Azizi ayrıca İsrail’in Suriye’ye saldırarak yenilgisini telafi etmeye çalıştığını vurguladı.
Körfez ülkelerinin Suriye ile normalleşmesinden, İsrail’in hamlelerine kadar birçok konuda yorum yapan Azizi, AnkaraŞam arasında temasların başladığı ile ilgili iddialar hakkında da konuştu. Azizi, “Ankara ile Şam arasındaki temaslar birkaç ay önce başladı. Bunun nedeni Türkiye’nin bölgedeki gelişmelere ilişkin yanlış politika ve yanlış hesaplamalarını kabul etmesidir.” ifadelerini kullandı. Öte yandan Türkiye’nin, içeride özellikle ekonomik zorluklar ve liranın değer kaybı da dahil olmak üzere önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Azizi, “Türk askerlerinin İdlib’de, Suriye sınırlarında ve gerilim bölgelerinde konuşlandırması da Türkiye’ye mal olan sorunlardan biridir. Bu nedenle politikalarını gözden geçirmesi gerekiyor.” dedi. Bunun bir taktik olduğunu düşündüğünü söyleyen Azizi, “Bu durumun sürdürülebilir olmayacağına inanıyorum.” dedi.
‘İSRAİL ÖZGÜVENİNİ KAZANMAYA ÇALIŞIYOR’
Lübnan, Suriye ve Irak'taki direniş ekseninin, İslami direniş ve Tahran’ın çizgisiyle uyuştuğunu belirten Azizi, “Dolayısıyla Suriye, Lübnan, Irak ve direniş eksenine yönelik herhangi bir saldırının İran'a yakın gruplara yönelik bir saldırı olarak değerlendirilmesi doğaldır.” dedi. İsrail’in Suriye veya Lübnan ile işi olmadığı ve bu saldırıları İran müdahale ettiği için yapıyormuş gibi davranmaya çalıştığını söyleyen Azizi, “Ancak böyle bir şey yok. Bu saldırının temelde Suriye veya İran’a yakın gruplarla ya da bu tür şeylerle ilgisi yok. Siyonist rejim bu tür saldırılarla kamuoyunu kendi iç sorunlarından saptırarak Yahudi cemaatinin güvenini sağlamaya çalışıyor. Onlar bu tür saldırılarla Hizbullah ve direniş grupları karşısında uğradığı yenilgilerini telafi etmeye ve kaybettiği özgüvenlerini yeniden kazanmaya çalışmaktadır.” ifadelerini kullandı.
‘HESAPLARI YANLIŞ ÇIKTI’
Yapılan hesapların yanlış çıkmasıyla, Körfez ülkelerinin Suriye ile normalleşme adımlarının atıldığını söyleyen Azizi, “Onlar Suriye’nin ilk aylarda çökeceğini düşünmüştü. Trump döneminde Suriye’nin bölünmesi hesabını yapıyorlardı. Biden döneminde Arap ülkelerinin umutları daha arttı. Bu ülkeler bugün geri dönmekten başka seçeneklerinin olmadığı sonucuna varmışlardır. Suriye'nin Arap Birliği'ne yeniden katılması ve Arap ülkelerinin Suriye’ye ile ilişki kurmasını da bazı medya kuruluşları, Arap ülkelerinin geri dönüşü olarak yorumladı. Bütün bunlar onların pişman olduklarını ve bunu mecburen yaptıklarını gösteriyor.” ifadelerini kullandı. Azizi, bunun meydana gelmesinin sebebini, ABD’nin bölgesel politikalarını değiştirmesi, Afganistan’dan çıkması, Türkiye’nin yanlış tutumları ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin Yemen’deki sıkıntıları şeklinde özetledi.
‘ABD VE SUUDİLERE GÜVENİLMEYECEĞİNİ ANLADILAR’
“Tahran, krizleri çözecek her türlü barışçıl çözümü memnuniyetle karşılıyor.” ifadelerini kullanan Azizi, bu tür siyasi süreçlerde ABD’nin engelleme girişimleri olmasına rağmen Tahran’ın rolünün önemli olduğunu söyledi.
BAE’nin Türkiye, İran ve Suriye’ye ziyaretlerinin onların bölgedeki çalkantılı durumdan duyduğu endişelerinden kaynaklandığını söyleyen Azizi, “Onlar Amerikalılara ve Suudilere güvenemeyeceklerini hissettiler. Yemen'de de BAE ve Suudiler arasında anlaşmazlık olduğunu gördük. Öte yandan BAE diğer kozları da kullanmaları gerektiğini düşünüyor. Bu daha ziyade İran ve Suriye için geçerlidir. BAE’nin endişelerinin önemli bir kısmı ABD politikalarının mevcut durumundan kaynaklanıyor. Öte yandan durumun ABDSuudi senaryolarına göre ilerlemediğini düşünüyorlar.” ifadelerini kullandı.