HDP'lilerin iftiralarına tek tek yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Van Çatak'ta iki köylünün helikopterden atıldığı iddiaları ile Kemal Kurkut olayına ilişkin HDP'lilerin yalanlarını tokat gibi yüzlerine vurdu.

Soylu'nun konuşması şöyle:

KEMAL KURKUT'UN ELİNDE BIÇAK VARDI

2015 yılında Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda DEAŞ teröristleri olarak bildiğimiz teröristler HDP'nin mitingine saldırmışlar ve 4 kişi hayatını kaybetmiş, onlarca kişi yaralanmıştır, bunlar içerisinde güvenlik güçleri de var. 2015'de yine gar patlaması oldu, onlarca kişi hayatını kaybetti. 21 mart 2017'de Diyarbakır'da bir nevruz kutlamasında polisin güvenlik çemberinden üstü çıplak bir vaziyette elinde bıçakla atlayarak, kalabalığa doğru koşan Kemal Kurkut'a polis 'dur' diyor. 'Ben kendimi patlatacağım' ifade bu. Giderken bir önceki olaylarda güvenlik güçlerimizin bu konuda tedbir almasını gerektirdiğinden dolayı onun dur ihtarından sonra durmadığı için, kalabalığa ve topluluğa herhangi bir zarar verebileceği düşünülerek etkisiz hale getiriyorlar, sonra da hastanede hayatını kaybediyor.

Siz kendi sözlerini hatırlayacaksınız, 2015'te ki olayda hem nevruzda hem de gar patlamasında 'bunun katili devlettir, devlet bu işi engellemedi diyenler' bugünde Kemal Kurkut'un orada elinde bıçakla topluluğun üzerine bıçakla koştuğunu söylemiyor. Pantolonunun altında ne var bilmiyoruz.

BİR BUÇUK KİLO PATLAYICI ÇIKTI

Sadece şunu anlatıyım dün biz Viranşehir'de Mardin sınırında kökenini DEAŞ'lı bildiğimiz ama PKK ve PYD tarafından satın alınarak ve etrafındaki aileler rehin alınarak sınırımızdan sokulup bir buçuk kilogram patlayıcıyı pantolonunun içerisinde saklayan bir teröristi etkisiz hale getirdik. Yani sırtı çıplak diye pantolonunda kimsenin bombayla oraya gelmek, HDP mitingini korumak için orada herhangi bir provokasyona izin vermemek için gerekli tedbiri aldı. Bu tedbiri defalarca alırız bizim görevimiz budur.

VAN ÇATAK'TAKİLER TERÖRİSTTİ

İkincisi Van Çatak olayı. 11 Eylül tarihinde bunu anlattım size sesinizi çıkarmadınız. Biz 11 eylülde bir operasyon yaptık. 11 eylüldeki operasyonda 3 vatan evladımız şehit oldu. Bunlardan bir tanesi yüzbaşı Mahmut, bir tanesi uzman çavuş Sezer, bir tanesi de Yusuf Uyar, peki neden şehit oldu bunlar. Allahtan insansız hava aracı var. Bütün operasyon insansız hava aracı ile birlikte kayıt altında. Kayıtları da bende isteyen olursa izletirim. Osman Şiban'ın evi burada, 23 kişi geliyor 21.00 sıralarında ve insansız hava aracı ile takip ediliyor. Eve giren teröristlerden bir tanesi Apo'nun Murat Karayılan'ın Duran Kalkan'ın en yakın arkadaşı. Kırmızı listedeki Vahdettin Karabay ve Osman Şivan'ın evinden çıktıktan sonra doğru mağaraya doğru gidiyorlar. Sonra biz TSK'dan uçakları istiyoruz ve F16'larla birlikte , kayalıklar içerisinde 3 teröristi etkisiz hale getiriyoruz. Sonra bu kayalıklarda bu 3 teröristten bir tanesi ölmüyor. Kahraman yüzbaşı Mahmut kayalığın içine giriyor.

KANDİL'DE BİNLERCE ÇOCUK TACİZE, TECAVÜZE UĞRUYOR

Milletin bütçesinin görüşüldüğü Meclis'te terör örgütü yöneticiliği ve teröre destek vermekten cezaevinde yatan teröristleri "siyasi suçlu" olarak niteleyen HDP'lilere cevabı ise AK Parti ve MHP'li milletvekilleri verdi.

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, 83 milyonu bir arada tutan değerleri muhafaza etmek için tüm kesimlerin terörle arasına mesafe koyması gerektiğini belirterek, "Siyasi tutsak ne demek, bu ülkede kimse farklı prangalar kisveler adı altında cezaevinde tutulmuyor. Bu ülkede eğer terör eylemlerinin içine girersen orada bu ülkenin hukuk nizamını görürsün. Hukukun üstünlüğü bugün bütün demokratik ülkelerde hakimdir. Buna herkes saygı duyacak. Kürt düşmanlığı diyorlar, Kürt düşmanlığını burada PKK ve PKK'lılar arasında çizgi çekemeyenlerden başka yapan kimse yoktur. Hastalığa ve sokağa rağmen Diyarbakır anneleri ne diyor, 'HDP ciğerimi benden kopardı. 7 yıldır evlat acısı çekiyorum, kızımı almadan buradan kalkmam' diyor. Kandil'de binlerce kişinin çocuk yaşta tacize ve tecavüze uğradığını biliyoruz. Kayyum ile ilgili Kandile yardım gönderen belediye başkanları vardı. Erzak yardımı yapanlar, lojistik destek verenler, enkazlar çukurlar kazanlar, elbette herkes hukukun emrettiği sınırlar içine girmek zorundadır" dedi.