İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk televizyonunda Kübra PAr'ın moderatörlüğünü yaptığı 'Açık ve Net' programında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.

Soylu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Çocukluğumdan itibaren siyasetin içindeyim. 1980 darbesi ve öncesini gördüm. Babam Adalet Partisi'nde siyasetçiydi. Evden çıkarken bodrum katımıza bomba konulup konulmadığını kontrol ederek çıkardık.

Siyaset ve demokrasi bize şunu öğretti. Tam da Yunus Emre'nin ifade ettiği gibi, "ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün"

Bizim neslimizin, bizden sonraki nesle borcu var. Yaşadıklarımızı onlara aksettirmeden, gelecek nesillere huzurlu bir Türkiye bırakabilmek.


SEDAT PEKER'İN İDDİALARI

Bu olaylar başlayınca şunu söyleyebilirdik, "bir organize suç liderinin ve nereden geldiği belli olan birisinin iddialarının hepsi saçmalıktır" deyip kenarda durabilirdik. Dikkat ederseniz birinci ve ikinci videoda şahsımla alakalı bir şey de yok. Ben İçişleri Bakanıyım. İstihbaratımızda binlerce elemanımız var.

Baktım ki bir eleman bir sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları ve iftiraları tamamen boş olsa da devleti hedef alıyor ve vesayet ortaya koyamaya çalışıyor. Ve bir sessizlik hakim.

Terör örgütlerine ciddi darbeler vurduk. Uyuşturucuyla mücadelede cumhuriyet tarihinin an büyük operasyonlarını yapıyoruz. FETÖ ile mücadele ediyoruz. DAEŞ orada. Birileri sanki son kaleyi kaptırmamak için bir hamle yapıyorlar.

Yıl 2015, ben AK Parti Genel Başkan Yardımcısı iken 7 Haziran seçimleri gelmeden önce yapılan değerlendirme toplantısında Davutoğlu'nun ağzından "Biz BDP ile anayasa yapabiliriz" diye bir cümle geçti ağzından.



'AK PARTİ ÖRGÜTLERİYLE PEKER ARASINDA BİR İLİŞKİ VAR DEMEYİ KABUL ETMEM'

Bugünkü gibi hatırlıyorum, ilk MYK toplantısında Ali Babacan şunu söyledi, "hiç bu işlere bakmamalıyız, ekonomiyi ayakta tutmalıyız". Hükümet gitmiş. Dedim ki, bizim sorunumuz bu değil, bizim sorunumuz demokrasiyi ayakta tutmak. Kasımda tekrar seçim oldu.

Burada hedef Türkiye. Çok basit bir operasyon var; Türkiye'de bugün siyasal istikrarı nasıl sağlıyor? İçeride bir problem gözükmüyor. Dün Cudi'de, Cudi Tenis Turnuvası yapıldı. Kimle sağlıyor? MHP ile Meclis'teki işbirliği ile. Tartışılmayacak siyasi üstünlük var. Başkanlık hükümet sistemi var. Siyasi istikrarsızlık yok. Peki ne yapmak lazım? Terörden bir şey yapılıyor mu? Hepimiz terörü unuttuk. Sultanahmet, Dolmabahçe, Ankara saldırıları, Gaziantep'e kadar DEAŞ, PKK her şey. Her gün bir bombanın patladığı, İstanbul'da kapanmayı göze alan alışveriş merkezleri vardı.

AK Parti örgütleriyle Sedat Peker arasında bir ilişki var demeyi kabul etmem. Bir organize suç örgütü liderinin ipe sapa gelmez iddiaları kabul edersek İçişleri Bakanı'nı da yargılarız.


'ESKİ TÜRKİYE'NİN KALINTILARINI TEMİZLEMEYE BAŞLADIK, BİRİLERİ DEVREYE GİRDİ'

Burada öznelikle benim alakam yok. Ben olayın tamamen fotoğrafını görüp, eski Türkiye'nin sol kalıntılarını süpürmeye geldiği andan itibaren birileri devreye girdiler. Özel Harp ne zaman kuruldu? Parasını kim verdi? Bunu rahmetli Ecevit söyledi. 67 Eylül olaylarını kontrgerilla örgütledi. Paşa kitapta 'biz yaptık' diyor. Sabri Yirmibeşoğlu. Bugünün işi mi? Erhan Tuncel ile Sedat Peker'i kim ortak yapar? Bu sorunun cevabını bana verir. Erhan Tuncel kim? Sedat Peker'e Erhan Tuncel'i kim emanet eder? Bireylerden değil bir sistemden bahsediyorum. Erhan Tuncel yıllardan beri bu ülkenin en önemli meselelerinden birisi olan Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi gözükmüyor mu? Hangi anlayış emanet eder? Bu kadar cürümün içerisinde olan bir kişi tecavüz etmiş bir kıza. Karakola gidiyor, emniyette teşhis ediyor 'budur' diyor. Dosya orada kapanıyor. Benim iddiam yok, belge var. Ben bir iddianın sahibi değilim. Tecavüzden dolayı karakola götürülüyor. Netice itibariyle orada herşey kapanıyor. Oradaki iki kişi, 'Biz Bilecik'ten aldık' diyor. Neyi alıyor? Silah ruhsatlarını. 'Bilecik'e hiç gitmedik' diyor. Bilecik'te kim var? Veli Küçük var. Doğru mu? Meselenin hangi iklimde oluştuğunu ifade etmek için anlatıyorum bunu.


'393 UYUŞTURUCU ÇETESİ ÇÖKERTTİK'

Terörle ve uyuşturucuyla mücadele ettiğimiz için beni hedef seçtiler. 393 uyuşturucu çetesi çökerttik. Yalan diyebilir miyiz? Bir de FETÖ ile mücadele ediyoruz. Bizi bu konuda sert gidiyorsunuz diye eleştirenler var mı yok mu? Her gün bir DAEŞ operasyonu yapılıyor mu, yapılıyor.

Benim İçişleri Bakanlığını teslim aldığımda 21 bin emniyet üst rütbelisinden ancak 7 bin kalmıştı. Hepsi FETÖ'den dolayı gitmişti. Bütün bunlara rağmen Türkiye'de operasyon yürüten bir anlayış ortada. Çok açık söyleyeyim, bu operasyonu Türkiye'nin üzerine gelen bir operasyon olarak gördüm ve ortaya çıktım.



SEDAT PEKER'E KORUMA VERİLDİ Mİ?

Sedat Peker'in korumaya mı ihtiyacı var? Akademisyenleri kan banyosunda yıkayacağım sözü AK Parti'nin lehine mi aleyhine midir? Ortalama bir akıl bunun aleyhine olduğunu bilir. Sadece AK Parti ile ilişkisi yok ki! Rize'deki toplantısında suç duyurusunda bulunulmuştur. Koruma nasıl verildi? 2015, DHKPC'nin Sedat Peker'i tehdit etmesi. İllgili komisyonlar toplanıyor ve kendisinin isteğiyle koruma veriyorlar.

Nurettin Demir, Kadıköy Eski İlçe Emniyet Müdürü, 19931999 arası irtibatta bulunduğu en önemli adam Sedat Peker. Kardeşi Nurten Demir. 1992'da DHKPC'den öldürüldü. Diğer kardeşi Nuran Demir, o da DHKPC'nin eylemlerinde iltisaklı ve 2015 yılında tam da koruma ihtiyacı olmayan bir adam sanal/kurgu bir tehditle Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü Nurettin Demir, kardeşinden kalan DHKPC mirasıyla bir kurgu üretir. Silsilei meraatip başlar. Derler ki, DHKPC tehdidi nedeniyle buna (Sedat Peker'e) koruma vereceğiz. Sonra bu kişi ne olmuş? FETÖ'den cezaevinde şu anda. Kadıköy'de herkes bilir ki, Sedat Peker'in cipini kullanır bu (Nurettin Demir)

Sedat Peker'e koruma verildiğini ben 2017 yılında öğrendim. Peki ben görevdeyken Peker'e koruma verir miydim? Vermezdim.

Atilla Peker Kutlu Adalı cinayetinden dolayı değil, ruhsatsız silah bulundurması nedeniyle gözaltına alındı.

Bizim dönemimizde Hablemitoğlu dışında bir faili meçhul cinayet var mı? 17 binin üzerinde faili meçhul çözüldü şu ana kadar.

Terörle mücadelede benim dönemimde boş kağıda imza atayım, gayri hukuki, insanlara işkence, faili meçhul cinayetler varsa buradan çıkayım.

Uluslararası Af Örgütü 4,5 yılda benim önüme işkence ile ilgili hiçbir şey koymadı.


'AĞAR'IN YERİNDE OLSAM 48 SAAT İÇİNDE ORADAN AYRILIRIM'

Bir devlet bürokratının, bir sivil siyasi partide aktif pozisyonda yer almasına karşıyım. Ben sivil siyasetin tarafıyım ve karşıyım. Bu mücadeleyi bunun için gerçekleştirdik. Rahmetli Kozakçıoğlu ve Necdet Menzir'e de karşıydım. Çok net söylüyorum. Demokrasi ve sivil siyasetin buna müsaade etmeyeceğini söyledim. İnsanların kişiliğine karşı değilim. Korkut Eken gibi tiplerin, geçmişte yaptıkları görevlerden dolayı, Cevdat Öneş, Mehmet Eymür gibi tiplerin bugün hala söz söylemelerinin devlet adabıyla uyuşmadığına inanan bir insanım. Devlet bana bir sır emanet etmiş. Eğer ben hukukun dışında bir iş yapmışsam, yatığım işin peşine takılmam. Eski abilerimizin bizi bir şeyin önüne atıp, devletin savcılarını göreve davet etmesine katılmıyorum.

Sayın Ağar'ın marinada görev alması doğru mu? 48 saat içinde ben olsam ayrılırım. İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. Bu tip insanlar bir yerde bulunduğu zaman bunları bu meselenin üzerinden yormak kolaydır. Benim bir sigorta şirketim var. Benim hayatta sevdiğim işlerden bir tanesi. Küçük bir odam var. O yazıcının sigorta poliçesini kesmesi hoşuma gider. Çoluk çocuğumla namusumla para kazanıyorum. MİT Müsteşar Yarımcılığı yapan insanların konuşmalarının devlet adabına aykırı olduğunu söylüyorum. Devlette bir dönem hizmet eden insanların organize suç örgütlerinde iş takibi yapmalarının yanlış olduğunu söylüyorum, ben de müsaade etmiyorum zaten, bu kadar basit. Hukuk bana ne diyorsa hukukun gereğini yerine getirmekle mükellefim.

TÜRKİYE'YE YAPILAN OPERASYON İÇERİDEN DE YÜRÜYOR"

Almanya'nın derin devleti güçlüdür. Mahkemenin verdiği kararda Türk hükümetini uyuşturucu ile suçlamıştı. Şimdi Kolombiya ile suçlanıyoruz biz. Bunun bir asimetrik bir operasyon olduğunu biliyorum. Ucuz bir eleman tarafından gerçekleştirildiğini, sistematik bir şekilde sürdürülebilir olduğunu görüyorum. Kendimi niye yalnız hissedeyim. Organize suç örgütleriyle mücadele kimin işi? Terörde, göçte, afette ben konuşmuyor muyum? 10 bin dolar meselesinde savcıya konuşacağım. Bu kişi siyasetçidir. Büyük haksızlıklar karşı karşıya kaldım. Operasyon aynı zamanda içeride yürüyor. Netice itibariyle bir göreve gelmişim. Görevde herşeyin sahibi sen değilsin ki. Adam bakanlığa geliyor, meselesini anlamadan gidiyor. Ondan sonra gidiyorlar.

PEKER, NEDEN SOYLU İÇİN 'DÖNÜŞ BİLETİM' DEDİ?

Emniyetten dosya fezleke ile beraber adliyeye gitti ve 3 gün sonra yurt dışına çıktı. Bu tarihte İstanbul Emniyet Müdürü "biz bu dosyayı ne yapacağız?" diye sorduğunda, "gereğini yapacağız" diye yanıtladım. O tarihe kadar bu dosyayla ilgili işlem niçin yapılmadı?

Bu bir operasyon. Siz bir sapkının sözünü, yahu bunu ortaya çıkarabilecek bir karine karine... Böyle bir şey yok ki.



"BU SUÇ ÖRGÜTÜ İLE İLİŞKİDE OLAN HERKES BUNUN BEDELİNİ ÖDEYECEK"

Şurada cep telefonum var. 13'ünde ilk veya ikinci videosunda Hadi Özışık'la ilgili söz söylediği andan itibaren bütün kimyam altüst oldu. Ben onunla onun böyle bir ilişki kurabildiğini. Bundan 6 ay önce beni aramış. Hatırlamıyorum, sonra hatırlattı. 'Bu adam benimle youtube programı yapmak istiyor' dedi. 'Zinhar' dedim. 'Bu kesinlikle yanlış, işine bak' dedim. Sebebi de şu; Sedat Peker, Berat Albayrak ve Serhat Albarak'a yürüyor. Benim de etkim olduğunu söylüyor. Hadi Özışık'ı uzun yıllardır tanıyorum. Benim iki tane tanıdığım vardır. Bu sayıyı arttırmam. Bir tanesi Mahmut Abi, Mahmut Övür'dür. Allah rahmet eylesin bir tanesi de Şakir Süter'di. Akşam'da yazardı. Ailece hemhal olmuştuk.

Hadi Özışık'a telefon açtım 'Yaptığın çok yanlış memleketi de sattın, bizi de sattın' dedim. Sonra aklıma geldi. Bir dönem beni aramış Munbarız Rasimov ile haber yapmış. Aradım telefonla 'yanlış işler yapıyorsun, hükümeti suçluyorsun, bunlar sana yakışmaz' dedim. Yakınlığımız dolayısıyla kriminal mesele olduğu için bunu benden bilebilirler bu çok ayıp bir şey dedim. Ben böyle söyleyince attığı mesaj şu 'Seni Sedat Peker'e sattım öyle mi, ben dostlarımı satmam, ama sen inandın beni sattın' dedi. 'Ben bu konuyla ilgili hiç konuşmadığım halde seni sattım öyle mi?' Ben devletin İçişleri Bakanıyım. Bir genç kıza tecavüz eden adamın önünü nasıl açabilirim. Allah rızası için söyleyin.

Onunla ilgili hemen müracaat ettik. Hem İstanbul hem Bursa'dan. İkisinden de araması var. İzmir'de var bir tane. İçişleri, Adalet Bakanlığı Peker'le ilgili mücaadele ettik. Difizyon denilen bölüme aldılar. Biz FETÖ'cüleri kırmızı bültenle arayamıyoruz. Müracaat ediyoruz. Difizyon bölümüne alıyor, ondan sonra 'ilgisizdir' deyip geçiyor. Arkadaşlarımız 'bu yanlıştır' diye söylemelerine rağmen...

Bu meselelerin ilk başlarında sayın Cumhurbaşkanımızla bir değerlendirme yaptık, genel bir değerlendirme.

Sayın Cumhurbaşkanım benim liderimdir. Bizim nasıl görev yaptığımızı, AK Parti'nin Türkiye'de nasıl bir yer oluşturduğunu, neyi temsil ettiğini bilen millet bunun nasıl bir operasyon olduğunu ve bu konuda neyin murad edildiğini en iyi şekilde bilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız da. Daha kimler kimler çıkacaklar, genel değerlendirmelerini Türkiye'nin hukuk ve adaleti için ortaya koyacaklardır.

Sayın Cumhurbaşkanımız açıklama yaptı, çok net bir şekilde söyledi.



"10 BİN DOLAR MESELESİNİ SAVCIYA AÇIKLAYACAĞIM"

Sedat Peker'in bir milletvekiline 10 bin dolar verdiği iddialarıyla ilgili bir soruya yanıt veren Bakan Soylu, "Bu bir siyasetçi savcıya açıklayacağım" şeklinde konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Çocukluğumdan itibaren siyasetin içerisindeyim. Birçok alanda demokrasi mücadelesi gerçekleştirdik. 80 darbesinin öncesini de gördüm. Gaziosmanpaşa'da bir evimiz vardı. Babam Adalet Partisi'nde siyasetçiydi. Eve çıkarken bodrum katımıza bomba konulup, konulmadığını kontrol ederek çıkardık. Şimdi ilkokul, ilkokul, lise hatta bazen yine 80 öncesi babamla beraber Adalet Partisi'nin programı olurdu. Gece karanlığında bazıları erketeler derler, köşede kenarda bir yere konuşlanmışsa onu hep seçici sanki bir şey yapılabilecek gözle bakarlardı. 80 öncesi okuldan döndüğümüzde Nazlı sokaktı bizim sokağımız, sokağımızda bir kişiyi taradıklarını öldüklerini gördük.



’15 TEMMUZ'DA ABD’NİN BİZE YAPTIKLARINA KARŞI ATTIĞIMIZ ADIMLARDIR’

Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlettir. Bunu klişe cümle olarak söylüyor değilim. Yaptıklarımız ortada. Doğu Akdeniz'de, Libya'da biz varız. Karabağ'da biz varız. Suriye'de biz varız. Kuzey Irak'ta biz varız. Bunların her biri Türkiye'nin rüyasında görüp de inanmayacağı adımlardır. 15 Temmuz'da ABD'nin, FETÖ'nün bize yaptıklarına karşı attığımız adımlardır. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nde bu tip olaylara müsaade etmeyiz. Bu suç örgütü lideri Türkiye Cumhuriyeti'nden özür dileyecek, gelecek adalete teslim olacak, cezasını çekecek. Çıktığından sonra etrafındaki şebeleklerle hiçbir irtibat kurmayacak. Cezasını çekecek, bu bedeli ödeyecek. Bir taraftan FETÖ'ye burada methiyeler dizeceksin öyle mi? Çocuklarını mürebbiyeye verdin dedim. Daha da ötüsü var. ByLock konuşmalarını biliyoruz. Onun için nelerin ifade edildiğini tek tek biliyorum.

"BBC TÜRKÇE DEZENFORMASYON KANALIDIR"

Bir yalan makinasıyla karşı karşıyayız. Bu arabayı kiraladım diyor. 2014 bu araba. Plakasının 01 olmamasının sebebi nedir? Fetullah Gülen'e ayıp olmasın diye. Bugün sabah komiser yardımcısı ile emniyet görevlisini açığa aldım. Bu suç örgütüyle ilişkide bulunan herkes bedelini ödeyecektir. Hiç kimse bunun aykırısında bir şey düşünmesin. Bedelini ödeyecektir. Hukuk mu, demokrasi mi üstün; yoksa yıllardan beri ülkeyi yeraltı örgütlerine, Türkiye'yi derin bir yapıya teslim etmeye kendisini odaklamış dış güçler, ABD de dahil olmak üzere onlar mı üstün göreceğiz? Türkiye'ye operasyon yaptırmayacağız.

Bir sürdürülebilir dezenformasyon süreciyle karşı kaldığımızı söyleyebilirim. Şuna bakar mısınız? BBC Türkçe dezenformasyon kanalıdır. Çalışma Bakanlığı'ndan beri takip ediyorum. Bunun için dostum olan İngiltere İçişleri Bakanı'nı defalarca aramış kişiyim ben. Kimin Türkiye'ye operasyon çektiğini geçmişten gelen müktesebatla biliyoruz.

Almanya'nın derin devleti güçlüdür. Mahkemenin verdiği kararda Türk hükümetini uyuşturucu ile suçlamıştı. Şimdi Kolombiya ile suçlanıyoruz biz.

Bunun bir asimetrik bir operasyon olduğunu biliyorum. Ucuz bir eleman tarafından gerçekleştirildiğini, sistematik bir şekilde sürdürülebilir olduğunu görüyorum. Kendimi niye yalnız hissedeyim. Organize suç örgütleriyle mücadele kimin işi? Terörde, göçte, afette ben konuşmuyor muyum?




"DAVUTOĞLU HDP İLE ANAYASA YAPABİLİRİZ DİYE KONUŞTU"

Baktım ki, bir eleman bir spikerlik yapıyor. Bir sözcülük ortaya koyuyor. İddiaları ve iftiraları tamamen boş olsa da devlete laf ediyor, Türkiye'ye güya kendi adına vesayet ortaya koymaya çalışıyor güya, tırnak içinde. Ve herkese ipiniz elimde diyor ve Türkiye'de bir sessizlik hakim. Neticede terörle mücadele etmişiz, Türkiye'de suç çeteleriyle mücadele etmişiz darbe vurmuşuz. Uyuşturucu ile mücadele ediyoruz, etmişiz. En önemli yakalamaları, operasyonlar yapmış sonuç elde etmişiz. FETÖ ile mücadele ediyoruz. DEAŞ yanı başımızda. Türkiye bunlarla mücadele ederken sanki birileri Türkiye'nin sahayı temizlemesinden ya ürkerek ya da son kaleyi kaptırmamak için bir hamleye gidiyorum. Yıl 2005. Ben Başbakan Yardımcısıyım. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu. Başbakan Davutoğlu. 7 Haziran seçimleri öncesi MYK toplantısında 'Biz HDP ile anayasa yapabiliriz' diye bir cümle çıktı ağzından. Hepimiz baktık. Seçim geçtikten sonra AK Parti çoğunluğu elde edemedi, tek başına iktidar kurabilme kabiliyeti oluşmadı. Ya CHP ile ya diğer siyasal partilerle biraraya gelecek. Bugünkü gibi hatırlıyorum. İlk MKYK toplantısında bugün Deva Partisi'nin başkanı Ali Babacan, "Bu işlere bakmamalıyız, şu anda ekonomiyi ayakta tutmalıyız" dedi.



OPERASYONUN HEDEFİ TÜRKİYE

Bugün bir Kuzey Suriye'de bir devlet kurulmaya çalışılıyor. Suriye'nin içerisinde ABD'nin üsleri 6'dan 14'e çıktı. 2020 ve 2021'de. Bir taraftan bütün bunlar sağlanırken Türkiye'ye karşı bir ekonomik saldırı var. Bunu hep beraber yaşadık. Türkiye dağılsın, ekonomik olarak küçülsün, hareket kabiliyeti olmasın. Bizim istediğimiz bir anayasası olsun. Türkiye, Suriye, Lübnan, Irak gibi ülkelerin konumuna düşsün. 1725, 67 Ekim, 15 Temmuz. Bütün süreçlerin içerisinde Türkiye bir operasyona tabi tutuluyor. Dikkat ederseniz Türkiye'nin faizi 44,5'tu. Bugün 20 seviyelerinde. Burada Türkiye'nin üzerine getirilmeye çalışılan tam da budur. Burada hedef Türkiye. Çok basit bir operasyon var; Türkiye'de bugün siyasal istikrarı nasıl sağlıyor? İçeride bir problem gözükmüyor. Dün Cudi'de, Cudi Tenis Turnuvası yapıldı. Kimle sağlıyor? MHP ile Meclis'teki işbirliği ile. Tartışılmayacak siyasi üstünlük var. Başkanlık hükümet sistemi var. Siyasi istikrarsızlık yok. Peki ne yapmak lazım? Terörden bir şey yapılıyor mu? Hepimiz terörü unuttuk. Sultanahmet, Dolmabahçe, Ankara saldırıları, Gaziantep'e kadar DEAŞ, PKK her şey. Her gün bir bombanın patladığı, İstanbul'da kapanmayı göze alan alışveriş merkezleri vardı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlettir. Bunu klişe cümle olarak söylüyor değilim. Yaptıklarımız ortada. Doğu Akdeniz'de, Libya'da biz varız. Karabağ'da biz varız. Suriye'de biz varız. Kuzey Irak'ta biz varız. Bunların her biri Türkiye'nin rüyasında görüp de inanmayacağı adımlardır. 15 Temmuz da ABD'nin, FETÖ'nün bize yaptıklarına karşı attığımız adımlardır. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nde bu tip olaylara müsaade etmeyiz. Bu suç örgütü lideri Türkiye Cumhuriyeti'nden özür dileyecek, gelecek adalete teslim olacak, cezasını çekecek. Çıktığından sonra etrafındaki şebeleklerle hiçbir irtibat kurmayacak. Cezasını çekecek, bu bedeli ödeyecek. Bir taraftan FETÖ'ye burada methiyeler dizeceksin öyle mi? Çocuklarını mürebbiyeye verdin dedim. Daha da ötüsü var. ByLock konuşmalarını biliyoruz. Onun için nelerin ifade edildiğini tek tek biliyorum


'DAVUTOĞLU MYK ÜYELERİNİ DİNLETTİ'

Peki bu arada ne oldu?

Sayın Davutoğlu, CHP ile AK Parti için canhıraş bir mücadele yaptı. Biz tabi bunun doğru olmadığını ortaya koyduk. Bir tarafta HDP, bir tarafta CHP ile birlikte... Dert ne? Dert R. Tayyip Erdoğan. Onu Külliye'de enterne edip, ABDnin uyguladığı politikayı Türkiye'de hakim kılmak.

Bir ara sayın Davutoğlu, tam anlamıyla dengesi kayboldu "hepinizin odalarında neler konuştuğunuzu dinletiyorum ve biliyorum" dedi.

Hepinizin odalarında neler konuştuğunu tek tek biliyorum diye, MYK üyelerine söyledi.

Ve biz donduk, arkadaşlarla birbirimize baktık. Bunun Türkçe ne anlama geldiği ortada.

Başka bir şey daha oldu. Ahmet Davutoğlu'nun etkili olduğu thinkthank kuruluşlarından birisine (SETA) bugün HDP Eş Başkanı olan Mithat Sancar geldi. Mithat Sancar o zaman şunları söyledi:

1 Abdullah Öcalan içeriden çıkacak

2 Kuzey Suriye'de bir devlet kurulacak ve başına geçecek.

3Türkiye'de bir özerk bir anayasa yapılacak.