Büyük bir özveri ile çalışan komuta merkeziyle ilgili bilgileri İstanbul Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimi Uzm. Dr. Fatih Türkmen verdi.
Koronavirüs nedeniyle her zamankinden çok daha yoğun günler geçirdiklerini ve çağrı sayılarının oldukça arttığını dile getiren Türkmen, "Normalde de çağrı merkezimiz Türkiye'nin en yoğun çalışan, en fazla çağrı alan merkeziydi. Tabii ki bu koronavirüs ile ilgili durumlar ortaya çıkınca hem danışmak için arayanlar, hem de sokağa çıkma yasakları gibi durumlarda insanların insani ihtiyaçları ile ilgili danışabileceği bir merkez olmamızdan dolayı, çağrılarımız aşırı miktarda arttı.
Bu süreçte personel sayılarının arttığını söyleyen Fatih Türkmen, "Bizim İstanbul genelinde gün içerisinde sahada ve komuta merkezlerimizde çalışan bin tane sağlık çalışanımız bulunmakta. Her gün bunlar, sahada nöbet usulü çalışmaktalar. Ayrıca idari ekiplerimiz de var. Biz çok büyük bir sağlık ordusuyuz 112 hizmetleri olarak İstanbul halkına hizmet vermekteyiz. İlk vakanın ortaya çıkmasıyla beraber bakanlığımız 600'den fazla personel ataması yaptı ve ekiplerimizde artışlar meydana geldi. İş yoğunluğunun artması bizlere yorgunluk getiriyor elbette ama şu süreçlerde ülkemize fayda sağladığımızı, bu sıkıntılı süreçleri birlikte yendiğimizi bilmek de aslında bizlere gurur veriyor" şeklinde konuştu.
RUTİN SORULARA EK HASTALARA KORONAVİRÜS SEMPTOMLARININ OLUP OLMADIĞI SORULUYOR
112 Avrupa Komuta merkezinde nasıl bir sistem ile çalıştıklarını ise Türkmen, şu sözlerle anlattı:
"Aslında bir komuta çağrı merkezi usulü ile çalışıyoruz. Çağrı karşılayıcılarımız var. Bu kişiler sağlık personeli değil. Bunlar çağrı geldiği vakit, çağrının sağlıkla ilgili olup olmadığını ve neyle ilgili olduğunun ayrımını yapıyorlar. Biliyorsunuz biz vefa hizmeti de veriyoruz. Onun ayrımını yapıp, eğer sağlıkçıyı ilgilendiren bir çağrı ise sağlıkçıya aktarıyorlar, sağlıkçı durumunu değerlendiriyor ve gerek görürse de telsizci üzerinden de vakalarımız veriliyor.
Hastalara ortalama ne kadar süre içinde ulaştıkları sorusuna ise Türkmen, "Biz en kısa süreyi hedefliyoruz. Tabii ki bu süreçler 12 dakikalık bir periyodu içeriyor. Vakanın alınması, buradan aktarıldıktan sonra ekibin hazırlanıp çıkması ve ambulansın kontağı çalıştırıp çıkması genellikle 12 dakikalık bir süreci kapsamakta. Bizim için her zaman kural şudur, "En yakın ve en uygun bazen en yakın oluyor, bazen en uygun.
Bu sahanın durumuna göre değişmekte. Ekiplerimiz uygun olduğunda yakın bir bölgeden de ambulans çıkartabiliyoruz. Biz sürekli çağrının geldiği noktayı da yaklaşık olarak tespitini yapabiliyoruz. Ambulanslarımızın GPS sistemi üzerinden anlık nerede olduğunu, hastanede mi, vakayı bırakıyor mu görebiliyoruz. Ayrıca yapılan iş ve işlemleri de takip ediyoruz. Malzeme alımında mı, dezenfeksiyon işleminde mi, hastayı bırakıyor mu…"yanıtını verdi.
İstanbul'da 112 sisteminde çalışan personel ve ambulans sayılarından da bahseden Türkmen, "181 ambulansımız Avrupa yakasında hizmet vermekte, fiziki olarak şuanda 165 tane noktamız bulunmaktadır. Anadolu yakasında ise 106 tane ambulansımız hizmet veriyor. 112 sisteminde yaklaşık 5 bin civarında çalışanımız var. Ekiplerimizde paramedik ve ATT arkadaşlarımız, ambulans sürücülerimiz var. Ayrıca tabii doktorlu ekiplerimiz var, yine komutada doktorlarımız, idari ekiplerimiz, telsizcisinden tutun, bilgi işlemcisinden yazılımcısına kadar biz büyük bir orduyuz. Büyük bir ekibiz" dedi.
Ekiplerin hastalara giderken aldığı önlemeleri ise Türkmen, "Koruyucu ekipmanlarımız zaten tüm vücudu kaplayan bir tulum, bir n95 maske, yüzü koruyan bir gözlük ya da siperlik. Ekiplerimiz bununla birlikte çıkıyor ve mutlaka hastaya da cerrahi maske takıyorlar. Bizim için koronavirüslü vakanın da diğer hastalardan bir farkı yok. Nefes darlığı, yüksek ateş, halsizliği varsa diğer hastalıklarda buna benzer şikayetlere neden olduğu için müdahale şeklimiz değişmiyor. Sadece kendimizi, ekibimizi, ambulansımızı ve hastayı dış ortamdan olabildiğince izole ederek müdahalelerimizi gerçekleştiriyoruz" şeklinde anlattı.