Türkiye’deki durum ortada.

Muhalif olmak yürek, para ve dış destek ister.

Tüm bunlar olsa bile Damokles’in kılıcı tepenizdedir.

Ben ‘demokrat uygar dünya’ veya ‘hür dünya’ denilen yerden söz ediyorum.

Demokrasilerin beşiği Batı hani.

Batı’nın kalbindeki sansürden bahsediyorum.

Bunun en popüler örneği son Trump olayındaydı.

Kongre baskını sonrası sosyal medya koskoca ABD Başkanı’nı sansürledi.

Twitter yani.

Twitter’ın son numarası ne oldu biliyor musunuz?

“NATO’ya olan inancı” zedeledikleri gerekçesiyle 100 hesap kapatıldı.

Biraz sonra kendisinden de söz edeceğimiz Reuters’ınn haberine göre, Twitter yönetimi, “NATO'ya olan inancı baltalayan ve Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği'ni hedef alan anlatıları güçlendirdiği için Rus bağlantılı 100 hesabın kaldırıldığını” bildirdi.

NATO’ya olan iman da nedir yahu?

NATO da malum neoliberalizmin “piyasa” tanrıları gibi kutsal bir varlık mı?

NATO’ya olan inanç kavramı bana Ortaçağ’daki Kilise’nin “Kutsal Haçlı Seferi”ni anımsattı.

Zavallı ruhlarımız yüce kutsal NATO tarafından kurtarılacak ve bu yeni haçlı seferi bizi uhrevi semavi yerlere götürecek!

Papa Pius bugünleri görmeliydi!

Twitter ayrıca, Rusya, Ermenistan ve İran ile bağlantılı olduğu ve ‘platform manipülasyon politikalarını’ ihlal ettiği iddiasıyla 373 hesabı da kapatmıştı.

Geçen sene Şubat ayında Covid 19 patlak verdiğinde de Twitter yine devredeydi.

Hani şu Bill Gates Vakfı’nın Johns Hopkins Üniversitesi bünyesindeki merkezinin Davos Dünya Ekonomik Forumu ile ortak düzenlediği “corona benzeri salgın simülasyonu” olayı vardı ya.

Çin’deki salgının ortaya çıkmasından sadece bir buçuk ay önce yapılan tatbikat, adım adım gerçek olmuştu.

O tatbikatta virüs salgınının dördüncü safhasında, medya ve sosyal medyaya sansür uygulanması öngörülüyordu.

Sözde “Komplo teorileri” yayarak halkın moralini bozan basın kuruluşlarına engelleme getiriliyordu.

İşte Twitter o zaman, muhalif internet sitelerinden Zero Hedge’i hedef almıştı.

Twitter, 1 milyona yakın takipçisi olan Zero Hedge sitesini kaldırıverdi ortamdan.

Neden böyle oldu peki?

Hintli virologların yeni hazırladığı bir bilimsel makalenin özetini yayımladılar çünkü.

BioRxiv isimli tıp sitesinde henüz onaylanmamış bir versiyonu yayımlanan araştırma, Prashant Pradhan, Ashutosh Kumar Pandey, Akhilesh Mishra, Parul Gupta, Praveen Kumar Tripathi, Manoj Balakrishna Menon, James Gomes, Perumal Vivekanandan, Bishwajit Kundu isimli virologların imzasını taşıyordu.

Makale başlığı içeriği anlatıyor: ”Uncanny similarity of unique inserts in the 2019nCoV spike protein to HIV1 gp120 and Gag” (Türkçesi: 2019nCoV proteinindeki özel yerleştirmelerin HIV1 gp120 ve Gag ile esrarengiz benzerliği).

Virologlar özetle, bu yeni corona virüsünde AIDS virüsü HIV1 proteinlerinin bulunmasının normal bir durum olmadığını, bunun doğal yollarla gerçekleşemeyeceğini söylüyordu.

Devamında bu araştırma da yeterince bilimsel olmamakla suçlandı ve o da ortadan kaldırılıverdi.

Sansür virüsle birlikte çoktan başlamıştı yani.

Mesela Google’da arama yaptığınızda pek çok muhalif site, yazı, bilgi ve belgeye ulaşamıyorsunuz artık.

Tırnaklarınızla kazımanız lazım.

Biraz daha geriye gidelim isterseniz şimdi.

Aydınlık gazetesinde yayımlanan 14 Ocak 2019 tarihli yazımdan alıntılıyorum.

O dönem henüz virüs filan yoktu ortada.

Kurulu düzeni bozan Trump’ın seçimleri kazanmasında Rusya ile işbirliği yaptığı suçlamaları vardı.

İşte yazımdaki o kısım:

“Trump karşıtı medya, CNN, New York Times, Washington Post, NBC vs artık son saldırıya geçmeye ve Nixon (Watergate) gibi onu da (Russiagate) indirmeye hazırlanıyor.

Bunun için, Trump’ı dolaylı ya da doğrudan destekleyen güçlü muhalif internet medyasına karşı, Neocon sansür mekanizması hazırlanıyor. Adı da, “Newsguard” (Haber Bekçisi)

Russia Today, Mint press, Zero Hedge, Global Research vs. gibi savaş ve müesses nizam (establishment: Wall Street, Pentagon, Neocon siyasetçi, akademisyen, think tank’ler ve bürokratlar, Petrol karteli, Big tech, Hollywood vs.) karşıtı bağımsız internet siteleri, “yalan haber” yaptıkları gerekçesiyle twitter ve facebooktan (sonrasında her yerden) sansürlenme hazırlığında.

Asıl yalan haberleri yapanlar ise CNN başta tüm Amerikan ana akım medyası.

Rusya’nın seçime müdahalesinden önce, Saddam’ın kitle imha silahları, Kaddafi’nin teröre desteği, Esad’ın kimyasal saldırıları, Çin’in casusluk faaliyetleri gibi binlerce yalan ve manipülatif habere imza attılar.

Amerikalı gazeteci Whitney Web, bu Newsguard planının Neocon işi olduğunu yazdı.

İşin başında da Bush ekibinden İç Güvenlik Eski Bakanı Tom Ridge var. Time Dergisi eski yöneticisi ve Obama dönemi dışişleri kamu diplomasisi müdürü Richard Strengel ve Bush ekibinin CIA Başkanı emekli general Michael Hayden de “Newsguard” ekibindeler.

Buna benzer bir başka oluşum da İngiltere de var.

2015’te yine Rusya’ya karşı psikolojik savaş unsuru olarak oluşturulan “Integrity Initiative” (Tutarlılık Girişimi).

Merkezi İskoçya’da, NATO’cu zengin muhafazakarlar destekliyor.

Bunların hedefinde de, Russia Today ve Sputnik News gibi Rus medyası var.

Kuruluş amacı ise, sözde TrumpPutin seçim komplosunu gerçek gibi göstermek.

Integrity Initiative’in bir başka hedefi de, iktidara yürüyen İngiliz İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn.

Anonymous Avrupa, Integrity Initiative’in yasa dışı para trafiği belgelerini ortaya çıkarttı.

Atlantik Hegemonyasının haber tekelinin kırılması, onları Rusya’nın yeni nesil füzelerinden bile daha çok rahatsız ediyor.    

Oysa artık internet çağında, egemenlerin bilgiyi saklaması, geciktirmesi veya denetlemesi eskisi gibi mümkün olamıyor.

Bunu WikileaksJulian Assange, Anonymous, Edward Snowden örneklerinde yaşadık ve gördük.

Bu gibi bağımsız ve idealist internet korsanları ve internet haber siteleri, artık küresel siyasetin önemli bir unsuru oldu.

Hatta Trump’ın, Neocon’ların adayı Hillary’yi yenip, başkan seçilmesi de belki bu sayede oldu.

İşte şimdi müesses nizam, bunun tekrar olmaması için interneti sansürlemeye hazırlanıyor.”

BBC, REUTERS, BELLINGCAT

Sputnik, CGTN, Russia Today, Sinhua gibi Rus ve Çin medyasını başlık altına, Rus veya Çin devletiyle ilişkilidir diye damgalayan Twitter, her nedense BBC için ‘İngiltere devletinin kuruluşudur’ ibaresinden kaçınıyor.

İşte son haberlere göre BBC denen İngiliz propaganda kanalı, suç üstü yakalandı.

İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın, Rusya ve çevre ülkelerde Moskova karşıtı program yürüttüğü, bu programda Reuters, BBC, Bellingcat'in kilit rol üstlendiğine dair belgeler ortaya döküldü.

Belgeler, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın (Foreign, Commonwealth and Development Office/FCO) Rusya karşıtlığı aşılayan devasa programı finanse ettiği, Rusya'yı zayıflatmaya yönelik bu kampanyada, Britanya merkezli haber ajansı Reuters, Britanya kamu yayın kuruluşu BBC, Britanyalı araştırmacı gazetecilik sitesi Bellingcat'in önemli rol oynadığını ortaya koydu.

Saygın geçinen İngiliz medya kuruluşlarının, devletin Rusya düşmanı programına katılımını gözler önüne seren belgeleri, bağımsız araştırmacı habercilik sitesi The Grayzone derleyip topladı. 

Twitter, The Grayzone'un haberiyle ilgili paylaşımları önce sansürledi. 

Belgelere göre İngiliz devleti emrindeki Reuters ve BBC, Rusya’da rejim değişikliğini teşvik eden ve Rusya'nın Doğu Avrupa ile Orta Asya'daki komşularıyla arasını bozmak üzere bir dizi gizli program yürüttü. 

Kısacası Reuters ve BBC, Rusya'ya karşı gizli enformasyon ve propaganda savaşına katıldı.

Programı yöneten, Dışişleri Bakanlığı’ndaki Karşı Dezenformasyon ve Medya Gelişimi (Counter Disinformation & Media Development/CDMD) masası müdürü, programın hedeflerinden birini, Rus devletinin yakın komşuları üzerindeki nüfuzunu zayıflatmak olarak koydu. 

Programa katılan medya kuruluşları, kısaca 'Konsorsiyum' denilen gizli bir oluşum içinde bir dizi özel istihbarat şirketi çalışanıyla birlikte hareket etti.

Bunlar arasında Suriye hükümetine karşı propaganda savaşında önemli rol oynamış Albany Şirketi de var. 

Reuters ve BBC, İngiltere’nin provokatif amaçları için milyonlarca dolarlık sözleşmelere imza attı. Bakanlığın finanse ettiği geziler, turlar, eğitimlerle Rus gazetecileri etki altına almayı, Rusya ve çevresinde etki ağları kurmayı ve Rusça konuşulan bölgelerde ‘NATO’ya inancı’ teşvik etmek için çalıştılar.

Dünya çapında 15 bin gazeteci çalıştıran ve bunların 400'ünü Rusya'da istihdam eden Reuters'in gözetimindeki eğitim programlarında, Rus gazetecilerde tavır değişikliği ve Britanya ile ilgili olumlu algı değişikliği yaratmak için çalışmalar yapıldı.

Gizli programa Bellingcat, Meduza ve Pussy Riot'ın finanse ettiği Mediazona gibi yüksek profilli online medya kuruluşları da ortak oldu. 

Bellingcat, Makedonya'da NATO yanlısı adayın lehine sonuçlanan 2019 seçimine İngiltere’nin müdahalesinde de rol aldı.

Programın tarafı olan özel istihbarat şirketlerinden Zinc Network (eski adıyla Breakthrough Media), Rusya ve Orta Asya'da YouTuber ağı kurulması, dış finansman kaynağı olarak kayıtlara geçmeksizin uluslararası ödemeler yapılması ve alınmasını, Rusya içindeki  hükümet karşıtı protestolara içerik sağladı. 

The Grayzone, belgelerin 2020'de Belarus'ta düzenlenen protestolarda İngiltere gibi NATO üyesi ülkelerin etkisine, Rusya’daki ırkçı muhalif Aleksey Navalnıy yanlısı protestolara da ışık tuttuğunu bildirdi.

Sızan belgeler, dünyanın en büyük ve en prestijlisi olma iddiasındaki Reuters ve BBC'ye ciddi gölge  düşürdü.

Bu saygın! kuruluşlar, para karşılığı İngiltere veya NATO’nun istihbarat maşaları olarak hareket etmişlerdi.

İngiltere Çin’e karşı da benzer bir hamle yaptı.

Çin’in uluslararası yayın yapan televizyonu CGTN’yi yasakladı.

Ama ‘özgür’ dünya, bu sansürü de sansürledi!

Sonrasında misilleme yapan Çin’in BBC’yi yasakladığı haberleri köpürtüldü.

Sansürcü yine Çin olmuştu!

İngiltere’nin yayın organlarını düzenleyen devlet kurumu Ofcom (İletişim Ofisi), 4 Şubat 2021’de Çin'in İngilizce yayın yapan TV kanalı CGTN'nin yayın lisansını iptal etti. Birkaç saat içinde, CGTN’nin İngiltere'deki yayını durduruldu. Bir hafta sonra da “lisansı olmadığı” gerekçesiyle CGTN’nin Almanya’daki yayını durduruldu.

12 Şubat sabahı erken saatlerde Çin, BBC World News'un Çin'de yayınlanmasını engellediğini ve lisansını bir yıllığına iptal ettiğini duyurdu. Devlet Radyo ve Televizyon Kurumu açıklamasında, “BBC’nin ısrarla sürdürdüğü ideolojik, önyargılı ve gündem odaklı haberciliği artık güvenilir bir haber kuruluşunun statüsüne uymuyor” denildi.

BBC son dönemde sabıkalı yalancı Adrian Zenz isimli Amerikalı istihbaratçı’nın uydurma raporlarına dayanarak Uygur bölgesinde insan hakları ihlalleri yapıldığı haberlerini yayıyordu.

Hatta bu haberler o kadar ileriye götürüldü ki, Çin Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygurlara Soykırım uyguluyordu!

Ben 2017’de oradaydım, Uygurlarla görüştük, gezdik.

Okullara gittik, köylere gittik.

Uygur yöneticilerle konuştuk.

Soykırım filan yoktu. Hatta Uygurca resmi dildi.

Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında yapılan yatırımlar ise yüz milyar doları buluyordu.

Oradaki iki sorun şuydu: CIA ve MI6’in kullandığı köktendinci Uygurlar, ki bunların önemli bir kısmı şu an İdlib’de.

İkincisi ise bölgedeki kalkınmaya paralel olarak Sincian’a gelen ve yerleşen çok sayıda etnik Han Çinlileri.

Yani orada bir sorundan söz edilecekse bu en iddialı tabirle, asimilasyon olabilir.

ABD himayesindeki en zengin Uygur olan Rabia Kadir’in (Çin basını daha yeni Kadir’in akrabalarını haberleştirdi. Hepsi mutlu mesut yaşıyorlar Çin’de) alet edildiği CIA yalanı ‘Soykırım’ filan kesinlikle yok, aksine Çinlilere tek çocuk politikası uygulanırken Uygurlar bundan muaf tutuldu.

Zaten Uygurlar Çin’de genel olarak okumuş, aydın bir kesim.

Kaşgar ve Turfan’da aşırı dincilik vardı o da ağırlıklı olarak Çin hükümetinin yanlış Arap alfabesi politikasından kaynaklıydı.

O Urumçi pazarında başı açık satıcı kadınlara kezzap atan Arap etkisindeki köktendinci kesimler, meşhur meslek fabrikalarında siyasal eğitim (beyin yıkama) işlemine tabi tutuluyorlar.

Bu da bir sorun tabii.

Konuyu dağıttık mevzuya dönelim.

CNN gibi BBC de Batı’nın dezenformasyon ve propaganda silahı.

Amerikalı AP gibi İngiliz Reuters de aynı görevi ifa ediyor.

Rus ve Çin devlet ajansları ise bürokratik yapılarıyla hep savunmadalar.

Zaten küresel iletişimde kamuoyu oluşturmakta çok etkili olan sosyal medya dünyası halen batının elinde.

Benim Rusya ve Çin’e naçizane tavsiyem, devlet kanallarıyla değil, yerel ortaklıklarla girin işe.

NATO, ABD ve AB açık tehdidi altındaki Türkiye’de mevzuat müsait.

Bizdeki 100 medya kuruluşunun 99’u yandaşsa, aynı zamanda Amerikan yanlısı.

Hatta muhalif gözüken çoğu medya kuruluşu da Batı muhibbi.

Neden?

BBC belgelerindeki gibi parayı takip edin görürsünüz.

KAYNAKLAR:

https://www.reuters.com/article/ustwittercontent/twitterremoveshundredsofaccountsitsaysarelinkedtoiranrussiaarmeniaidUSKBN2AN1WW

https://www.aydinlik.com.tr/kendisihimmetemuhtacbirdedehuseyinvodinalikoseyazilariocak2019

https://thegrayzone.com/2021/02/20/reutersbbcukforeignofficerussianmedia/

https://rest.aydinlik.com.tr/ifadeozgurlugununbesigicinisansurledi2337981#3