Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin buluştuğu Tahran Zirvesi’nde Batı Asya’da bölgesel çözüm iradesinin kuvvetli bir şekilde ortaya konmasından sonra bölgemiz hareketlendi. Zaho’da henüz arka planı tam olarak bilinmeyen bir olay nedeniyle Irak’ta Türkiye karşıtı bir cereyan oluşturulması için düğmeye basıldı.
Türkiye hem içeride hem dışarıda çelişmelerin keskinleştiği bir dönemden geçiyor. Bir yandan iç yıkıcılığın harekete geçirilmek istendiği görülüyor. Ümit Özdağ’ın ardından Ahmet Davutoğlu’nun da iç savaş söylentileri üzerinden kışkırtma korosuna katılması dikkat çekiyor.
Diğer yandan Türkiye’ye yönelik dış savaş tehdidi yükseltiliyor. Tehdit artık açıktan konuşuluyor. 17 Temmuz’daki yazımızda görüşlerine yer verdiğimiz İsrail devletinin önemli uzmanlarından Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü Başkanı Efraim İnbar’ın “Doğu Akdeniz’de savaşa hazır olalım” değerlendirmesini ciddiye almak gerekiyor. Hatırlatalım, Efraim İnbar Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinden yola çıkarak, ABDYunanistanGüney Kıbrıs ittifakının Türkiye’ye karşı savaş için hazırlık yapması gerektiğini savunuyor. İnbar Türkiye’yi, “neoOsmanlıcılık ve İslamcı dürtülerle canlanan, statükoyu bozan bir güç” olarak niteliyor ve şöyle devam ediyor:
“(Türkiye) davranışlarını çeşitli nedenlerle yumuşattı, ancak Recep Tayyip Erdoğan işbaşında olduğu sürece, uslu durmama potansiyeli yüksek” (JISS, 7 Temmuz 2022).
YUNANİSTANİSRAİL HAVA TATBİKATI
İsrail ile Yunanistan son yıllarda işbirliğini derinleştirdi. Doğu Akdeniz’de neredeyse yılda birkaç defa İsrail, Yunanistan ve ABD, üçlü ve ikili tatbikatlar yapıyor. Bu tatbikatların jenerik senaryolarında Türkiye ile olası savaşın değişik safhalarının canlandırıldığı biliniyor. Bunlardan sonuncusu 13 Temmuz’da yapıldı. İsrail Ordu Sözcülüğünün açıklamasında “İsrail Hava Kuvvetlerinin, Yunan ortağı ile İsrail semalarında, ‘gelişmiş hava muharebeleri ve Yunan savaş uçaklarına havadan havaya yakıt ikmali gerçekleştirilmesi üzerine’ tatbikat yaptığı” belirtildi. Açıklamada, tatbikatın “iki ülkenin hava kuvvetlerinin farklı senaryolar karşısında savaşa hazır olma yeterliliğini artırmaya katkıda bulunduğu” kaydedildi (AA, 13 Temmuz 2022)
İSRAİL’DEN ADALARA İHA ÖNLEYİCİ SİSTEM
İsrail ile Yunanistan arasındaki askeri işbirliğinde önemli bir başlık, adalara insansız hava araçlarına karşı İsrail’den alınan sistemlerin yerleştirilmesi. Kathimerini gazetesinin haberine göre hükümet, Bayraktar TB2 ya da ANKAS SİHA’larına karşı adalara İsrail yapımı dronesavar sistemlerini iki ay önce gizlilik içinde yerleştirmeye başladı (Euronews, 3 Temmuz 2022).
İsrail ile Yunanistan arasında Nisan 2021’de, 1,65 milyar dolar değerindeki 22 yıllık bir sözleşmeyi içeren, iki ülke ortak tarihindeki en büyük askeri anlaşma yapılmıştı. Anlaşmayla, Mora Yarımadası’nın güneyinde Kalamata şehrindeki askeri havaalanının 22 yıllığına İsrail’e kiralanması ve İsrailli savunma şirketi Elbit Systems’in burada Yunan Hava Kuvvetleri için bir eğitim merkezi kurması, Yunanistan’ın T6 uçaklarının modernize edilmesi ve lojistik destek sağlanması bağıtlanmıştı (AA, 18 Nisan 2021).
Yine Yunan basınına göre, Yunanistan Türkiye’ye karşı kullanmak üzere İsrail’den Spike NLOS adlı füze savunma sistemleri almak için anlaşmaya varmak üzere. Haberlerde, 70 milyon euro karşılığında 27 füze sisteminin alınacağı ve 2023 başında füze sistemlerinin Yunanistan’a gönderilmeye başlanacağı ileri sürüldü (NTV, 19 Temmuz 2022).
Yunanistan ayrıca, ABD’ye 20 adet F35 savaş uçağı almak için Haziran ayı sonunda resmi teklif mektubu yollamıştı. Yunan Savunma Bakanı 18 Temmuz günü Washington’da ABD Savunma Bakanı ile F35’ler dahil bir dizi konunun masada yer aldığı bir görüşme yaptı.
TEHDİDE KARŞI DOĞRU STRATEJİ
Yukarıda yer verdiğimiz, “İsrail devletinin Türkiye’ye karşı odaklanacağı politikalar” olarak okunması gereken görüşlerin sahibi Efraim İnbar aynı yerde, “İsrail Türkiye ile değil Mısır ile ittifak kurmalı” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Yunanistan ve Kıbrıs, güvenlik tehditleri karşısında ve Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını savunmak için Mısır’la askeri ilişkilerini şimdiden geliştirmiş durumda. Yine de Mısır, KahireKudüs ilişkilerindeki önemli iyileşmeye rağmen, İsrail ile Helen ittifakına katılma konusunda isteksiz. Mısır’ın (İsrailYunanistanKıbrıs) cephesine entegre edilmesine yönelik çabalara ihtiyaç var, çünkü Mısır’ın katılımı tüm taraflar için oldukça faydalı olabilir.”
İnbar’ın bu önerisi önümüze şu gerçeği çıplak bir şekilde getiriyor: Mısır’ı, aslında tam olarak dahil olmadığı ABDİsrailYunanistan cephesinden uzaklaştırmak ve Türkiye’nin yanına çekmek Ankara’nın öncelikli politikası olmalıdır. Aynı zamanda Ankara’nın Astana ortakları Rusya ve İran ile Suriye sahasında doğru temelde geliştireceği işbirliği, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ABDİsrailYunanistan cephesine karşı elini kuvvetlendirecektir. Ukrayna savaşındaki tutumu ve ABD’nin emriyle İran gemisine el koyuşuyla Yunanistan, Rusya ve İran’a karşı ABDİsrail cephesinde yer aldığını ortaya koymuş oldu. Türkiye’nin ABDİsrail tehdidine karşı caydırıcılık sağlamak için bu nesnel cepheleşmeyi değerlendirmesi gerekmektedir. Bunun yolu, önceki dönemden kalan Suriye siyasetinde köklü değişiklikten geçmektedir.
Fikret Akfırat
Aydınlık