Günlerdir geniş ya da dar, zemin veya en üst kat kira ya da sahibi olduğumuz evlere kapandık.
İmkanlarımız ölçüsünde internetten ve televizyon kanallarından dünyada ve ülkemizde ‘virüs’ belasının nasıl
yaşandığını izliyoruz. Gelen haberlere göre bazen karamsarlığımız, bazen de ümidimiz artıyor. Sağlık araç gereçleri, yetişmiş personel ve teknolojiyi bir tarafa bırakırsak, aslında her milletin gerçek yapısını da bu süreçte gözlemleme şansını yakaladık bana göre ‘insanın ya da adamın hası zor günde belli olur’ diye müthiş bir tespit var ya işte ondan söz ediyorum. Gerçekten de zor zamanlarda kimin ne çapta olduğu kısa zamanda ortaya çıkıyor.
Yine meslek hayatımdan bir örnek vermek istiyorum. Yıllarca terörle mücadelenin ‘çatışma’ gerçeğinin tam göbeğinde bulundum.
Kurslarda veya eğitim dönemlerinde ‘mangalda kül bırakmayanlar’ vardı. Bir başkasını ‘bu adam çelimsiz hem de azıcık korkak galiba’ filan diye çatışma ortamlarında kendisinin en iyi olduğunu ve olacağını pompalamaya çalışanlar vardı. Ama bunların delikanlılığı ilk mermi veya roket patlayana kadardı.
Öyle şeyler yaşadım ki, küçümsenen, ‘bu çelimsizden bir halt olmaz’ denilen aslan Mehmetçiklerin, çatışmalarda büyük kahramanlıklar sergilediklerini gördüm ve bu Mehmetçiklerin sayısı asla azımsanamayacak kadar çoktu. Yani gerçekten de insanın hası zor günde belli oluyor.

Amerika’ da, Fransa’ da, İspanya’ da özellikle Batı dediğimiz medeni(!) dünyada marketler önünde yığılanların birbirlerine girdiklerini, güvenlik görevlilerine saldırdıklarını izliyoruz. İngilizlerin yıllarca etinden sütünden sömürerek ‘medenileştirdik’ diye övündükleri Hindistan’da eli sopalı polislerin dışarıda yakaladıkları herkese sorgusuz sualsiz dayak attıklarına ve eziyet ettiklerine tanık oluyoruz .

Anadolu insanına bakıldığında aynı ortamı dünya ile beraber yaşamamıza rağmen daha sakin ve sabırlı olduğunu görüyoruz. Elbette can sıkan sınırlı sayıda davranış var ama genel anlamda şu anda genetik kodlarımızın etkisindeyiz.

Geçenlerde sosyal medyada bir video izledim. Muhteşemdi. Günebakan bitkisinin devamlı olarak güneşe doğru döndüğünü bilirdim ama kapalı havalarda yani güneşsiz günlerde bu bitkilerin birbirlerine dönerek, enerjilerini paylaşarak ayakta kaldıklarını bilmezdim. Türk Milleti, Anadolu insanı aslında günebakan bitkisi gibi. Hiç abartmıyorum. Şu ana kadar bu bela karşısında gösterdiğimiz dayanışma takdire değer. Sıkıntılarımız yok mu? Olmaz mı. Mesela hâlâ ‘evde sıkılıyorum’ deyip dışarı çıkan var, mesafeli örnekler istisna . Neler görüyorum. Aynı apartmanda oturup da birbirlerini tanımayan nice insan bu dönemde özellikle yaşlı komşularının kapısını çalıp, “ekmek almaya gidiyorum sizin bir ihtiyacınız var mı” diye soruyor.

Polis ve jandarma dışarıda gördüğü 65 yaşın üzerinde vatandaşa “amcacığım, dedeciğim, nineciğim”  diye hitap ediyor, ihtiyaçlarını evine götürüp bırakıyor bir de bu yaptığını tutanağa bağlıyor. Helal olsun sağlık görevlilerine, helal olsun polis jandarmaya, helal olsun Türk Milletine, Anadolu insanına.

Vücut ve ruh sağlığınız yerinde olsun.

veryansıntv