İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı bir televizyon programında İBB'deki terörle iltisaklı personel çalıştırıldığı iddiası ile yürütülen soruşturmaya ilişkin yaptığı açıklamayı yalanladı. İçişleri Bakanlığı açıklamasında, İBB ve belediye şirketlerinde ilk defa işe alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sürecinin gereği gibi işletilmediği belirtildi.

İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı bir televizyon programındaki beyanları üzerine yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın katıldığı bir televizyon programında; İstanbul Büyükşehir Belediyesinde terörle iltisaklı personel çalıştırıldığı iddiası ile ilgili olarak Bakanlığımızca 3 aydır soruşturma yürütüldüğü, bu soruşturma sebebiyle 86 bin Belediye çalışanının zan altında bırakıldığı, gelinen nokta itibariyle müfettişlerin sadece 8 iltisaklı personel tespit edebildikleri ve soruşturmanın boş çıktığı, halen Belediye’de 80 müfettişin çalıştığı şeklinde gerçeği yansıtmayan beyan ve açıklamalarda bulunduğu anlaşılmıştır. Bakanlık Makamının 20 Aralık 2021 tarihli onayı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 2019 yılından itibaren yapılan personel, ihale ve işyeri ruhsatlarına ilişkin özel teftiş başlatılmıştır. Bu kapsamda mülkiye ve ticaret müfettişleri ile Hazine ve Maliye uzmanından müteşekkil 8 kişilik bir denetim ekibi görevlendirilmiştir." denildi.

'MÜFETTİŞ İNCELEMESİ BAŞLADIKTAN SONRA APAR TOPAR YAPILDI'

Bu kapsamda incelenen konulardan birisinin de personel işlerine ilişkin olduğu kaydedilen açıklamada, "Personele ilişkin incelemenin amacı ise; personelin işe alım süreçleri, bunların güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmalarının yaptırılıp yaptırılmadığını belirlemek, bunlar arasında terör örgütleri ile iltisaklı ve irtibatı bulunan kişilerin sayısını tam olarak tespit etmek ve mevzuatın emrettiği hukuki süreci işletmektir. Bu zamana kadar yapılan çalışmalar kapsamında; müfettişler tarafından İBB, İETT, İSKİ ve Belediye şirketlerinde ilk defa işe alınan kişi sayısı ile bu kişiler hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılıp yaptırılmadığına ilişkin bilgiler Belediyenin ilgili birimlerden temin edilmiş; daha sonra bu veriler SGK verileri ile karşılaştırılmıştır. Bu listeler emniyet ve adli birimlere gönderilerek, kaç personel hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırıldığı, kaç personel hakkında yaptırılmadığı belirlenmiştir. Gelinen aşamada ilk defa işe alımlarda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sürecinin gereği gibi işletilmediği anlaşılmıştır. Büyükşehir Belediyesince birçok personel hakkında hiç güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması talebinde bulunulmadığı, bazı kişiler hakkındaki talebin ise müfettiş incelemesi başladıktan sonra apar topar yapıldığı anlaşılmıştır." ifadelerine yer verildi.

'YAPILAN İNCELEMENİN ÇALIŞANLARIN TAMAMIYLA İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR'

"İstihdam edilen kişiler arasında Emniyet birimlerimizce 'suç veya istihbarat kaydı' bulunduğu bildirilen kişiler de mevcuttur." bilgisi paylaşılan açıklamada, "Hatta bu kişiler arasında hakkında terör sebebiyle adli soruşturma yapılmış, Anayasal düzene karşı işlenen suçlar ve terör suçları sebebiyle mahkumiyet kararı almış kişiler de bulunmaktadır. İBB Başkanı tarafından müfettişler sadece 8 kişi bulabildiler şeklinde dile getirilen husus tamamen gerçek dışıdır. Bu kişiler daha müfettişler çalışmaya başlamadan önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Din Alimleri Yardımlaşma Derneği (DİAYDER) hakkındaki soruşturmada isimleri geçen ve dernek ile bağlantılı olarak İBB şirketlerinde işe alındığı ve soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra işten çıkartıldıkları anlaşılan kişilerdir. İddia edildiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 86 bin çalışanını zan altında bırakacak hiçbir durum söz konu değildir. Çünkü yapılan incelemenin çalışanların tamamıyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yapılan çalışmanın esası bu dönemde işe alınanlardan adli sicil kaydı ile emniyet birimlerinde arşiv kaydı bulunanların belirlenmesi ve Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilmemiş olan hukuki sürecin işletilmesidir." değerlendirmelerine yer verildi.

'23 MÜFETTİŞ GÖREV YAPIYOR'

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde halen 80 müfettişin çalışmakta olduğu iddiasının da gerçeği yansıtmadığı ifade edilen açıklamada şu bilgiler paylaşıldı:

"5 Nisan 2022 tarihi itibariyle İBB ve bağlı kuruluşlarında aktif olarak 23 müfettiş görev yapmaktadır. Bunlardan 8’i personel, ihale işlerinin özel teftişinde görevlidir. Diğer müfettişlerin tamamı şikayetler üzerine araştırma ve ön inceleme yürütmektedirler. Araştırma ve ön inceleme gibi görevlerin tamamen Teftiş Kurulunun inisiyatifi dışında şikayet ve ihbar mekanizması üzerine başlayan bir süreç olduğu izahtan varestedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın müfettişler tarafından halen çalışma yürütülen bir konuda televizyonlarda kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarda bulunmasının devam eden görevi etkileme amacını taşıdığı da aşikardır."

İMAMOĞLU: CUMHURBAŞKANI ADAYIM KEMAL KILIÇDAROĞLU

Fox Tv'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına ilişkin görüşlerini açıkladı. İmamoğlu, adayının CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu olduğunu belirtti. İmamoğlu şunları söyledi:

“Tabii ki Türkiye'nin önünde bir süreç var. 6 siyasi parti bir masaya oturmuş, ülke geleceği adına karar verecek. Ve meşakkatli bir yol. İlk defa denenen bir sistem. Kolay bir iş değil. Yani çok tehlikelerle dolu, virajlarla dolu. Ve günün sonunda en doğru kararı vermek durumundalar. Peki biz uzaktan mı izleyeeğiz? Asla. Ben İBB Başkanıyım. Yani halkın Türkiye'de dörtte birinin yaşadığı bir kentte var olan Ekrem İmamoğlu elbette ki bu sürecin teminatı olmak zorundadır. En fazla çalışan olmak zorundadır. İstanbul'da ortaya koyacağı başarıyla en fazla motivasyonu sağlayacak kişilerin başında gelmelidir. Ülkeye anlatırken 'Evet biz Millet İttifakı olarak, İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Mersin'de başardık, Türkiye'de başaracağız.' demelidir. Bu sorumluluğun farkıdayız. Dolayısıtyla 6 lider en doğru kararı vermek durumundadır. Bu zor yolculuğu çok iyi tasarlamak zorundadır. Biz de bu doğru kararın tabiri caizse neferi gibi çalışmak zorundayız. Bunu söyeleyelim ki insanlar bakış açımızı anlasın. Her CHP'linin, ki ben de CHP'liyim, Cumhurbaşkanı adayı kendi partisinin genel başkanıdır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Benim de adayımdır.”