İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmada, Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Berk, çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanık Osman Kavala’ya sorular yöneltti.
Perk, Kavala’ya, internette yer alan 11 Kasım 2011 tarihli “Ayaklan İstanbul” başlıklı videoda, röportaj yapılan firari sanıklardan Mehmet Ali Alabora’nın “Arap Baharı’nın bölgesel değil küresel olduğu, Türkiye’de de olmasını istediği” şeklinde beyanlarının yer aldığını belirterek, “Sizin bu konuda bir bilginiz var mı?” diye sordu.
Kavala, buna ilişkin bilgisi bulunmadığını, Gezi olayları ile ilk temasının Haziran 2013’te yaptığı bir telefon görüşmesi oluğunu ifade ederek, “Mehmet Ali Alabora’nın faaliyetleri benimle ilişkilendirilmiş. Hiçbir alakam yok. Maddi destek de sağlamadım.” dedi.
SOROS’U TANIYOR MUSUN?
George Soros’u tanıyıp tanımadığı sorusuna Kavala, “Kendisini 2008 yılından beri tanıyorum. Sonrasında Açık Toplum Enstitüsü’nün desteklediği Türkiye’deki Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliğinde yer aldım. Soros, İstanbul’a geldiğinde toplantılarına katıldım. Toplantı Açık Toplum Vakfında olurdu genelde.” cevabını verdi.
Başkan Perk’in, Taksim Dayanışması’nın Twitter hesabından 27 Mayıs 2013’te “Sabah 07.30’dan itibaren Gezi Parkı’nda toplanıyoruz.” gibi çağrılar yapıldığının tespit edildiğini belirterek, “Siz hiç bu çağrılara uyarak Gezi Parkı’na gittiniz mi?” sorusunu yönelttiği Kavala, birkaç kez Gezi Parkı’nda bulunduğunu ancak buraya çağrılardan dolayı gitmediğini, çalışma ofisinin Taksim’deki Divan Oteli’nin bitişiğindeki olduğunu söyledi.
GAZ MASKESİ SORUSU
Kavala, Mahkeme Başkanı Perk’in, “Gezi olaylarında gaz maskesi gibi materyaller alarak bu eylemcilere bu destekleri verdiniz mi?” sorusu üzerine, şunları söyledi:
“İddianamede de bir telefon görüşmesi yer alıyor. Mine Özerden gençlerin gaz maskesine ihtiyacı olduğunu söylüyor. Ben de bir hesap açılırsa yardımcı olabileceğimi söylüyorum. ‘Bir şirketin değil, bir şahsın hesap açması uygun olur?’ diyorum. Ben bu gaz maskelerinin parktaki gençler için barışçıl amaçlarla kullanılacağını düşünmüştüm. Parktaki o kesif kokuyu hissetmiştim. Ama daha önemlisi böyle bir hesap açılmadı. Açılsa benden destek talep ederlerdi. Ayrıca Özlem Dalkıran ile bir görüşmemiz var. Kendisine ‘Bir şeye ihtiyacınız var mı?’ diyorum. O da bana ‘Poğaça ile ağız ve burunluk getirebilirsin iyi olur.’ diyor. Pastaneden 2030 poğaça aldım, yanındaki eczaneden de ağız burunluk aldım.”
Perk, Anadolu Kültür Vakfı olarak, Gezi olaylarıyla ilgili kimseye resmi ya da gayriresmi yoldan tek kuruş ödeme yapmadıklarını anlatan Kavala’ya, “Yiğitcan Ekmekçi ile yapmış olduğunuz görüşmede, Ekmekçi size ‘İnsan hakları konseyi geldiğinde görüşmek ister misin?’ diyor. Siz ‘Olur tabii memnun olurum.’ diyorsunuz. ‘Biz devletin dışarıdan aldığı bu gaz ile ilgili ambargo konulması için çalışıyoruz.’ diyorsunuz. Bu görüşmenin içeriği nedir?” diye sordu.
Kavala, soruya “Türkiye İnsan Hakları Kurulu’nun bir Gezi raporu var. Savunmamda bu Gezi raporundan alıntılar aktarmıştım. Bu raporda açık şekilde biber gazının usullere uygun olmayan şekilde kullanılmasının birtakım yaralanmalara neden olduğu, protestoların bu nedenden uzadığı ve şiddetlendiği belirtiliyor. Maalesef Gezi olaylarında bununla karşılaştık. Bu konuşmam bununla ilgilidir. Ambargo gibi herhangi bir teşebbüsüm olmadı.” karşılığını verdi.
Bunun üzerine Başkan Perk, duruşma salonundaki büyük ekranda, Gezi Parkı ve Taksim’de çekilmiş fotoğraflar göstererek, “Görüyorsunuz araçlar ters çevrilmiş, etraf dağıtılmış, siz burada aşırı güç kullanıldığını mı düşünüyorsunuz? Sizin engelleme çabanız bu müdahalelere yönelik mi?” diye sordu.
Kavala, “Bu olaylar olurken ben o mahalde değildim. Türkiye İnsan Hakları Kurulu’nun verilerine göre 5 bin küsur eylem ve faaliyetin ancak 150 kadarında şiddet unsuru görülmüş ve müdahale edilmiş. Elbette şiddet unsuru görülen eylemlerde polis müdahalesi normaldir. Bizim asıl söylediğimiz barışçıl olan gösterilerde bu tür müdahalelerin en azından aşırı güç kullanılan şekilde yapılmaması ve gaz kullanımının yasalara uygun olmasıdır.” dedi.
‘ŞİDDET OLAYLARINI ARTIRMAK GİBİ AKLIMDAN HERHANGİ BİR ŞEY GEÇMEDİ’
Perk’in, “Garaj İstanbul, Baraka, Anadolu Jam, Kent Forumları gibi çalışma gruplarının oluşturulması, belgesel çekimleri, diyalog ve uzlaşma dernekleri adı altında toplantılar yapmak falan. Bu kadar şey çevre duyarlılığını aşmıyor mu?” sorusu üzerine Kavala, “Anadolu Kültür AŞ olarak bu toplantıları fonlamadığımız gibi şahsım adına da bu toplantılara da katılmadım.” diye konuştu.
Kavala, Başkan Perk’in, Hanzade Germiyanoğlu ile aralarında geçen bir telefon görüşmesini hatırlatarak, “Germiyanoğlu size ‘Direniş kendi akışında gidiyor. Yakın zamanda bunun ivmesinin düşmesi gibi bir risk olabilir. Biraz bu hareketi hem toparlamak ve genişletmek hem de derinleştirmek için ne yapabiliriz?’ demiş. Bu konu hakkında ne diyeceksiniz?” sorusu üzerine, şu savunmayı yaptı:
“Şiddet olaylarını artırmak gibi aklımdan herhangi bir şey geçmedi. Gezi Parkı olayları mayıs, haziran ve temmuz aylarında protestolar halinde gerçekleşti. Temmuz sonundan itibaren bu forumlara dönüştü. Forumlarda çevre meseleleri ve yerel yönetim konuları tartışıldı. Ben Hanzade Hanım’ın bu konuşmada bu forumları kastettiğini düşünüyorum.”
Tapelerde yer alan bütün konuşmalarının değerlendirme yapmaktan ibaret olduğunu, kimseye herhangi bir talimatta bulunmadığını savunan Kavala, “Gezi Parkı ile ilgili biz bir tek masa yolladık.” ifadesini kullandı.
SİZ ONLARIN TEMSİLCİSİ MİSİNİZ?
Mahkeme Başkanı Galip Mehmet Perk, sanık Kavala’ya, birkaç telefon görüşmesini daha belirtip yurt dışından bağlatılı olduğu kişilere Gezi olayları ile ilgili bilgi verip vermediğini sordu. Kavala, yurt dışındaki kişilere bilgi aktarmadığını, çeşitli ülkelerin konsolosluk ve büyükelçiliklerinde çalışan kişilerle diyaloğu olduğunu söyledi.
Bunun üzerine Perk’in “Almanlar, Amerikalılar Gezi ile ilgili sizden bilgi alıyor. Siz kimsiniz ki sizden bilgi alıyorlar? Siz onların temsilcisi misiniz?” sorusunu yönelttiği Kavala, şunları anlattı:
“İddianamede yer alan husus Amerika’daki bir toplantıyla ilgilidir. Temsilcileri olsam bilgi almaz, talimat verirler. Bağımsız düşünen, bağımsız analizler yapan biri olduğumu düşünmüşler. Benim başka ülkelerin konsolosluklarıyla da ilişkilerim var. Sordukları zaman kendi değerlendirmelerimi yapıyorum.”
BÖLÜNMÜŞ TÜRKİYE HARİTASI SORUSU
Osman Kavala, “Cep telefonunuzda bölünmüş Türkiye haritası, terör örgütü PKK’nın Halk Cephesini gösteren pankart gibi şeylerin fotoğrafları bulunmuş. Bunlar telefonunuzda neden bulunuyordu?” sorusu üzerine şunları kaydetti:
“O bölünmüş harita, Türkiye’de arı ırkının hangi bölgelerde olduğuna dair bir harita. TEMA Vakfı üyesiyim. Bir arı üretme merkezine gittik. Orada birinden almıştık. Bu haritanın siyasi bir içeriği yoktur. Gezi olayları sırasında ilginç gördüğüm şeylerin fotoğraflarını çektim. Bunlar arasında Taksim’deki Atatürk heykelinin etrafına sarılan flamalar ilginç bir tezat teşkil ettiğinden bunun fotoğrafını çekmiştim, o da var. Bu benim kendi merakımla ilgili bir şey. Bunun paylaşılması söz konusu değil.”