocuklarımızın spor yaparken karşı karşıya kalabileceği cinsel yönelim sapkınlıklarına karşı çocuklarımızı koruyacak mı? İlgili yönetmeliğin cinsel yönelime dair maddeleri çıkarılarak bunu kanıtlamalı.

LGBTi baskısı kadınların spor yapmasını engelliyor. Kadının adını spor sahalarından silmeye çalışıyorlar. Nasıl sporcuların doping sayesinde kazandığı madalyalar geçmişe yönelik geri alınıyorsa; trans ve yüksek testosteronlu sporcuların da geçmişte bu avantajları nedeniyle kadınlardan çaldığı madalyalar geri alınmalıdır. Kadınlar kategorisi yarışlarında sadece kadınlar yarışmalıdır. Adil oyun için, spor sahalarında trans veya yüksek testosteronlu kişilerin kadınların karşısında yeri yoktur.

Cem Zeren Aydınlık