Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile eski istihbaratçı Enver Altaylı'nın da aralarında bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklardan Levent Göktaş, Mehmet Narin, Aydın Köstem, Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ile taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır ile başka suçtan tutuklu Enver Altaylı da SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı.

Duruşmada, olay tarihinde ABD Büyükelçiliğinde görevli Sabahattin Akdemir tanık olarak dinlendi. Akdemir, "O dönem ABD Büyükelçiliğinde güvenlik görevlisiydim. Portakal Çiçeği sokağındaydık. Lojmanlar çeşitli yerlerde olduğu için biz de dolaşırdık. Buradaki nöbetçileri denetlerdik. Rahmetlinin orada yaşadığını da bilmiyorduk. Olay sırasında hiç silah sesi de duymadık. Sakindi ortalık" şeklinde konuştu.

'AMERİKALILAR NE OLUP BİTTİĞİNİ ÖĞRENMEK İSTEDİ'

Akdemir mahkeme başkanının sorusu üzerine, cinayetin işlendiği saatlerden hemen sonra Kuğulu Park kavşağında trafik polislerinin, araçlarını durdurduğunu kaydederek, "Çankaya Köşkünün oradan geçerken polisler vardı. Bu polislerin telsizle konuştuğunu gördüm. Daha sonra Kuğulu civarında polis çevirdi. Üst araması, araç araması yaptılar. Daha sonra devam ettik" ifadelerini kullandı. Akdemir, cinayetin işlendiği yere gidip gitmediğini yönelik soruya, "Lojmanda oturan Amerikalılar ne olup bittiğini öğrenmek istemişti. Biz de bu nedenle gidip baktık. Olay yerinin çok yakınına gelmedik. Çünkü çok yoğun kalabalık vardı" cevabını verdi.

Akdemir, "Kuğulu Park civarında sizin aracınız dışında başka çevrilen araç oldu mu?" sorusunu, "Görmedim ama olmuştur muhtemelen" diyerek yanıtladı. ABD Büyükelçiliğinde görevli bir diğer kişi olan Yücel Atmaca'nın ABD'ye yerleşmesine ilişkin sorulan soru üzerine de Akdemir, Atmaca ile kişisel bir nedenden ötürü konuşmadığını söyledi.

'İLK ÇAĞRILDIĞINDA SAĞLIK ÖZRÜ YOKTU'

Duruşmada daha sonra, eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın tanık sıfatıyla ifadesinin alınması için evine gidildiği ancak sağlık sorunu nedeniyle Şıvgın'ın ifadesinin alınmadığına ilişkin tutanak hatırlatıldı.

Mahkeme başkanı soruşturma sürecinde Şıvgın'ın savcılıkta verdiği ifadeyi okuyup taraflara bu ifadeye karşı diyeceklerini sordu. Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, "Kişinin sağlık durumu ifade vermeye uygun değil. İfadeye çağrıldığı tarihte sağlık özrü yoktu. Keşke mahkeme o tarihte ifadeyi alabilseydi. Sorularımızı soramadık" şeklinde konuştu.

'MUSTAFA ÖZCAN O DÖNEM İTİBARLI BİRİ'

Sanıklardan Enver Altaylı da Halil Şıvgın'ın beyanlarının baştan sona yalan ve iftira olduğunu savunarak şunları söyledi:

"Enver Altaylı, Özbekistan’da darbe teşebbüsüne katılmış diyorlar. Böyle bir şey yok. Beni sevmeyen Moskovacı gazeteciler böyle haberler yapmış olabilir. Mustafa Özcan o dönem en itibarlı insanlardan biri. Hiçbir zaman Özcan ile birlikte Samanyolu TV kapısında Halil Şıvgın'ı beklemedim. 'Hablemitoğlu ile görüşmek için aracılık yapmamı istedi' diyor. Benim adım Enver Altaylı. Bu ülkeye ciddi hizmetlerim oldu. Hablemitoğlu ile görüşmek isteyen Altaylı'nın Halil Şıvgın'ın aracılığına ihtiyacı yok. Külliyen yalan."

MİT MÜSTEŞARLIĞI İDDİASI

Halil Şıvgın'ın yıllar önce verdiği ifadede kendisinden bahsettiğini bildiren Altaylı şöyle devam etti:

"Beni suçladığı basına yansıyınca, Necip İşçimen'i aradım ve ifade vermek istediğimi söyledim. Savcı bey bana bir tarih verdi. Bindim uçağa geldim. İşçimen ile o ifade dışında iki üç saat görüştüm. Hava Kuvvetleri Vakfında çalışan iki emekli korgeneral, Halil Şıvgın'ın MİT müsteşarlığı için bilgi notu hazırlamışlar. Halil Şıvgın, kendisinin yazdırdığı bu notu Hasan Doğan'a vereceğini söyledi. Yüzü olan Halil gelip gözüme bakar. Halil Şıvgın için böyle bir bilgi notu hazırlandı. Bu da Hasan Doğan'a gönderildi. Halil Şıvgın kendisine bir pisliğin bulaşacağını bildiği için beni suçlamış. Beni kullanmak istiyordu. Ben de kendisinden uzak durdum." Aydınlık