68 Ekim soruşturmasında tutuklanan eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Kandil ve İmralı'ya karşı açık tavır aldı. Cezaevinde çarpıcı bir eleştiri yazısı kaleme alan Bilgen, İmralı ve Kandil'in HDP'ye müdahalesine tepki gösterdi. Parti içinde bu müdahaleye göz yumanlar da dahil olmak üzere Kandil ve İmralı'nın, HDP'nin "Türkiyelileşme" çabalarını bilerek engellediğine dikkat çekti.


HDPPKK bağı, kimine göre buz dağının görünmeyen yüzü kimine göre ise somut gerçeklik. İlk kez bu kadar açık ve net bir şekilde içeriden eleştirildi.  Eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen. 68 Ekim soruşturmasında tutuklanarak gönderildiği cezaevinde bir eleştiri yazısı yazdı. 

HDP içinden bir isim açık açık Kandil ve İmralı'ya tepki gösterdi. Bilgen, PKK terör örgütünün karargahlarındaki yönetcilerin HDP'ye müdahelesine karşı çıktı. 

Bilgen "Sorun gerçekten vesayet ve müdahale sorunu ise, bunu aşabilmenin tek yolu kendi yetkinliğini artırıp rüştünü ispat etmektir. Siyaset boşluk affetmez. Sorunlarıyla yüzleşip çözecek kapasiteyi sergileyemeyen organizmalara müdahale kaçınılmaz hale gelir. Hem müdahaleden şikayet edip hem Kandil ve İmralı için pozisyon belirlemeye kalkmak, kendi pozisyonunun gereğini yapamamakla ilgili bir handikaptır." dedi.

Bilgen "Açık toplumsal tartışmalar yapamadığı için içe kapanıyor, tabandan gelen talep ve eleştiriler dikkate alınmadığı gerekçesiyle özeleştiriler anlamsızlaşıyor. Toplumsal sahiplenme zayıfladıkça söylemde hamasete yönelim gelişiyor ve parti dilinde sloganik tutuma sığınma arttıkça partiyi kriminalize etme girişimlerine zemin oluşuyor." ifadelerini kullandı.

Son iki kongreyi örnek verdi, Ayhan Bilgen. İmralı ve Kandil'in HDP'ye müdahalesini de "tersine Türkiyeleşme" olarak tanımladı. Parti içinde bu müdaheleye göz yumulmasına karşı da tepkiliydi. İmralı ve Kandil'in, HDP'nin Türkiye ile buluşmasının bilinçli olarak engellendiğini vurguladı. 

Bilgen, "HDP kendi organları ve tabanı ile birlikte yönetildiğinde müdahale tartışmaları en aza inecek, aksi taktirde bunu başaramamanın faturası müdahale mazeretinin arkasına sığınma alışkanlığına kesilmeye devam edecektir. Sadece son iki kongre süreci ve aday belirleme süreçlerine kimin, neden, hangi dayatmalarla müdahale ettiğine bakılırsa sorunun tam da benim “tersine Türkiyelileşme” diye tarif ettiğim kişisel hesaplarla bir siyasi mücadeleyi kontrol altında tutma eğiliminden kaynaklandığı görülecektir." dedi.

ulusal.com.tr