Suriye’de savaşın sona yaklaşmasıyla birlikte gözler ülkedeki yabancı militanların varlığına çevrildi. ABD merkezli The Jamestown Foundation, Suriye’deki Uygur savaşçıların yakın zamanda Çin’in ulusal güvenliğini tehdit edeceğini ileri sürdü. ‘Uygur savaşçıların geri dönüşü ve Çin’in ulusal güvenlik açmazı’ başlığını taşıyan raporda, el Kaide bağlantılı Türkistan İslam Partisi ve Doğu Türkistan İslam Hareketi’nin varlığı masaya yatırıldı.
İdlib başta olmak üzere Suriye genelinde 20 bine yakın Uygur savaşçı olduğunu belirten Amerikalı kurum, militanların asıl hedefinin askeri deneyim kazanarak ülkelerine dönmek olduğunu dile getirdi. Kırgızistan’daki Çin elçiliğine yapılan saldırıyı anımsatan Jamestown Foundation “Saldırı el Kaide lideri Ayman el Zevahiri’nin Uygurlara çağrı yapmasından üç ay sonra düzenlendi” diye yazdı. Uygurların IŞİD içinde de yoğun olarak yer aldığını ifade eden kurum, örgütün Çince propaganda yaptığına dikkat çekti.
DİNİ MOTİFLER ÖNE ÇIKACAK
ABD istihbaratına yakınlığı ile bilinen Jamestown Foundation, raporun ilerleyen bölümlerinde ise gelenekesel Uygur ayrılıkçılığında dini motiflerin öne çıkacağını yazdı. Pekin yönetiminin teröre karşı aldığı önlemleri eleştiren kurum şunları kaydetti:
“Çok sayıda Uygurun Suriye’ye savaşmak için gittiği bilinmesine rağmen, bunların kaç tanesi hala hayatta ve kaçının Çin’e geri döneceği henüz bilinmemekte. Geri dönenlerin çoğu tutuklanabilir ve hapsedilebilir. Bununla birlikte, Orta Asya üzerinden Şincan’a geri dönme potansiyelleri hala var. Bu kişiler döndüklerinde Uygur saldırılarının ayrılıkçı ideolojisine meydan okuyacak İslamcı bir anlatı ve motivasyonu beraberinde getirebilir. Açık olmak gerekirse, Çin açık bir savaşta binlerce savaşçıyla karşı karşıya gelmiyor. Bunun yerine militanlar güvenlik çatlaklarından yararlanarak kendi topluluklarına sızabilirler. Bu kişiler geri döndüklerinde topluluğa liderlik, teknik ve taktik bilgi sağlayıp radikalleşme yöntemlerini tanıtarak güçlü bir çarpan haline gelebilir.
Geçmişteki önlemler tehdidi tam olarak ele almamıştır ve muhtemelen gelişen bir tehdide karşı da yeterli olmayacaktır. Toplum üyelerinin güvenlik ajanları olarak kullanılması savaşçıları tespit etmede etkili olabilir. Acak bu yöntem Şincan’daki terörizmin yeni yüzünü motive eden dini alt yapıya karşı çok az şey yapabilir. Baskıcı önlemler göz önüne alındığında Pekin’in yeniden bütünleşmeyi, toplum bağlarını ve din eğitimini teşvik eden daha yumuşak bir yaklaşmı benimsemesi olası gözükmüyor.”
BATI MEDYASI ÇARPITIYOR
Pekin yönetimi yaptığı son açıklamada aşırılıkçılığın Batı tarafından desteklendiğini vurgulayarak ülkede alınan önlemlerin bilinçli olarak çarptıldığını ifade etti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang, Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde uyguladığı terörle mücadele tedbirlerini bazı yabancı medya organlarının maksatlı olarak karaladığını kaydetti.
Lu Kang, “Bazı Çin karşıtı güçler, siyasi amaçla Çin’e asılsız suçlamalarda bulunuyor. Bazı yabancı medya kuruluşları da gerçekleri çarpıtarak bunları haberleştiriyor ve Çin’in Şincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki terör ve suçla mücadele tedbirlerini maksatlı olarak karalıyor” ifadesini kullandı.
Şincan halkının genel durumunun istikrarlı ve ekonomik büyüme eğiliminin olumlu seyrettiğine, etnik grupların uyum içinde bir arada yaşadığına işaret eden sözcü, gerçekleri çarpıtan ve karalayan tüm girişimlerin sonuçsuz kalacağını vurguladı.