İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, 2016 yılından beri askeri okullardaki FETÖ işkencelerini soruşturuyor. (Evet, 2016’dan bugüne 4 yıl…)

FETÖ işkencelerine” uğrayarak askeri okullardan ayrılmak zorunda kalan öğrenciler 2006’dan bu yana seslerini duyurmaya çalışıyor. (Evet, o yıl doğan çocuklar bugün 14 yaşında…)

Askeri okullarda FETÖ işkencelerini anlatan yaklaşık “800 şikayet dilekçesinin” ardından nihayet 23 Haziran 2020 tarihinde harekete geçiliyor. 15 gözaltı kararı veriliyor. Bunların dokuzu “subay”, altısı ise “askeri öğrenci”.1

Gözaltına alınan subaylardan Bülent A.’nın durumu biraz ilginç. Ondan sonra “FETÖ elebaşının elini öpmeye giden askeri öğrencileri” anlatacağım.

Hatırlarsanız 19 Haziran 2020 tarihinde “Harbiye’de ‘FETÖPKK’ işbirliği” başlığında bir yazı paylaşmıştım. Burada bir subay Kara Harp Okulu’nda okuyan bir öğrencinin “Barış ve Demokrasi Partisi” (BDP) gençlik kollarına üye olduğunu ve “BDP sempatizanlığını” sürdürdüğünü öğreniyor fakat bu öğrenci hakkında hiç bir işlem yapmıyordu. Üstelik bu bilgiyi elinde kanıtlarıyla kendisine ulaştıran Harbiyeli okuldan ayrılmak zorunda bırakılırken, BDP sempatizanı el üstünde tutulmaya devam ediyordu. İşte burada hiç bir işlem yapmayan isim de o dönem Fetullahçılarla dolup taşan Kara Harp Okulu’nda görevli Bülent A. idi.

Bülent A.’nın ismi darbe davalarında da karşımıza çıkıyor. Kendisi Gaziantep 7. Ağır Ceza mahkemesinde yargılanıyor ve “beraat” ediyor.

Fakat devamı var.

Bülent A.’nın evinde “1 dolar” bulunduğu, sanıkların büyük çoğunluğunun bu doları gördüğü fakat her ne hikmetse bu kanıtın dosyada bulunamadığı, şahıs hakkında baskı ve işkencelerden dolayı “Harbiyelilerin şikayet dilekçelerinin” olduğu, isminin “Genelkurmay Çatı Davası” eklerinde 464. sırada geçtiği, şahsın eşinin 20012002 yıllarında çalıştığı eğitim kurumunun “Mali Suçları Araştırma Başkanlığınca” FETÖ/PDY kapsamında hazırlanan raporda yer aldığı, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında şahsın “darbe girişimine katılma iradesi ve kasti hareket ettiğinin anlaşıldığı” belirtiliyor.

Mustafa Önsel “Bellek” isimli yeni kitabında bu davaya ilişkin gariplikleri aktarıyor.

Bu iddialar ve bilgiler çerçevesinde FETÖ mensubu olmayan öğrencilere uygulanan işkencelerde parmağı olan Bülent A.’nın yargılandığı darbe davasının “derinlemesine” gözden geçirilmesi gerekiyor.

***

Gelelim FETÖ elebaşının elini öpmeye giden sözde askeri öğrencilere…

Hatırlarsanız 20062014 yılları arasında yaklaşık 4.000 öğrenci, “FETÖ işkencelerine ve kumpaslarına” uğrayarak askeri okullardan ayrılmak zorunda kalmış ve omuzlarına hak ettikleri yıldızlar yerine hayatlarının bağrında ödemek zorunda oldukları yüksek miktarlardaki “maddi tazminatlar” yüklenmişti.

FETÖ mensubu olmayan öğrenciler” askeri okullarda kan kusarken, yığınlar halinde bu okullara yerleşen “Fetullahçılar” ise el üstünde tutuluyordu.

Ayrıntılarını birçok yazımda paylaştım. 

Üstüne “FETÖ Kıskacında Askeri Okullar” başlıklı bir kitap yayımladım. Bu kitapta gözaltına alınan, FETÖ elebaşını ziyarete giden eski askeri öğrencilerin durumundan da bahsedilmekte.

İlgili yer Kara Harp Okulu’ndan ayrılmak zorunda kalan bir Harbiyelinin anlattıklarında şöyle geçiyor:

Çok bariz biçimde “ayrımcılık” yaşadım.

İlk 3 sene bir yana, askeri lise son sınıfta ve özellikle Kara Harp Okulu’nda vatan haini muamelesi gördüm. Yüzüme karşı “vatan haini, hırsız, ahlaksız” gibi pek çok iftira ve hakaretlerde bulunuldu. Tek başıma 10 kişinin altından kalkamayacağı görev ve sorumluluklara tabi tutuldum. Sınavlara çalıştırmadılar. Sınav saatine 10 dakika kalana kadar son sınıfların silah deposunda temizlik yaptığımı bile hatırlıyorum. Zaten sınav notlarımız da düşürülüyordu.

Bu sırada diğer öğrencilere sınavdan önceki akşam sınavda çıkacak sorular bir şekilde geliyordu.

Her gün ortalama 34 tane savunma alıyordum. Neredeyse hiçbir zaman diğer öğrenciler kadar eğitim ve spor yapmadım. “Hep onlardan ayrı ve farklı işkencelerle karşılaştım.”

İstenmeyen kişiler olduğumuzu herkesin içinde açık açık söyleyen sözde subaylar vardı.

Beni en çok etkileyen olay da şu oldu:

İntibak Kampı’nda yeni bir uluslararası ilişkiler sınıfı açılacağını, bu sınıflarda Arapça ve Rusça öğretileceğini ve bu sınıflara askeri lise mezunu başarılı öğrencilerin alınacağı söylendi. Beni elbette buraya almadılar. Hiç hak etmeyen, sınıfta kalmış, derslerde başarısız birçok kişiyi aldılar.

Ayrıca hala çok ilginç bulduğum bir olay daha var:

Yine bu İntibak Kampı’nda Kuleli ve Maltepe Askeri Lisesi’nden en başarılı mezun olmuş 3’er kişiyi Amerika Birleşik Devletleri gezisine götüreceklerini söylediler. Ayrılanları çıkarttığımızda ben Maltepe Askeri Lisesi’nden 2. sırada başarılı olarak gözükmekteydim. Ancak beni bu geziye götürmediler. Kendi kafalarına göre 3’er kişi seçip götürdüler. O ülkede neler yaptıklarını bilmiyorum, çünkü anlatmadılar.

28 Ağustos 2017 tarihinde bu konuyla ilgili önemli bir haber çıktı:4

FETÖ soruşturmasında örgütün Kara Harp Okulu imamının öğrencileri gezi bahanesiyle FETÖ elebaşısının elini öpmeye götürdüğü ortaya çıktı”

***

Gözaltına alınan diğer isimlere gelince…

İbrahim Emre U. ve Muhammed Ali D.’nin daha sonrasında “kurmaylığı” kazandığı biliniyor. Özellikle 20062014 yılları arasında askeri okullarda FETÖ işkencelerine karışan sözde subayların hemen hepsinin ödüllendirilerek kurmay yapılması ya da dış görev gibi çekici yerlere gönderilmeleri dikkat çekiyor.

Hatırlayalım, bu dönemde genç kurmay subayların nasıl kurmay olabildiklerine ilişkin çarpıcı iddialar mevcut. Soru hırsızlığıyla kurmay olan bir subayın itirafı şu şekilde:5

Kurmaylık sınavı yazılı ve tezli bir şekilde yapılıyor. Yazılı sınavında FETÖ’cü subaylara sınavda çıkacak olan 100 sorudan 82 veya 85’i veriliyordu. Bu nedenle FETÖ’cü subaylar kolayca kurmay oluyordu. Bizim dönemimizde, sınav öncesi 85 soru önceden verildi. Ancak bir subay arkadaşımız, önceden 85 soru verilmesine rağmen 70 soruyu doğru yanıtladı. Bu duruma çok şaşırmıştık.”

***

20062014 yılları arası askeri okullarda yaşanan “FETÖ işkencelerini” açığa çıkarmak neden önemli?

  1. Bu işkenceler açığa çıktıkça işkenceciler tarafından korunan kollanan “Fetullahçı askeri öğrencilerin” maskesi düşecek.
  2. Bu işkencelere bulaşanların büyük çoğunluğu darbe girişimine katıldı, ceza aldı fakat bir kısmı bu yargılamalardan “renklendirme” gibi yöntemlerle kaçtı. Bunlar ve hiçbir şey olmamış gibi sıvışanlar yakalanacak. Bu dönemdeki tüm “sorumlu sorumsuzlar” hesap verecek.
  3. Güçlü bir askeri okullar sistemi kurmak için yakın geçmişte yaşanan bu “iğrenç olaylardan” önemli dersler çıkarılacak.
veryansıntv