20182019 üretim sezonu sona ererken çiftçiler yine umduğunu bulamadı. Buğday üreticisi ürününü maliyetin altında satmak zorunda kalırken, pamuk üreticisi de zorda. Pamuk fiyatları geçen yılın çok altında seyrederken, çiftçi ne yapacağını şaşırmış durumda. Patates üreticisi de benzer sıkıntılar çekerken çok sayıda tarım ürününde rekolte düştü, çiftçi beklediği geliri elde edemedi.
DOĞAL AFETLERDEN SONRA FİYAT AFETİ
Çiftçiler geçtiğimiz sezon peş peşe yaşanan doğal afetlerle boğuştuklarını hatırlatarak, doğal afetlerden sonra fiyat afeti ile karşılaştıklarını ifade ettiler. Bir toplantı nedeniyle Ankara’ya gelen çiftçiler yaşadıklarını Aydınlık’a şöyle anlattılar:
AĞLAYA AĞLAYA SATTIK
Resul Çukurlu: Ben Adanalıyım. Buğdayda ve pamukta resmen fiyat afeti yaşadık. Buğdayda maliyetin altında satış yaptık. Pamukta durum daha vahim oldu. Fiyat geçen seneden daha düşük. Borçlar nedeniyle ürünü hemen paraya çevirmek zorunda kaldık. Ağlaya ağlaya pamuk sattık.
Muhammet Çomruk: Konya’dan geldim. Çiftçinin hali iyi değil. Eskiden kız istendi mi tarlası olana hemen verilirdi. Şimdi iş tersine döndü. Bizim köyde bir genç vardı. Çiftçilik yapıyordu. Kız istediler. Kız babası şehirde iş bulmasını şart koştu. Çiftçiye artık kız verilmez oldu. Kız babaları banka borcuna batmış damat istemiyor. Yeni sezon için sıfır elde var sıfır.
Hasan Karalı: Niğdeli çiftçiyim. Elma ve patates üretiyoruz. Patateste hastalık çıktı. İstediğimiz verimi alamadık. Alsak da fiyatlar kötü. Bekletsek belki para eder ama alacaklılar kapımızda. Ürettiğimiz malı mecburen satmak zorunda kaldık. Çok az bir kısmını depoladık. Ama yakında satmak zorunda kalacağız.
Selami Yağcı: Osmaniyeli bir çiftçiyim. İnanın sezon geldi diye sevinemedik. Eskiden alacaklılara “sezonu bekle” diyorduk. Ama sezon geldi elde avuçta bir şey yok. Bankalar yazı üstüne yazı gönderiyor. Esnafa borcumuzu bile ödeyemedik.
ÇİFTÇİ GERİYE GİDİYOR
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör de çiftçinin durumuna dikkat çekti. Tarım bölgelerinde yaptıkları incelemelerden izlenimlerini anlatan Güngör, “Çiftçi hasat zamanı gelecek diye korkar hale geldi. Çiftçi sezona borçlu başlıyor. Ödemeler için hep sezon sonuna gün veriyor. Sezon sonu geldi ama ortada bir şey yok. Bankaya borç var. İlaç satıcısına, gübre satıcısına borç var. Benzin istasyonuna bile borç birikmiş durumda. Hangi birini ödeyeceğini şaşırmış bulunuyor. Huzursuzluk iyice arttı. Genelde çıkmazdalar. Hasat sonu niye geldi diye sitem edenler var” dedi.
Çiftçinin yaşam standardının her geçen yıl geriye gittiğini vurgulayan Güngör, “Tarım sektörüne gereken önem verilmiyor. Çiftçiye ödenmesi gereken yasal destekler ödenmiyor. Bir taraftan doğal afetler, diğer taraftan ekonomik sorunlar. Çiftçi geçen yıl buğday ekerken taban gübresi bile atamadı. Atanlar da yeterli ölçüde atmadı. Bu yıl da benzer sorunlarla karşı karşıyayız. Gereki önlemler alınmazsa önümüzdeki yılı da kaybedeceğiz. Çiftçi topraktan kopuyor” diye konuştu.
İllere verilen tarımsal danışmanlık kontenjanlarını da eleştiren Güngör şunları söyledi:
“Tarım konusunda danışmanlık için illere kontenjanlar verilmiş. En fazla danışmanlık kadrosu verilen iller Samsun, Giresun. 70’er kontenjanı var. Çok sayıda ile verilen kontenjan 10’un altında. Düşünün bir ile 7 kontenjan verilmiş. Bir ilde 7 danışman ne yapabilir. şaka gibi. Bu tarım sektörünün gözden çıkarıldığının göstergesi. İnşaat sektöründe bazı firmaları kurtarmak için peş peşe kararlar alınıyor. Ama milyonlarca çiftçi düşünülmüyor. Oysa ki kurtarılması gereken inşaat firmaları değil çiftçilerdir. Elde çok sayıda konut var. Yani ihtiyaç yok. Ama çiftçi ölürse 82 milyon aç kalır. Türkiye’nin geleceği için büyük tehlike.”