Halkapınar'a yaklaşıldığında bir un fabrikasında kurulan pusuyla karşılaştılar. Orada 4 asker şehit oldu. Yüzbaşı Şerafettin, geride kalan askerleriyle Alsancak'a doğru ilerledi."Bayrağımın kırmızısına kanım bulaşmış"
Alsancak sokakları çok kalabalıktı. Firari askerler, kaçan insanlar ve atlar... Müfreze, adeta kalabalığı yararak Kordon'a ulaştı.
O kalabalıktan yüzbaşıya doğru koşan biri elindeki bombayı infilak ettirdi. Yüzbaşı Şerafettin ve atı yaralandı. Prof. Dr. Kemal Arı, Yüzbaşı Şerafettin'in o anlarını şöyle anlattı:"10.20 sıralarında Konak Meydanı'na gelirler ve karşılarında Hükumet Konağı. Diyor ki 'Atımın üstündeyim koşarak bir Türk genci geldi. Elinde bir bayrak var bayrağı bana uzattı. Bayrağı aldım göğsüme soktum. Balkona gelince Yunan bayrağını indirdim göğsümden Türk bayrağımı çıkardım. Baktım bayrağımın kırmızısına kanım bulaşmış. Duygulanıyorum, ağlıyorum. Kanımın bulaştığı bayrağa şimdi de gözyaşlarım bulaşıyor. Ölsek ne gam İzmir'e ilk girenler biz olmuştuk ya' diyor..."
Yüzbaşı Şerafettin 'İzmir' soyadını aldı
İzmir'e ilk giren süvari komutan Yüzbaşı Şerafettin'e Gazi Mustafa Kemal, Buhara'dan gönderilen ve Timur'a ait olduğu düşünülen değerli taşlarla bezeli bir kılıç hediye eder.
1934 yılında da yine Atatürk'ün teklifiyle "İzmir" soyadını alır. O kutlu güne dair anılarını ilerleyen yıllarda kızı Gönül'e anlatır. Bugün artık 96 yaşında olan Gönül Manioğlu, şanlı zaferi babasına ait resimlere bakarak yad ediyor:
"Fahrettin Paşa'nın süvari kolordusunun dördüncü alay komutanı. Koşarak merdivenlerden çıkıyor. Asılı olan Yunan bayrağını indirip Türk bayrağını teşhide tabir ediyor. Ardından Türk ordusu yürüyor İzmir'e. Babam bayrağı alıyor sarılıyor öpüyor. Başına koyuyor. Büyük bir haz. O şerefe nail olmak da ayrıca insanın onuruna onur katıyor."Gönül Manioğlu, babasından kalan emanetleri de gözü gibi koruyor. Yüzbaşı Şerafettin'in vefatından önce İzmir'de müzede sergilenmek üzere teslim ettiği Atatürk'ten hediye tarihi kılıcın akıbeti ise hala bilinmiyor.