ABD’nin Minneapolis kentinde, George Floyd adlı siyahi bir vatandaşın gözaltına alınırken polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından geniş çaplı protestolar başladı. Binlerce protestocu Floyd'un öldürüldüğü yerde ve Minneapolis Polis Merkezi önünde toplandı. Ellerinde Nefes alamıyoruz" (We can't breathe) yazılı dövizler taşıyan göstericilere polis biber gazı, plastik mermi ve ses bombasıyla karşılık verdi.

Twitter’da da ırkçı olaya tepkiler yükselirken “Nefes alamıyoruz” (We can’t breathe) etiketi açıldı. Sosyal medya paylaşımlarında ‘ellerinde makineli tüfeklerle valilik binalarını basan beyaz vatandaşlara polis müdahale etmezken, her siyahi vatandaşın potansiyel suçlu muamelesi gördüğü’ vurgulandı.

HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE…

George Floyd gözaltına alındığı sırasında yoldan geçen biri tarafından cep telefonuna kaydedilen, kurbanın polis gözetiminde can verişine tanıklık eden görüntülerin sosyal medyada yayılması ülke çapında infiale yol açtı.

Yoldan geçenlerin çektiği ve sosyal medyada paylaşılan video kaydında, beyaz polisin yere yatırdığı 40 yaşını aşkın Floyd'un boynuna dizini basarak beklediği görülüyor. Görüntülerde siyahi adamın, yerde dakikalarca "Lüften, nefes alamıyorum, lütfen" şeklinde yalvardığı, bir süre sonra ise hareketsiz kaldığı, can verdiği yer alıyor.

Etrafta toplanan vatandaşlar, siyahi adamın yalvarmalarına rağmen boynundan dizini çekmeyen polise tepkilerini artırırken, bir süre sonra gelen acil sağlık ekipleri yerde hareketsiz yatan kişiyi ambulansa alarak hastaneye kaldırdı.

George Floyd'un, bir iş yeri sahibinin "sahtecilik" şikayeti üzerine eşkal benzerliği şüphesiyle gözaltına alınmak istendiği kaydedildi.

‘SİYAHİ OLMANIN CEZASI ÖLÜM OLMAMALI’

Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, video görüntüleri üzerine Facebook'tan yaptığı açıklamada, siyahi vatadanşlardan özür dileyerek, "Amerika’da siyahi olmanın cezası, ölüm olmamalı" ifadesini kullandı.

Frey, "5 dakika boyunca beyaz bir polisin dizini, bir siyahi adamın boynuna bastırdığını izledik. 5 dakika. Birinin yardım istediğini duyduğunuzda yardım etmeniz gerekir. Bu polis, en temel insani konuda başarısız oldu” değerlendirmesini paylaştı.

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Minneapolis Emniyet Müdürü Medaria Arradondo da olaya karışan polislerin açığa alındığını aktararak, olayın Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) da katılımıyla incelendiğini kaydetti.

Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Frey, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Floyd’un ölümüne karışan 4 polisin görevlerine son verildiğini duyurarak “Bu doğru bir karar” ifadesini kullandı.

ERIC GARNER VE DAHA NİCESİ…

ABD'nin Minnesota eyaletinin Minneapolis şehrinde George Floyd adlı siyahi vatandaşın gözaltı işlemi sırasında sokak ortasında herkesin gözü önünde polis tarafından vahşice boğularak öldürülmesi, siyahilere yönelik orantısız polis şiddeti ve buna bağlı ırkçılık tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Minneapolis’te yaşanan bu olay, New York'un Staten Island bölgesinde 17 Temmuz 2014'te meydana gelen benzeri Eric Garner olayını hatırlattı.

6 çocuk babası 43 yaşındaki siyahi Amerikalı Garner, sokakta kaçak sigara sattığı gerekçesiyle, New York polisi (NYPD) tarafından boğazı sıkılarak gözaltına alınmaya çalışılmıştı. Defalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvaran ve yere yatırıldıktan sonra fenalaşan Garner, ambulansla hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetmişti.

Olayı soruşturan jüri, Aralık 2014'te Garner'ın boğazını sıkarak ölümüne neden olduğu iddia edilen 33 yaşındaki Daniel Pantaleo'nun yargılanmasına gerek olmadığı yönünde karar vermişti.

Aynı dönemde Missouri Ferguson'da siyahi genç Michael Brown'ı silahla öldüren polise, jüri tarafından takipsizlik kararı verilmesi üzerine sosyal medyada, "Siyahilerin Yaşamları Değerlidir" (BlackLivesMatter) etiketiyle başlatılan paylaşımların ardından ülke genelinde geniş çaplı gösteriler düzenlenmişti.

Eric Garner'ın son sözü "Nefes alamıyorum" (I can't breath) ifadesi, protesto gösterilerinde siyahilere karşı polis şiddetini sembolize eden en önemli sloganlardan biri haline gelmişti.

Öte yandan, aynı tarihlerde Georgia eyaletinde kırsal bölgede koşan 25 yaşındaki bir siyasi vatandaş, herhangi bir suç işlemediği halde, sınırla çevrilmemiş arazilerinden geçtiği gerekçesiyle "yurttaş tevkifi" yapmak isteyen bir baba ve oğlu tarafından takip edilerek pompalı tüfekle öldürülmüştü.

ABD’de her yıl çok sayıda siyahinin polis şiddetiyle hayatını kaybettiği biliniyor.

LEBRON JAMES’TEN SERT TEPKİ

Ünlü basketbolcu LeBron James, George Floyd adlı siyah vatandaşın, gözaltına alınırken polis tarafından boğazına basılarak öldürülmesine tepkisiz kalmadı. Los Angeles Lakers'ın yıldızı LeBron James de yaşananlara Instagram hesabından sert tepki gösterdi. James, 2017 yılında siyah vatandaşlara karşı polis şiddetine tepki çekmek için ABD ulusal marşı esnasında diz çöken ve o günden sonra adeta Amerikan futbol liginden aforoz edilen yıldız Colin Kaepernick’in fotoğrafı ile Floyd’un boynuna dizini bastıran polisin fotoğrafını yan yana koydu. “İşte sebebi” diye yazan James, “Şimdi anlıyor musun? Yoksa senin için hâlâ net değil mi? #UyanıkKal” ifadelerini kullandı.

KORONA DA SİYAHİLERİ VURUYOR

Dünyada salgınının merkezi olan ABD’de sağlık yetkililerinin açıkladığı veriler koronavirüsün en çok yoksul siyahilerin yaşadığı mahalleleri vurduğunu gösteriyor.

Sağlık imkanlarından eşit şekilde yararlanamayan yoksul Afrika kökenli Amerikalıların yaşadığı kentlerde hükümetin önlem almaması sebebiyle virüs hızla yayılıyor. Bu bölgelerde yeterli test yapılmadığı ve test sonuçlarının zamanında gelmediği belirtiliyor. Siyah nüfusun yoğun olduğu New York, New Orleans, Detroit, Milwaukee gibi şehirler koronavirüsün en fazla vurduğu kentler. Bu şehirlerde toplu taşıma kullananların büyük kısmının da siyahi vatandaşlar olduğu kaydedildi.

SAĞLIK BAKANI SİYAHİLERİ SORUMLU TUTTU

ABD Sağlık Bakanı Alex Azar ise daha önce CNN’de çıktığı bir programda ülkedeki korona kaynaklı ölüm sayısının fazla olmasından siyahileri sorumlu tutmuştu. Siyahi kökenli Amerikalıların bağışıklığının düşük olduğunu öne süren Azar, “Altta yatan önemli hastalık sağlık dengesizlikleri ve temel hastalığa eşlik eden bir ya da daha çok bozukluk nedeniyle Afrikalı Amerikalılar başta olmak üzere azınlıklar, toplumlarımızdaki pek çok bireyi risk altına sokuyor” ifadelerini kullanmıştı.

Azar’ın koronavirüs salgınından Afrika kökenli Amerikalıları sorumlu tutan ırkçı yaklaşımı büyük tepki toplamıştı.