Tolga Gürler yazdı...
Dün dediklerimi bugün anladınız.
Bugün dediklerime yine karşısınız tıpkı dünkü gibi.
Yarın, benim bugün dediklerimi savunacaksınız.
Ama bugün karşısınız, çünkü aklınız esir.
Özünüz, yapılan taarruz karşısında ağır yaralı.
Kulağınızdan ve gözünüzden saldırıyor düşman.
Beyninize ilmek ilmek işliyor zehrini.
Ağlar örüyor bilinçlerinize kelepçe vuruyor algınıza.
Bir kaç kuşak öncesinden başlıyor düşman içimizdeki haini yetiştirmeye.
Önce maskeli hainleri öne sürüyor, ortam iyice hazırlanıyor.
Sonunda en büyük adımını atıyor ve göstere göstere yaptırıyor istediklerini.
Bunun anlamı, karşı taraftan da anlaştığı birileri var demek oluyor.
Hemen sonraki hamlesini oynuyor ve başta beslediği içimizdeki haini karşısındaki gruba satıyor.
Bu böyle sürüp gidiyor. Her seferinde ulus zarar görüyor.
Bedeli hep halk ödüyor.
Bir zamanlar kendisinin yarattığı kahramandan kurtarmak için yeni sözde kahramanlar yaratıyor düşman, gerçek kahramanlar ve gerçek kurtuluş ortaya çıkmasın, esaret sürsün diye.
Ancak zihninizdeki zehri temizleyip aklınızı özgürleştirdiğiniz gün anlayacaksınız dediklerimi. Birileri bedel ödemek zorunda kalmadan aklımız yerine gelmeli diye yapıyorum uyarılarımı.
Umutsuz muyum. Asla...Bir Fethi Sekin çıkar, bir Ömer Halisdemir çıkar, Albay Sait Ertürk çıkar, Bir Hasan Tahsin çıkar, bir Gazi Mustafa Kemal Atatürk çıkar oyunu bozar.
Zira; Umutların tükendiği yerde Türk'ü kudreti başlar.
Boşuna
"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!" demiyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
İLK KURŞUN