ABD Başkanı Donald Trump'ın yakın ekibi, Ortadoğu'daki adımlarını, üzerinde gaz terminalleri ve doğalgaz boru hatlarının bulunduğu yeni bir Doğu Akdeniz haritası üzerinden takip ediyor. Bu harita ilk kez McClatchy tarafından 5 Haziran'da yayınlandı. McClatchy'e konuşan ABD'li üç üst düzey yetkiliye göre; Beyaz Saray'da asılı duran bu harita, Trump'ın yakın ekibini yeni Doğu Akdeniz politikası oluşturma konusunda ikna etti.
Harita esas olarak Obama döneminde ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki uzmanlar ile eski Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın diplomatları tarafından oluşturulmuş. Mimarı ise Uluslararası Enerji İşlerinin Koordinatörü Amos Hochstein.
Uzmanlara göre bu strateji, Trump ve Obama yönetimleri arasında süreklilik gösteren nadir planlardan biri. Hochstein ise, “Yaratmamız çok zaman aldı ama süreçte tam bir devamlılık var” diyor.
ENERJİ STRATEJİSİ YILI
Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleri, (ABD Enerji Bakanı Rick Perry, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Stratejik Değerlendirmeler Kıdemli Direktörü Victoria Coates ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo) bugünlerde, Dışişleri Bakanlığı'ndaki karanlık bir ofiste oluşturulan bu Doğu Akdeniz stratejisine odaklanmış durumdalar. Dışişleri Bakanlığı'nda Enerji Kaynakları Bürosu adı verilen bu ofis, Obama döneminden beri Avrupa’yı Rus gazından arındırarak “bölgesel işbirliğini hızlandırmak ve enerji güvenliğini desteklemek için entegre bir enerji pazarı” kurmaya çalışıyor.
Oluşturulan haritada, son 10 yılda Kıbrıs, Mısır, İsrail ve Lübnan kıyılarında keşfedilen doğalgaz ve petrol yatakları ile bunların Avrupa Birliği'ne satışını kolaylaştıracak olası ihracat yolları gösteriliyor.
TÜRKİYE'NİN TEZLERİ KABUL EDİLMİŞ
Haritada dikkat çeken nokta ise Türkiye'nin tezlerinin aynen kabul edilmiş olması.
Haritada İsrail ve Kıbrıs gazının Türkiye üzerinden gönderildiği hatlar oluşturulmuş. Türkiye'nin bypass edildiği EastMed Projesi çöpe atılmış ve Türk kıtasahanlığı tanınmış. Yunanistan'ın Meis Adası tezleri dikkate alınmamış ve enerji projelerine Kuzey Kıbrıs dahil edilmiş.
Hükümet'teki görev süresi boyunca Biden ile yakın şekilde çalışan Hochstein, haritanın 20152017 yıllarındaki Kıbrıs müzakere sürecinde şahsen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a sunulduğunu ve Mavi Marmara krizinden sonra da Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşmanın temelini attığını söylüyor: “Bu projede Lübnanlılar var, İsrailliler var, Kıbrıslılar var. Bu plan çok büyük bir odak noktası.”
İSRAİL LÜBNAN SORUNU
ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı David Satterfield da geçen hafta salı günü Beyrut'a giderek, Lübnan ile İsrail arasında bir deniz sınırı anlaşması önerdi. McClatchy'e bilgi veren bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, böyle bir kararın özel sektör yatırımını 'serbest bırakabileceğini' söyledi: “Eğer bu deniz sınırı anlaşmazlığı çözülebilseydi, keşif için çok daha fazla enerji şirketi bölgede olacaktı. Bu anlaşma önümüze çok fazla fırsat açabilir.”
DOĞU AKDENİZ İÇİN YEPYENİ BİR PARADİGMA
Emekli Koramiral Kadir Sağdıç, haritada Türkiye'nin tezlerine yer verildiğine dikkat çekerek, bunun Yunanistan ve Güney Kıbrıs için büyük bir hezimet anlamına geldiğini belirtiyor. Türkiye'nin Mavi Vatan'daki ısrarının bu sonucu doğurduğunu belirten Sağdıç, şunları söylüyor:
“Haritada öncelikle Amerika'nın resmi görüşünü yansıtan net bir durum var. Ayrıca Amerika'yla birlikte İsrail'in de bu çalışmalarda yer aldığını anlıyoruz. Türkiye ile de bir nabız yoklaması yapıldığını görüyoruz.
Bu haritada şunlar var:
1. Türkiye'nin Mart sonunda açıkladığı kıtasahanlığı sınırları birebir konulmuş.
2. Yunanistan'ın Meis Adası'nı gerekçe göstererek Türkiye'nin 100 bin kilometrekarelik deniz yetki alanını çalan tezine yer verilmemiş. Bu haritada Yunanistan sıfır.
3. Rum tarafının Mısır ile Kıbrıs arasında ilan ettikleri sahanın Türkiye'nin kıtasahanlığı içinde kaldığı gösterilmiş.
4. İsrail gazının Türkiye bypass edilerek Avrupa'ya taşınması için düşünülen EastMed projesi yerine Türkiye üzerinden bir hat planlanmış.
5. Yine İsrail gazının İskenderun'a getirilmesini sağlayacak ayrı bir hat çizilmiş.
Bu yepyeni bir Amerikanİsrail paradigması. Ortalığı çok hareketlendirecek. Bizim açımızdan çok net görülen kazanımlar var ama perde arkasında neler olduğunu dikkatli şekilde izlememiz
gerekecektir.
MAVİ VATAN'DA ISRAR
Peki bu noktaya nasıl gelindi?
1. Türkiye öncelikle 15 Temmuz ve kumpaslarla Türk Donanması'na vurulan darbenin ardından hızla kendini toparladı.
2. Ardından Mavi Vatan'ın önemi Türk kamuoyuna anlatılmaya başlandı.
3. Mavi Vatan Tatbikatı yapıldı ve Türkiye bu sulardaki haklarını koruyacağını tüm dünyaya ilan etti.
4. İki ay önce Dışişleri Bakanlığı Türk kıtasahanlığının sınırlarını Birleşmiş Milletler'e gönderdiği mektupla bildirdi.
5. Daha sonra da geçen haftalarda Deniz Kurdu Tatbikatı'yla 'Biz buradayız' dedik.
6. Bunun yanında da sondaj faaliyetlerimizi başlattık. Yavuz, Fatih gibi sondaj gemilerimiz TPAO'nun verdiği ruhsat alanlarında çalışmalarını yürütüyor.
Bu gerçekleri gören Amerikan yönetimi, İsrail'in bilgisi dahilinde Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC)'nde üst düzey çalışmalar başlattı. Burada Türkiye gerçeğini kabul etmek durumunda kaldıklarını görüyoruz. Türkiyesiz enerji planlarının ne kadar yüksek maliyetli olacağını kabullendiler. Herkes ekonomik sıkıntı yaşıyor.
RUSYA'YLA İLİŞKİLERİMİZİ ETKİLEMEZ
Biz güneyden bunu yapıyoruz ama Rusya'nın Baltık'tan Avrupa'ya giden, asıl gazın 4'te 3'ünün taşındığı Kuzey Akım2 projesine de itirazımız yok. Bu proje Türkiye'nin stratejik duruşunu artıracak. Türkiye'nin istikrarlı duruşu da bütün paydaşlara katkı sağlayacak. Rusya'ya da Çin'e de Amerika'ya da İsrail'e de... Çünkü buradaki istikrarlı duruş, bütün dünyaya katkı sunacaktır.
Aydınlık