Türkiye’nin Filistin politikası ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları sonrası Türkiye’de suikastlar gerçekleştireceğini açıklayan İsrail’in maşaları devreye sokulmuş görünüyor.

Özellikle, Netanyahu’nun oğlu Yair Netanyahu’nun, “Free Kurdistan” mesajı yanında bayrak görseli paylaşması sonrası, Irak’taki Barzaniciler ile Türkiye’deki uzantıları ve terör örgütü PKK unsurları harekete geçmiş görünüyor. İkisinin de ortak noktası ise bir zamanlar üzerinde pek anlaşamadıkları, devlete karşı ayaklandığı için 1925 yılında idam edilen vatan haini Şeyh Said.

PKK ELEBAŞI: ŞEYH SAİD’İ KULLANDILAR

Emperyalist ABD’nin maşası bölücü PKK terör örgütü elebaşı Öcalan, 2009’daki avukat görüşmesinde, 1925 yılında İngilizlerin maşası olarak bölücülük yapmaya kalkışan Şeyh Said için şunları söylemişti: “Mustafa Kemal, İngiliz oyunlarını kısmen de olsa çözmüştü. İngilizler kendi politikaları için Türkiye’de Kürtleri devletin önüne attılar. Bunlar hep böyle yaptılar. Şeyh Said’i kullandılar. Şeyh Said’i kullanarak Musul ve Kerkük’ü aldılar, bu şekilde Mustafa Kemal’e de Kürtlere yönelme yolunu açtılar. İngiltere bu şekilde Şeyh Said üzerinden politika geliştirdi.” (28.08.2009 ANF)

Güldüğünüzü biliyorum; bunu ABD’nin kullandığı terörist PKK’nın elebaşı bir başka bölücü olan Şeyh Said için söyledi.

İlginçtir, bugün ABD’nin maşası olan PKK terör örgütü ve TBMM’deki temsilcisi YSP/HEDEP/DEM temsilcileri 100 yıl önce İngilizlerin işbirlikçisi olarak ayaklanan Şeyh Said’e sahip çıkıyor. Aralarındaki farklara rağmen ikisinin iki ortak özelliği var; Birinin “bölücü”, diğerinin “emperyalistlerin maşası” olması...

Bugün, daha çok Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren PKK terör örgütünün ABD’nin paralı uşağı olduğunu, ABD’nin emperyalist amaçları için kullandığı bir maşa olduğunu herkes görüyor.

TORUNU: HEDEFİ KÜRTİSLAM DEVLETİYDİ

Peki 13 Şubat 1925’te isyana kalkışan Şeyh Said’in amacı neydi?

Bu soruya bazılarının verdiği tepki gerçekten şaşırtıcı; Şeyh Said’i neredeyse İslam halifesi yerine koyacak kadar aklını yitirmiş, tek derdinin dini hassasiyetler olduğunu söyleyecek kadar kendini kaybetmiş kişiler de var. Şeyh Said’in amacını, hakkında üç cilt kitap yazan ailesinin temsilcisi Refah ve Fazilet partilerinden Erzurum milletvekilliği yapan torunu Abdulillah Fırat’ın 2022 yılındaki bir toplantıdaki açıklamasından aktarayım: “Şeyh Said’in hayali Kürdistan İslam Devleti idi.

HADSİZ KIYASLAMA

Konuşmasında, emperyalistlerin Türkiye’yi böyle planlarına karşı Kurtuluş Savaşı’nı başlatıp bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk ile İngiliz emperyalistlerin Ortadoğu’yu bölme planlarının küçük ve sıradan piyonlarından birisi olan Şeyh Said’i karşılaştıran Fırat, “Türkler için Atatürk’ün kıymeti ne ise Kürtler için de Şeyh aynı kıymet ve öneme sahip” demiş. Bu gülünç ve hadsiz karşılaştırmayı yaptıktan sonra, Şeyh Said’in “bağımsız bir Kürdistan” ideali olup olmadığı şeklindeki soru üzerine “Şeyh Said ırkçı değildi ancak elbette bağımsız bir Kürdistan İslam Devleti hayali ve arzusu vardı” diye cevap vermiş.

Bu cümleler onu idama götüren İstiklal Mahkemesi kararından ya da ona düşman birisinin iftiralarından değil. Bu sözler, Şeyh Said’in torunu ve ailenin temsilcilerinden Abdulillah Fırat’ın geçen yıl 26 Şubat’ta İstanbul’da İsmail Beşikçi Vakfı salonunda düzenlenen paneldeki konuşmasından. Alıntıyı yaptığım internet sitesi de Irak’ta bölgesel Kürt yönetimine bağlı Rudaw isimli internet sitesi. Şeyh Said’in vatana ihanetine İslam’ın adını kullanarak dini gerekçeler uydurmaya çalışanları da ibretle izliyorum.

ŞEYH SAİD’İN MARKSİST KATİBİ

Öte yandan torunlarının kafası, Şeyh Said’in ayaklanmasının dini olup olmaması konusunda karışık anlaşılan. Çünkü, Abdülillah FıratŞeyh Said’in amacının “Kürt İslam devleti” olduğunu söylese de, Şeyh Said Derneği Başkanı olan diğer torunu Kasım Fırat ise 13 Şubat 2021’de yine Rudaw isimli Barzanici internet sitesinde yer alan açıklamasında, “Şeyh Said isyanı dini değildi” diyerek açıklama getirmişti.

Hatta Şeyh Said’in yanındaki isimlerden Doktor Fuat’ın “nasyonalist”, katipliğini yapan en yakınındaki isim olan Fehmi Bilal’in “MarksistLeninist” olduğunu söylemişti. Görüş farkı olsa da birleştikleri şey, Şeyh Said’in emperyalistlerin desteği ile bir Kürt devleti kurmak üzere ayaklanmış olmasıydı.

BÖLÜCÜLÜĞE TARİHİ REFERANS

Aynı amaç bugün onları PKK terör örgütü ve siyasi uzantıları ile yan yana getirdi. PKK ve uzantıları ABD ve Avrupa ülkelerinin desteğine rağmen isimleri “terör” listesinde olduğu için ne silahla ne de siyasetle amaçlarına ulaşabiliyor. “Bölücü” rolleri oynamak için toplumun içinde adı geçen tarihi referansa ihtiyaçları var. Bunun için buldukları kişi de 1925 yılında amacı sözde “Kürt İslam devleti” kurmak olan vatan haini Şeyh Said oldu.

Başlarda dini kimliği önde olan bölücü Şeyh Said yanlıları ile MarksistLeninist bölücü PKK terör örgütü çok anlaşamazdı. Ama son yıllarda özellikle İsrail ve MOSSAD’ın kuklası Barzani yönetiminin Kuzey Irak’ta ABD desteğiyle ulaştığı konum, ihtilaflara hatta bazen çatışmalara rağmen onları bir araya getirdi. Artık patron aynı amaç aynıydı.

İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı Gazze işgali ve soykırımı bizi bugün bu tartışmalara getirdi.

Tekrar etmek gerekirse; Türkiye’nin Filistin politikasından rahatsız olan İsrail Başbakanı Netanyahu’nun istihbarat örgütü MOSSAD’ın Türkiye’de suikastlar gerçekleştireceği açıklamaları, oğlu Yair Netanyahu’nun “Free Kurdistan” sloganıyla Barzani yönetimi bayrağını paylaşması MOSSAD kuklalarını harekete geçirdi.

İsrail Başbakanı Gazze kasabı Netanyahu’nun 2014 ve 2017’de Irak’taki Barzani yönetimine 2019’da da Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PKK/KCKPYD/YPG’ye destek açıklamaları sonrası bunlar beklenirdi. Nitekim, Türkiye’nin tutumundan rahatsız olan katliamcı İsrail’in kuklaları Türkiye içinde de harekete geçti. Bazı yerlere bölücülerin posterlerini asıyorlar. 17 Aralık, Irak’taki Barzani yönetiminin “Bayrak Günü”...

Türkiye içindeki elemanları bakalım neler yapacak?

Hürriyet