Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı üyelerini önceki akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Erdoğan kabulde Türkiyeİsrail ilişkilerine yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Son dönemde iki ülke arasında yaşanan yumuşama sürecine değinen Erdoğan, Filistin konusundaki görüş ayrılıklarına rağmen İsrail ile ekonomi, ticaret ve turizm alanındaki ilişkilerin geliştiğine dikkat çekti. “İsrail'in barış çabaları bağlamında samimi ve yapıcı bir tutum sergilemesi hiç kuşkusuz normalleşme sürecine katkıda bulunacaktır.” diyen Erdoğan, Türkiyeİsrail ilişkilerinin bölgenin istikrarı ve güvenliği için hayati olduğunun altını çizdi. Erdoğan, Yahudi toplumu temsilcilerinden iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için de destek istedi.
Erdoğan’ın İsrail çıkışı tartışmaları da beraberinde getirdi. Görüştüğümüz uzmanlar Türkiye’nin bütün ülkelerle ilişkilerini geliştirmesinin önemli olduğunu vurgularken aynı tavrın Suriye ile ilişkilerde de mutlaka gösterilmesin daha önemli olduğunu vurguladılar.
Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da düzenlenen Suriye konulu Astana görüşmelerinin 17’ncisinde bu konuda olumlu adımlar atılsa da, ilerleme henüz istenilen seviyede değil. Uzmanlar Suriye ile iş birliğinin öncelikli olduğunun altını çizdiler. Bu iş birliğinin hem PKK/PYD ile mücadele, hem Doğu Akdeniz, hem geçici sığınmacılar hem de Filistin sorunlarının çözümünde anahtar olduğunu vurguladılar.
'SURİYE İLE İŞ BİRLİĞİ ABD PLANLARINI BOŞA DÜŞÜRÜR'
Prof. Dr. Semih Koray (Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı): İsrail son yıllarda ABD, Yunanistan, Fransa ve GKRY ile birlikte Doğu Akdeniz’de sık sık Türkiye’yi hedef alan askeri tatbikatlar düzenlemektedir. Yine Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki PKK koridorunu kendi güvenliği için desteklemektedir. Ancak ABD’nin Afganistan yenilgisi ile başlayan süreçte, bütün ABD müttefiklerinde tereddütler oluşmuştur. Türkiye buradan hareketle İsrail’le ilişkilerini normalleştirerek ABD’yi yalnızlaştırma ve Doğu Akdeniz’de üstünlük sağlama arayışına girebilir. Sayın Cumhurbaşkanı, İsrail ile normalleşme için Filistin konusundaki tutumlarını değiştirmeleri yönünde bir talepte bulunuyor. İsrail’le normalleşme konusunda bir talebin de İsrail’in Suriye’ye dönük saldırgan tutumunun değiştirilmesine yönelik olarak geliştirilmesi gerekir.
Bununla birlikte Suriye ile ilişkiler, Türkiye açısından çok daha hayati bir konumda. Suriye hükümeti ile normalleşmenin ötesinde, iş birliğine ihtiyacımız var. Bu iş birliği ABD’nin Suriye ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere bütün Batı Asya planlarını boşa düşürecek anahtar adımdır. Bu iş birliği, PKK’nın temizlenmesi, Doğu Akdeniz ve KKTC konusunda bir müttefik daha kazanma, sığınmacıların geri gönderilmesi, ticaretin eski haline gelmesiyle ekonomimize yapacağı katkı ve Filistinlilere vereceği destekle her anlamda Türkiye için hayatidir. Üstelik Suriye ile iş birliği, sadece Suriye ile iş birliği değildir: Rusya, İran ve Çin başta olmak üzere Türkiye’nin ABD tehdidine karşı cephe gerisini oluşturan ülkelerle ilişkilerimizi de ilerletecektir. Bu konuda atılacak adımların gecikmesi, Türkiye’nin zararını her geçen gün artırmaktadır.
'SURİYE VE RUSYA KKTC'Yİ TANIYABİLİR'
Prof. Dr. Hasan Ünal (Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü): İsrail’le ilişkilerin normalleşmesine ihtiyaç var. Bu yönde önemli gelişmeler yaşandı. Ancak son Şeyh Cerrah olaylarında Türkiye İsrail’i ağır bir dille eleştirince ilişkiler yeniden düzelmeme eğilimine girmişti. Türkiye, Netanyahu’nun görevden ayrılmasını ve yeni hükümetin kurulmasını da fırsat bilerek ilişkileri toparlama yönünde adımlar atıyor. İsrail’le ilişkileri düzelterek, İsrail’i Yunanistan’ın müttefiki olmaktan yavaş yavaş çıkarmamız lâzım. İsrail, Netanyahu döneminde Türkiye karşıtlığı üzerinden Yunanistan’la özellikle askeri alanda çok yakın ilişkiler kurmuştu. İsrail’le ilişkileri ilerletmek, Filistinliler için de iyi olacaktır. Mısır’la ilişkileri de toparlamamız lazım. Libya’yla yaptığımız Deniz Yetki Alanları anlaşmasının bir benzerini Mısır ve İsrail’le de yapmalıyız.
Ama burada kalmamalı. Bu serinin en önemli halkası Suriye’dir. Suriye ile ilişkileri bir an önce ilerletmek gerekiyor. Bunu kendi mecburiyetlerimiz nedeniyle yapmak durumundayız. Artık Körfez ülkeleri ve Mısır da bu normalleşmeyi istiyor. Türkiye mevcut durumu sürdüremez. Türkiye, Suriye hükümetiyle ilişkilerini sığınmacıların geri gönderilmesi, Adana Mutabakatı’nın güncellenerek yürürlüğe konulması, PKK ile mücadele ve Suriye’nin KKTC’yi tanıması temelinde bir yaklaşımla normalleştirmeli. Ve bu, Rusya’nın diplomatik yardımıyla olmalı. Böylece biz Rusya’dan da KKTC’yi tanımasını ya da bunun önünü açacak adımlar atmasını isteyebiliriz. Çünkü Kıbrıs’taki durum Rusya’nın çıkarına değil. Rusya Kıbrıs’ta tek devletten yana olursa, o tek devlet AB ve NATO toprağı demek. Ruslar bunu biliyor. ‘KKTC konusunda adım atabiliriz ama siz karşılığında ne vereceksiniz’ diyorlar. İşte Suriye konusunda atacağımız adımlar KKTC’nin tanınmasına hizmet edebilir. Üstelik Rusya, bunu yaparak ABD karakoluna dönüşen Yunanistan’ı da cezalandırmış olur. Türkiye’nin gizli diplomasiyle bunun alt yapısını oluşturup, bir ErdoğanPutin zirvesinde gündeme getirmesi lâzım.
Kırım konusunda da THY’nin oraya uçması gibi, Türk iş insanlarının Kırım’da iş almasının engellenmemesi gibi, Kırım’daki üniversitelerle Türk üniversitelerinin ilişkilerini resmileştirmesi gibi konularda adımlar atabiliriz. RusyaUkrayna krizinde ‘Kırım Ukrayna toprağıdır!’ söylemini günde beş defa tekrar etmekten vazgeçmeliyiz. Bu konuda ilerleme var. 29 Eylül’den bu yana hem Dışişleri Bakanı'nın hem de Bakanlığın bu yöndeki söylemi durdu. Suriye ile ilgili adım atmanın tam zamanı.
'SURİYE İLE İŞ BİRLİĞİ ŞER KUŞAĞINI ÖNLER'
Tugay Uluçevik (E. Büyükelçi): Türkiye’nin dış politikada yalnız kalmaması gerektiğini hep ifade ettim. Bu yalnızlıktan kurtulmak için atılan adımlara taraftarım. ‘Sıfır sorun’ derken, birçok ülkeyle aramızı bozduk. İsrail’le ilişkilerimizin düzelmesi olumlu olur. İsrail, yıllar boyunca Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kıbrıs konusunda bize müzahir tavırlar almıştır. Ancak son yıllarda Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hasımlarıyla birlikte hareket etmektedir. Bu durumun giderilmesi açısından da İsrail’le ilişkilerin normalleşmesi olumludur. Ancak bu gelişmede Türkiye’nin milli çıkarlarına aykırı bedeller ödenmemesi gerekir. Taviz verme konusunda çok dikkatli olunmalı. Mısır’la da tamamen normalleşmek gerekir. Mısır demek Afrika Birliği, Arap Birliği demektir. Birleşik Arap Emirlikleri’nde büyükelçilik yaptığım 4 yılda Mısır’ın Körfez ülkelerinin kutup yıldızı olduğunu bizzat gördüm.
Keşke “Kardeşim Esad”, “Katil Esed” olmasaydı. Biz Suriye ile 1998’de Adana Protokolünü imzalamıştık. Bu anlaşmaya dayanarak, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde terörle beraber mücadele edebilirdik. Elimizde terörle mücadelede Suriye’nin yardımı için bir dayanak olacaktı. Binaenaleyh Suriye’nin iç işlerini gerekçe göstererek bütün köprüleri atınca kendi ülkenizin çıkarlarına zarar vermiş oluyorsunuz. Üstelik bu durumdan dolayı milyonlarca Suriyeli’yi burada barındırmak mecburiyetinde kaldık. Buraya ciddi kaynaklar aktarıldı. Bu işi mezhepçi bir yaklaşımla fazla ileri götürdük gibi geliyor. Suriye ile ilişkileri basite indirgedik. ‘Bir günde aşağı ineriz, Emevi Camii’nde namaz kılarız’ gibi söylemler oldu. İş öyle değil. Suriye’nin kuzeyinde bir şer kuşağının oluşması milli güvenliğimize aykırı bir durumdur. Buna müdahale ederek doğru yaptık. Ancak bunun kalıcı olabilmesi için Suriye ile ilişkileri fazla uzatmadan ilerletmek gerekir. Suriye’yi kimin idare edeceğini, Suriye halkının iradesine bırakmak gerekir.
'SURİYE İÇİN ÖZEL TEMSİLCİ ATAYALIM'
Vahit Özdemir (E. Diplomat): İsrail 1948’de bağımsızlığını kazandı. O dönem iki Müslüman ülke, Türkiye ve İran bu devleti tanıdı. 500 yıl önce İspanya’dan sürülen Yahudileri bağrımıza bastık. Türkiye’deki Museviler de ülkemize hiçbir zaman ihanet etmediler. İlişkilerin düzelmesi gerekir. Ülkeler arasında sürekli dostluk ya da düşmanlık olmaz. Çıkar ilişkileri vardır. Sayın Cumhurbaşkanımız doğru olanı yaptı. İsrail’le normalleşme hem Türkiye’nin hem İsrail’in hem de bölge halklarının menfaatinedir. İsrail’le ilişkilerimiz iyi olmasa da ciddi bir ticaret potansiyelimiz vardır. Suriye ile de ilişkilerin normalleşmesi lâzım. Zaten iki ülkenin istihbaratları görüşüyor. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’la iyi ilişkileri olan, Suriye’yi iyi bilen birini Sayın Cumhurbaşkanı Suriye Özel Temsilcisi olarak atarsa, ilişkilerin normalleşmesi ve eski haline dönmesi muhtemeldir. Suriye ile 911 km sınırımız var. Akrabalarımız var. Tarihi ve kültürel bağlarımız var. 5 milyonu Türkiye’de, 4 milyonu tampon bölgelerde 9 milyon Suriyeli’yi ağırlıyoruz. 80 milyar dolar harcama yaptık. En kısa zamanda Suriye ile ilişkilerin eski haline geleceğine, daha da iyi olacağına inanıyorum.
Aydınlık