Ekonomide yapısal dönüşüm, hukuk reformu,  ve arkasından gelecek yeni anayasa ile Türkiye yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
O kapının ardına kadar açılmasının ve yapısal reformları hayata geçirmenin yolu da terör ve terörizmin siyasi, finans ve motivasyon kaynaklarını kesmekten geçiyor.
Bu yüzden Türkiye, siyasetle şiddet ilişkisine artık bir son nokta koymak zorunda...
Bu yüzden hiçbir dönemde olmadığı kadar PKK ilişkisini sert biçimde tartışıyor. Başkan 'ın deyimiyle, "Dikene su vermek zulümdür" ve artık bu dönem bitmelidir.

Bu açıdan sadece  partileri değil,  ve destekçileri de tarihi bir yol ayrımında. Ya siyasi partiler ile şiddet örgütleri ilişkisi görmezden gelinecek ya da o kirli bağ partilerin ortak kararıyla kesilip atılacak. Bu konuda Cumhur İttifakı partilerinin tavrı belli ve birbirine yakın. Kapatma ile yalnızlaştırma arasında bir yol izlenecek.

Muhalefet partilerine gelince... Bu konuda HDP'nin kendiliğinden bir adım atmayacağı çok açık. Keşke atabilse... Ama bırakın PKK'yla bağını koparmayı, eleştirmeyi bile göze almıyor, alamıyor.



İYİ Parti sırat köprüsünde
Doğrusu "Atatürk'ün partisi" olmakla övünen 'nin durumu da farklı değil. CHP yönetimi, Erdoğan karşıtlığı nedeniyle sadece PKK'ya değil FETÖ'ye karşı da açık ve net bir tavır koymuyor, hatta tavır konulmasını isteyen üyelerini bile partiden ihraç ediyor. Peki, bu durumda CHP'yle birlikte hareket eden  ne yapacak?

Sorunun cevabı, sadece HDP ve CHP'nin değil bizzat İYİ Parti'nin geleceğini ilgilendiriyor. Bir anlamda İYİ Parti sırat köprüsünde... O köprüyü geçip geçemeyeceklerinin ilk işaretini  verdi: "Biz HDP'yi problemli görüyoruz, terörün gölgesinde görüyoruz. Dolayısıyla böyle milletin meclisinde bu siyasi dille, bu üslupla siyaset yapmalarını doğru bulmuyoruz. (Fezlekeye) Evet diyeceğiz."

Ancak bu mesaja HDP'nin cevabı da gecikmedi.

Koltuk peşinde, ikbal avcısı
HDP adına açıklama yapan Saruhan Oluç, Ağıralioğlu'nu "münasebetsiz" ve "ikbal avcısı" olarak niteleyerek şöyle diyordu: "Yavuz Bey'in neye dayanarak bunu söylediğini bilmiyoruz, fezlekeleri görmüş de bir yargıya mı varmış? Biz de görmedik, bunu bilemiyoruz ama okumadığı çok açık. Önceden kararı vermiş kendisi. Konuşmasında adaletten bahsediyor, adaletle alakası olmayan bir kişi. Yavuz Bey, HDP hakkında sık sık münasebetsiz laflar ediyor, çok ciddiye almıyoruz kendisini. AKPMHP'nin kapısında ikbal avcılığı yaptığını düşünüyoruz. İYİ Parti içinde koltuk peşinde koşanlardan bir tanesidir."


İYİ Parti yönetimi bu tepkiden sonra bir anlamda geri adım sayılabilecek şöyle bir açıklama yaptı: "İYİ Parti gibi bir parti, teröre destek verenlerle asla yan yana gelmez. Ancak burada düşündüren şey şu: HDP'li milletvekilleri hakkındaki fezlekeler üzerinden iktidar, muhalefeti de kıskaca alabilir mi? İktidar kanadı, bu fezlekeleri muhalefet üzerinde 'Demokles'in kılıcı' gibi sallandırmak istiyor. Bize 'turnusol kâğıdını' gösteriyor. Bu nedenle hukukçularımızın hazırlanan fezlekeleri dikkatli incelemesinde yarar var."
İYİ Parti, süreci yerel seçimlerdeki gibi "çaktırmadan" götürmek isteyecek ama artık seçmek zorunda; ya Türkiye'nin geleceği ya da HDP'nin geleceği.
O kadar da zor değil aslında...

ÖVÜR'ÜN KÖŞE YAZISINA GİTMEK İÇİN TIKLAYIN