Birincisi FETÖ’cüler, ikincisi PKK’ya yakın isimler, üçüncüsü de FETÖ’nün kumpas operasyonlarının dolgu malzemesi ve PKK’ya yakın isimlere toz kondurmayan liberaller...
Ortak özellikleri ise Amerika’nın ve Avrupa’nın elemanları olmaları.
CHP seçmen tabanını oluşturan Atatürkçü, ulusalcı kesim ve muhafazakârlar ise, pek inandırıcı gelmedi. Hatta parti içinde itiraz edenleri kastederek, “Kılıçdaroğlu önce CHP içindekilerle helalleşmeli” diye yazanlar bile oldu. “Helalleşme projesi”ne inanmış gibi yapanlar da oldukça ihtiyatlı.
Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme projesi” sadece seçime giderken “taktik” adımdan ileriye gitmeyecek özellik taşıyor.
Amacı, kendi seçmen tabanının yanına muhafazakâr ve HDP’ye yakın kesimleri çekmekten ibaret. Tıpkı, “KHK’lıları iade etme”, “Kürt sorunu çözeceğiz” açıklaması gibi altı doldurulmamış, ne olduğu tanımlanmamış, çözüm önerisi geliştirilmemiş projelerine benziyor.
HELALLEŞME TORBASI
“Helalleşme projesi”nin nasıl bir torba olduğu şu açıklamasından belli:
“Helalleşeceğiz dostlarım. Açık yaralar var, biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız ve başaracağız.
• 28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz.
• Roboski ile helalleşeceğiz. Bakın hukuk başka, helalleşme başka. Bu insanlara devlet tazminat ödeyecek ama bir taraftan da helalleşeceğiz.
• Sivas, Kahramanmaraş mağdurları ile helalleşeceğiz.
• Diyarbakır hapishanesi mahkûmları ile helalleşeceğiz.
• Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıklar, 67 Eylül olaylarının mağdurları ile helalleşeceğiz.
• Mahkemelerde süründürülen askerlerimiz ve aileleri ile helalleşeceğiz.
• Bugün Londra’ya göç etmiş en parlak genç beyinlerimiz ile helalleşeceğiz.
• Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi ile helalleşeceğiz.
• Soma ile helalleşeceğiz.
• Darbeciler tarafından bir sağdan, bir soldan gencecik çocuklarımız asıldı bu ülkede. Bir sağdan, bir soldan o insanlarımızla helalleşeceğiz.
• 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden ve mahkemelerde süründürülen Mısra Öz ile helalleşeceğiz. Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz.
• Helalleşeceğiz dostlarım.”
KİM BU ‘ASKERLER’
Gördüğünüz gibi kendisinin ya da partisinin hiçbir sorumluluğu olmayan konuları da listesine almış. Helalleşmenin mantığı, bir olayda tarafların uzlaşmasıdır.
Listeye baktığınızda, “Dersim ayaklanması”nın olmadığını da görürsünüz.
Neden olduğunu düşündünüz mü? İncelik burada; danışmanları Atatürk dönemine girmeden sonraki yıllarda yaşanan bazı olayları “ince işçilikle” seçip önüne koymuş, o da okuyor.
Hele hele, “Mahkemelerde süründürülen askerlerimiz ve aileleri ile helalleşeceğiz” cümlesi tam bir taktik. Yargılanan ve mahkûm olan darbeci FETÖ’cülerle, FETÖ üyeliğinden yargılanan ihraç edilmiş eski TSK mensupları ile “helalleşme” tartışması çıktı. O yüzden yakında Kılıçdaroğlu’ndan, “‘Ergenekon ve Balyoz’ davalarında yargılananları kastettim” açıklaması gelirse şaşırmayın.
Aynısını KHK’lılar konusunda da yaptı. Önce “Terörle ilişkisi olmayanları”, sonra “mahkûm olmayanları” daha sonra, “haklarında soruşturma bulunmayanları” en sonunda da “beraat kararı alan ve iade kararı çıkanları” diye kapsamı daralttı.
“Kürt sorunu” deyip ne olduğunu, çözüm önerisini söylememesi gibi bir durum.
DEMİRTAŞ ÜZERİNE ATLAMIŞ
Ama Kobani bahanesiyle 68 Ekim olaylarının fitilini ateşleyen HDP’li Demirtaş, tutuklu olduğu cezaevinden mesajı almış. Projenin üzerine atlamış:
“... Bizim de halka karşı özür borcumuz var. Ben şahsen, bu özeleştiriyi ve özür dileğimi halka sunmaktan geri durmam, özeleştirimizin muhatabı siyasetin aparatına dönüşmüş mahkemeler değildir elbette. Bununla birlikte halkımıza, tüm Türkiye toplumuna sözümüz olsun, biz de kendi hatalarımızla yüzleşecek ve hep birlikte helalleşeceğiz.
Kimlik siyasetini aşarak toplumun tamamını kucaklamayı başarmalıydık. Şiddetin tümden devre dışı kalması için siyasetçiler olarak daha fazla inisiyatif almalı, öne çıkmalıydık.
Halkımızın haklı taleplerini daha doğru ve ikna edici bir dille anlatmayı, temsil etmeyi başarmalıydık. Bize yönelik ağır saldırılara ve kara propagandaya rağmen hiçbir mazeretin arkasına sığınmadan barış politikalarını hayata geçirmeliydik. Bunlar bizim eksiklerimiz, hatalarımızdır. Ve eminim bizden dolayı kırılmış, incinmiş milyonlarca insan da var. Dolayısıyla helalleşme ve yüzleşme bizim de sorumluluğumuz” diyor.
PKK’YA ‘TERÖRİST’ DE, GÖRELİM
Sanki sorun buymuş gibi kendi kendine “helalleşmeden” bahsediyor. Oysa sorun Demirtaş ve HDP’nin kimlik siyaseti yapması değil, PKK terör örgütüne sözcülük yapmak, onların işbirlikçisi olmak.
TBMM’de siyaset yapmak için seçmeninden oy alan HDP, PKK’nın sözcülüğünden başka bir şey yapmadı. Bir gün olsun resmi ve sivil insanlarımızı şehit eden PKK’ya, “terör örgütü” demedi.
PKK’lı teröristlerin dirisine de ölüsüne de sahip çıktı. Terörist PKK’nın yöneticilerinin talimatlarının dışına çıkmadı. PKK’lı teröristler birbirlerine arkadaş anlamına gelen “heval” derler.
Demirtaş dahil HDP’liler, PKK’lıların hevali olmaktan öteye geçmedi.
Demirtaş’ın sayfalar dolusu yazmasına ve onun helalleşmesine ihtiyaç yok. Sadece bir kez, “PKK terör örgütüdür” desin, boyunun ölçünü görelim.
Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi bu “hevalleşmiş” kişilerle mi helalleşecek?
Dikkat etsinler, Suriye ve Irak’ta terör örgütüne karşı yapılacak operasyonlar için gereken tezkereye HDP ile “hayır” oyu kullandıktan sonra, “helalleşirken hevalleşmesinler.”