TRT'nin ünlü ses sanatçılarından Yıldız Ayhan, Antalya'da tedavi gördüğü hastanede 83 yaşında yaşamını yitirdi. Yıldız Ayhan, bugün İstanbul'da toprağa verilecek. Sanatçının cenazesi öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanına, eşi Ahmet Gazi Ayhan’ın yanına defnedilecek.
Son röportajını Aydınlık Gazetesi türkü sayfasında Emine Sağlam Akfırat’a veren Yıldız Ayhan, altı bölüm halinde yayımlanan röportajda Türk Halk Müziği’ne başlamasını, türküleri halka ulaştırmadaki çabalarını ve anılarını anlatmıştı. Muzaffer Sarısözen sayesinde türküye yöneldiğini belirten Ayhan, yaşadığı zorlukları da o röportajda dile getirmişti.
TRT’DE ÇALIŞTI DERLEMELER YAPTI
Yıldız Ayhan, 1956 yılında ses sanatçısı olarak Ankara Radyosu'nda çalışmaya başladı. Yıllarca TRT'de türkülere hayat verdi. Kendisi gibi TRT sanatçısı olan eşi Ahmet Gazi Ayhan'la birlikte yurt içi ve yurt dışında birçok konser verdi.
Yıldız Ayhan, "Tren gelir hoş gelir" gibi dilden dile dolaşan birçok türküyü derledi. Kırım Tatar türkülerini, kendi dilinde TRT repertuarına kazandırdı. Türkülerin halka ulaşmasında, özgün sesiyle önemli katkılarda bulundu.
Geçen yıl evinde düşerek kalça kemiğini kıran Ayhan, bir dizi ameliyat geçirdi. Ayhan, bir süre önce de zatürre teşhisiyle hastanede tedavi altına alındı. Durumu ağırlaşınca yoğun bakıma kaldırıldı. 83 yaşındaki Yıldız Ayhan, yaşam mücadelesini ne yazık ki kaybetti.
EŞİ, AHMET GAZİ AYHAN
Ahmet Gazi Ayhan, Türk Halk Müziği alanında birçok eser bıraktı. Türkü kaynak kişiliği, türkü derlemeleri, türkü formatında bestelerinin yanı sıra, Ahmet Gazi Ayhan’ın Türk Sanat Musikisi alanında da besteleri bulunmaktaydı. Muhayyer Kürdi Makamında “Sevdaya koşanlar Çabuk Yorulur” ve “Neyleyim neyleyim ben böyle yâri” adlı şarkıları dönemin en ünlü sanatçıları tarafından plağa okunmuştu. Ahmet Gazi Ayhan aynı zamanda şairdi. Halk ozanlarıyla atışırdı. Onun yaşamında, türkülerinde gurbetin özel bir anlamı vardı. “Sabahın Seherinde Ben Düştüm Yollara” “Yarim İstanbul’u Mesken mi Tuttun” gibi türküleri gurbetçilerin dilinden gönlünden düşmedi. Ankara Halkevlerinde dersler verdi. Yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Korolar kurdu. Kırk plak ve beş kaset doldurmuştu. Yurt dışında da festivallere katıldı. Konserler verdi. Türkiye’yi onurla temsil etti.
ANNESİNİN EMANETİNİ YAŞATIYOR
Yıldız Ayhan’ın kızı Nurdan Ayhan, Aydınlık’a konuştu. Nurdan Ayhan, kurduğu “Nurdan Ayhan Nostalji Sahne Topluluğu” grubuyla, Türk Halk Müziği’ne gönül vermiş “Yurttan Sesler” dönemindeki sanatçıları andıklarını ve onları gençlere gösterdiklerini söyledi. Annesi Yıldız Ayhan’ın emanetini son nefesine kadar yaşatmak için ant içtiğini belirten Ayhan şöyle konuştu:
“Şu anda 59 yaşındayım. Bu zamana kadar müzikle birebir ilgilenememiştim. Hem iş hayatımdan hem de ailemin, özellikle de babamın istememesinden dolayı. Ama tabi içimdeki müzik enerjisi durmuyor, genlerden geçmiş. Dolayısıyla 67 yıl önce bir grup kurdum. Adını da ‘Nurdan Ayhan Nostalji Sahne Topluluğu’ koydum. Annemin yaş grubundaki, Sarısözen’in adıyla anılan ilk Yurttan Sesler döneminin, Türk Halk Müziğine gönül vermiş, türküyü çoban müziği olmaktan çıkarıp halkın müziği olarak yaymakta emeği geçmiş tüm sanatçıları anmak ve onları gençlere tanıtmak için kurduk bu grubu.
“Annemle babamın sahneleri çok güzeldi, adeta bir kabare gibiydi. Hem tiyatro vardı, sazların da katıldığı, mizansenler yapılırdı. Türkülere göre kıyafetler değişir, oyun havası girer, drama girer, her şey çok enteresandı. Hâlâ öyle bir sahne yok. Ben bunu yapmaya çalışıyorum. Nefesim yettiği kadar da bu sanatçıları yaşatmak için çalışıyorum. Kendi seslerinden de dinletiyorum ara ara. Bu sahneyi yaşatmaya çalışıyorum. Annemin ölümü de beni daha çok kamçıladı. O kadar özel sesler ki, yerine yenisi gelmedi. Annemin değerini, o dönemin sanatçılarının değerini döndürmeye adeta ant içtim.”