Belediyelere kayyum atanmasıyla ilgili soru üzerine Soylu, şunları söyledi:
"Kayyum da kayyım da hukuken yanlıştır. Türkiye hatalı bir kavram kullanıyor, yapılan işi kötüleştirme için kavramsallaştırma. Doğrusu geçici olarak görevlendirilen belediye başkanları. Kayyumda hukuki hakkını ortadan kaldırırsınız, biz onu görevden alıp belediye başkan vekili görevlendiriyoruz. Biz bu konuda oradaki kamu görevlilerimizi değerlendirdik."
Diyarbakır, Mardin, Van'a kayyum atanmasıyla ilgili 'seçilmişlerin görevden alınmasına' tepkiye dair soru üzerine Soylu, terörle iltisaklı belediye başkanlarını görevden aldıklarını, içişleri bakanlığının böyle yasal yetkisi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Biz burada görevden aldığımızda içişleri bakanına bu yetkiyi verir. 45,46,47. maddelerde durum bellidir. Teröre yardım ve yataklık eden. Biz geçen sefer bu hakkımızı kullandık. Diyorlar ki 'seçilmişler' .E bu devam etmesi gerektiğini mi gösteriyor. Biz bunu denetlemekle yükümlüyüz. Devletin kurumlarına uygun çalışıp çalışmadığını denetlemekle."
"Seçilmiş istediği terör eylemini yapabilme anlamına gelemez ki. Kamu düzenini sağlayamayız."
"Biz 94 tane teröre bulaşan belediye başkanlarını görevden aldık. Seçilmiş olmak suç işleme özgürlüğü mü getirmiş? Aday olma ayrı kanunlar ayrıdır. Anayasa, bunu denetlemekle yükümlüsünüz diyor. Bu seçilmişlik istediği hukuksuzluğu, yolsuzluğu yapma anlamına gelemez ki. Burada demek ki biz doğru işlem yapmışız. Mahkemeler sürüyor, cezalar artabilir."
"Bunlar ilk derece mahkemelerin verdiği kararlardır. Şırnak belediyesinde 19 havam çıkıyor. Bunlar da seçilmişlerdi. Burada şehitlerimiz oldu."
"Diyarbakır'ın şimdiki belediye başkanı terörist cenazesine gideceksin, caddeye teröristin ismini vereceksin, teröristleri gizli gizli tedavi edeceksin. Sonra ilk icraat olarak gelir gelmez al yıldızlı bayrağı çıkaracaksın. CHP'li kardeşlerim bunu nasıl içine sindiriyor? Ben bunu hazmedemem. 'Ben ayrı bir yapı oluşturacağım' diyor. Biz buna devlet olarak müsaade etmeyiz. "
"Tunceli, Mardin, Van terörden kimse gidemiyordu. Şu an turizm bölgesi. NIKE gelir mi Doğu Anadolu'ya? Geldi 12 bin çalışan olacak Ağrı'da. Şu an Tunceli'de tekstil atölyelerinde çalışacak adam bulamıyorlar."
"Çocuk parkına verdikleri isim terörist isimleri. Nasıl bir Türkiye bırakacağız yarına?"
"14 yaşında çocuklarımızı dağa kaçıracaklar, Murat Karayılan tecavüz edecek, biz de çocuklarımızı bunlara peşkeş çekeceğiz, öyle mi?"
İstanbul'la ilgili kayyum durumu olup olmadığı sorusu ve İmamoğlu'na yönelik kullandığı pejmürde ifadesi soruldu.
"İstanbul kararını verdi. Demokratik ve hukuki bir karardır. İstanbul seçmeninin oy vermesinin bir sebebi var. Yerel hizmetleri gör, standardımı yükselt, sorunumu çöz, ihtiyaçlarımı karşılayacak yatırımları yap. Belediye ülke yönetmek için, iri iri laflar etmek için seçilmez."
"İstanbul seçmenin meşruiyetini meşruiyetsizliğe ciro etmek, ben de İstanbul seçmeniyim, 16 milyonun selamını getirdim, ben selam göndermedim, Diyarbakır'da terörist adını caddeye verene selam göndermedim. Bunlar belediye başkanının yapması gerekenler değildir."
"İçişleri bakanı olarak uyarmak benim hakkım. Yüz binler, milyonlar terörle mücadele ediyor. HDP önünde anneler var."
"Ben şimdi CHP'lilere sesleniyorum. HDP'ye Gazi Mustafa Kemal'in fotoğrafını veriyorsunuz. İstanbul'dan indirilen Gazi Mustafa Kemal fotoğrafı olarak sunuldu, yalan. CHP'lilerin hiç mi vicdanı sızlamadı? Atatürk'le neyi kapatmaya çalışıyorsunuz?"
İstanbul ve Ankara için kayyum sözkonusu değil. Terör iltisakı olması gerekir. Ne İstanbul ve ne Ankara'nın böyle bir değerlendirmemiz sözkunusu değil.